Ukrayna Savaşı’nda Yeni Faz

Financial Times’ın ortaya çıkardığı taslak, ABD ve Rusya arasında uzun süredir devam eden kapalı kapılar ardındaki diplomatik temasların somut bir ürünü gibi görünüyor. Belgede yer alan maddeler, Türkiye dahil bütün bölgesel aktörler açısından son derece kritik; çünkü ortaya konan çerçeve, sahada iki yıldır devam eden savaşın fiilen Rusya lehine sonuçlandığı bir düzeni tarif ediyor.

Plan, Kyiv’e yalnızca toprak değil, devlet kapasitesi düzeyinde taviz dayatıyor. Donbas’ın kalan bölümünün Rusya’ya bırakılması; Ukrayna ordusunun yüzde elli küçültülmesi; bazı kategorilerde ağır silahların tamamen terk edilmesi; uzun menzilli Batı silahlarının durdurulması; yabancı askerlerin ülkeye girişine son verilmesi — tümü, Ukrayna’nın caydırıcılığını ortadan kaldıran maddeler. Buna bir de Rusça’nın statüsünün yükseltilmesini içeren siyasi talepler ekleniyor.

Bu tablo, sahadaki güç dengesinin masaya taşınmış hâli. Taslak; Ukrayna’nın “savaşarak kazandığını” değil, “diplomasi masasında kaybettiğini” teyit eden bir görüntü veriyor. Kyiv’in kabul etmesi hâlinde ortaya çıkacak düzen, Ukrayna’nın hem güvenlik şemsiyesini kaybettiği hem de ileride yeniden benzer bir tehditle karşı karşıya kalabileceği bir jeopolitik boşluk yaratıyor. Washington’ın askeri desteği azaltan ifadeleri, NATO’nun doğu kanadının kırılganlığı açısından da önemli bir sinyal.

Bu nedenle taslak yalnızca bir “barış planı” değil; Avrupa güvenlik mimarisinin yeniden çizilmesi anlamına gelen stratejik bir çerçeve. Savaşın geleceğini belirleyecek olan artık cephe değil; ABD–Rusya ekseninde şekillenen bu diplomatik kulvar. Ukrayna’ya fiilen “teslim ol” denmesi, önümüzdeki aylarda pazarlıkların çok daha sert bir faza geçeceğine işaret ediyor.