Türkiye’nin beşinci nesil savaş uçağı KAAN için Endonezya ile yaptığı ihracat anlaşmasını duyurması, hem heyecan hem de şüphe yarattı. Paris Havacılık Fuarı 2025’te Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) CEO’su Mehmet Demiroğlu, Endonezya’nın 48 adet KAAN siparişi verdiğini açıkladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da sosyal medya hesabından bu anlaşmayı “dost ve kardeş Endonezya ile imzalanan büyük bir iş birliği” olarak duyurdu. Ancak Endonezyalı yetkililer kısa süre içinde bu iddiayı yalanladı: ortada kesinleşmiş bir anlaşma değil, yalnızca niyet beyanı (MoU) bulunuyor.
Endonezya ile Açıklanan 48 Uçaklık “Anlaşma”
11 Haziran 2025’te Endonezya’daki savunma fuarı sırasında Türkiye ve Endonezya, 48 KAAN savaş uçağı için bir MoU imzaladı. Erdoğan bu anlaşmayı Türkiye’nin yerli savunma sanayiindeki ilerlemesini ve Endonezya ile ilişkilerinin derinleşmesini gösteren tarihi bir adım olarak lanse etti. TUSAŞ yetkilileri, bu anlaşmada teknoloji transferi ve yerel üretim gibi konuların da yer aldığını öne sürdü. Demiroğlu ayrıca, Türk Hava Kuvvetleri’nin KAAN’ı seçmesinin diğer ülkelere de “güven sinyali” verdiğini söyledi. Bu açıklamalarla Türkiye, KAAN’ı Amerikan F-35’in daha uygun fiyatlı ve erişilebilir bir alternatifi olarak uluslararası sahnede konumlandırmayı hedefliyor.
Körfez ve Diğer Alıcılar Hedefte
Demiroğlu, “Henüz hiçbir şey kesinleşmedi ama Körfez’den ilgi var” diyerek Suudi Arabistan ve BAE’yi işaret etti. Suudi Arabistan’ın 100 KAAN uçağı almayı değerlendirdiği, BAE’nin ise Şubat 2025’te Abu Dabi’deki IDEX savunma fuarında ilgisini belli ettiği biliniyor. Azerbaycan ve Pakistan da potansiyel alıcılar arasında. Türkiye’nin Endonezya ile olan bu MoU’su, KAAN’ın pazarlanmasında referans noktası haline getiriliyor.
Endonezya Fren Yapıyor: “Sözleşme Yok, Sadece Mutabakat Zaptı”
Tüm bu açıklamalara rağmen, Endonezya Savunma Bakanlığı bu anlaşmanın bağlayıcı olmadığını net bir dille ifade etti. Yapılan imza, sadece bir niyet beyanı – yani iki ülkenin konuya sıcak baktığını ortaya koyan bir ilk adım. Savunma Bakanlığı Sözcüsü Frega Ferdinand Wenas Inkiriwang, “Sözleşme imzalanmadan ortada bağlayıcı bir anlaşma yoktur” diyerek kamuoyunda oluşan beklentiyi dengeledi. Erdoğan’ın bahsettiği 48 uçaklık sayı ise Endonezya Hava Kuvvetleri’nin hedefi, alınması kesinleşmiş bir miktar değil.
Bu tarz MoU’lar Endonezya için yeni değil. 2022’de Boeing ile 24 adet F-15EX alımı için de benzer bir mutabakat yapılmış, ancak hâlâ bağlayıcı sözleşmeye dönüşmemişti. Boeing, yerel üretimin %85’ini Endonezya’da yapmayı taahhüt etmesine rağmen, resmi bir satış hâlâ yok. KAAN için de benzer bir süreç yaşanıyor gibi görünüyor: kapılar aralandı ama içeri girilmiş değil.
Güney Kore’ye Sürpriz Bağlılık: KF-21 Programı Devam Ediyor
KAAN anlaşması duyurulduktan sadece bir gün sonra Endonezya, Güney Kore’nin KF-21 Boramae savaş uçağı projesine olan bağlılığını tekrar vurgulayan stratejik bir iş birliği anlaşması imzaladı. Bu hamle, “Endonezya KAAN’a yöneldi, KF-21’i bırakıyor” söylentilerini çürüttü. Endonezya şu anda hem Rafale hem KF-21 hem de KAAN projeleriyle ilgileniyor. Ancak bütçe kısıtları nedeniyle hepsini aynı anda ilerletmesi mümkün değil.
Bütçe Gerçekliği: Endonezya’nın Kısıtları
2024 yılı için Endonezya’nın savunma bütçesi yalnızca 9 milyar dolar civarında. Bu bütçeyle hem 42 adet Rafale savaş uçağı alımı (yaklaşık 8 milyar $) hem de KF-21 gibi uzun vadeli ortak projeler zaten ciddi yük oluşturuyor. Eğer KAAN da eklenirse, bu durum sadece maliyet değil aynı zamanda bakım, eğitim, yedek parça ve altyapı açısından da lojistik kriz yaratabilir.
Endonezya bu nedenle şu anda aşağıdaki tüm uçakları değerlendirme aşamasında:
Fransız Rafale: 42 adet için sözleşme imzalandı, 2026’dan itibaren teslimatlar başlayacak. Ek alımlar için de niyet mektubu verildi.
Güney Koreli KF-21: Endonezya ortak üretici konumunda, ödeme gecikmeleri nedeniyle anlaşma yeniden yapılandırıldı. Haziran 2025’te iş birliği teyit edildi.
Amerikan F-15EX: 2022’de Boeing ile MoU imzalandı ama henüz sözleşmeye dönüşmedi.
Çinli J-10CE ve Rus Su-35: Bu iki seçenek de hâlâ gündemde. Su-35 daha önce alınmak istenmiş ama ABD’nin CAATSA yaptırımları ve bütçe nedeniyle ertelenmişti.
Kıdemli gazeteci Prakash Nanda’nın dediği gibi: “Değerlendirme yapmak ile sözleşme imzalamak arasında büyük fark var.”
KAAN’ın Zorlukları: Motor, Takvim ve Bağımlılıklar
KAAN hâlâ geliştirme aşamasında. İlk uçuş testi 2026’nın başında planlanıyor. İkinci prototip 2026 ortasında, üçüncüsü 2027 başlarında uçacak. Türk Hava Kuvvetleri’nin hizmetine 2028 civarında girmesi planlanıyor. Dolayısıyla Endonezya ile bir anlaşma imzalansa bile teslimatlar 2030’lu yılları bulabilir.
Ayrıca KAAN’ın ilk üretimlerinde Amerikan General Electric F110 motorları kullanılacak. Bu da uçağın kullanımına dair Amerika’nın ihracat izinlerine ve politik onayına bağımlı olunacağı anlamına geliyor. Nanda bu konuda şu uyarıyı yapıyor:
“Bu uçaklar uzun süre Amerikan GE motorları kullanacağı için, hangi ülkenin nasıl ve ne zaman kullanabileceği konusunda ABD’nin onayı gerekecek. Bu da özgürlüğü kısıtlar.”
Türkiye yerli motor geliştirmek için TF-35000 projesi üzerinde çalışıyor, ancak bu motorun KAAN’a entegre olması 2030’ları bulacak.
Sonuç: Ortada Henüz Bir Anlaşma Yok
Özetle, Türkiye’nin Endonezya’ya 48 KAAN satışı yönündeki duyurusu şimdilik daha çok PR (kamuoyu oluşturma) amacı taşıyor. Gerçekleşmiş bir satış değil, ama potansiyel bir başlangıç noktası. Endonezya net bir şekilde “şu an ortada bağlayıcı sözleşme yok” diyerek durumu açıklıyor.
KAAN’ın performansı, teslimat takvimi ve motor bağımlılığı gibi birçok faktör, Endonezya gibi alıcılar için önemli riskler barındırıyor. Bu yüzden ülke, hem teknik hem bütçesel açıdan tüm opsiyonları masada tutuyor ve karar vermeden önce ciddi değerlendirmeler yapıyor.
Türkiye ise bu anlaşmayı uluslararası pazarlarda KAAN’a ilgi çekmek için sembolik bir sıçrama tahtası olarak kullanıyor.
Son söz Prakash Nanda’dan gelsin:
“Değerlendirme yapıyor olmak, imzalamaya çok ama çok uzak bir noktadadır.”