AB’ye 9 Temmuz’a kadar süre tanıyan Trump, aynı günlerde Putin hakkında da çarpıcı açıklamalarda bulundu: “Eğer ben başkan olsaydım, Ukrayna işgali asla yaşanmazdı.”
ABD Başkanı Donald Trump, Avrupa Birliği’ne uygulanması planlanan %50’lik gümrük tarifelerini 9 Temmuz’a kadar askıya aldı. Brüksel’le tırmanan ticaret gerilimini geçici olarak yumuşatan bu karar, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in Trump’ı doğrudan arayarak ek süre talep etmesiyle alındı. Taraflar şimdi, bu kısa sürede bir uzlaşma arayacak.
Ancak Trump’ın sadece Avrupa’yla değil, Rusya’yla ilgili çıkışları da yeniden gündemde. Trump, hafta sonu yaptığı açıklamada, “Eğer ben başkan olsaydım, Putin Ukrayna’ya asla girmezdi. Onunla güçlü bir ilişkim vardı ve bu savaşı engellerdim,” ifadelerini kullandı. Bu sözler, hem ABD kamuoyunda hem de NATO çevrelerinde yankı buldu.
Transatlantik Ticaret Geriliminde Geçici Soluklanma
Trump’ın %50’ye varan tarifelerle özellikle Avrupa’dan ithal otomotiv, teknoloji ve lüks tüketim ürünlerini hedef aldığı biliniyor. Tarife tehdidi Almanya, Fransa ve İtalya gibi sanayi devlerini baskı altına alırken; AB tarafı, olası bir uygulamanın transatlantik ticareti zedeleyeceği konusunda uyarılarda bulunmuştu.
Von der Leyen’in doğrudan diplomatik temas kurarak Trump’tan 9 Temmuz’a kadar ek süre alması, AB tarafında zaman kazanma olarak yorumlanıyor. Ancak anlaşma sağlanamazsa, yüksek tarifeler yürürlüğe girebilir ve bu durum küresel tedarik zincirlerine zarar verebilir.
Trump Seçim Vitesini Yükseltti
Tarife sopasının geri çekilmesi ve Rusya’yla ilgili sert açıklamalar, Trump’ın Kasım’daki başkanlık seçimlerine yönelik stratejik pozisyon alışına işaret ediyor. Uzmanlara göre, Trump hem iç kamuoyuna “sert lider” mesajı veriyor hem de Biden yönetimini “zayıf” göstermek için dış politikada güçlü çıkışlar yapıyor.
Ekonomistler, bu tür açıklamaların piyasalar açısından belirsizlik yaratabileceği görüşünde. Ticari cephede yaşanacak her gelişme, Avrupa borsalarından Wall Street’e kadar geniş bir etki alanına sahip olabilir.