S&P 500, 9 Günlük Yükselişle Tarihe Geçti
ABD borsalarının amiral gemisi S&P 500, 9 işlem günü üst üste artıda kapatarak son 20 yılın en uzun günlük kazanç serisini kayda geçirdi. Bu olağanüstü ralli, yatırımcılara yalnızca moral değil, aynı zamanda anlamlı bir teknik mesaj da verdi: Piyasa, ticaret savaşı şokunu sindirdi.
9 günlük bu yükseliş sürecinde endeks %10,3 değer kazanarak, 2 Nisan’da ABD yönetiminin Çin’e karşı gümrük tarifelerini yeniden uygulamaya koymasının ardından yaşanan tüm kayıpları sildi. Endeks bu hareketle, “tarife şoku” sonrası yeniden güvenli bölgeye taşındı.
Ancak bu ralli sadece günlük bazda değil, aylık grafiklerde de tarih yazdı. Teknik analistlere göre, bu kadar kısa sürede gelen yüksek hacimli ve kesintisiz artışla oluşan aylık mum, S&P 500 tarihinde bir ilk. Böyle bir formasyon geçmişte ya ayı piyasasından dönüşlerde ya da yeni boğa piyasalarının başında görülüyordu.
Wall Street’in bu güçlü fiyatlaması, piyasaların ABD ile Çin arasında yeniden bir “uzlaşma zemini” oluştuğuna dair beklentileri satın almaya başladığını gösteriyor. Geçtiğimiz hafta her iki taraftan gelen ılımlı mesajlar —özellikle ABD Ticaret Temsilciliği’nin bazı ürünlerde muafiyet sinyali vermesi ve Çin’in karşılıklı görüşmelere yeniden açık olduğunu duyurması— bu iyimserliği tetikledi.
Ayrıca, küresel tedarik zincirlerine ilişkin risklerin azaldığına dair gelen sinyaller, büyük teknoloji ve sanayi hisselerinde hızlı toparlanmalara yol açtı.
Yatırımcılar Ne Yapmalı?
Yatırım bankaları bu yükselişi destekleyen temel faktörlere dikkat çekiyor:
- Faiz indirimi beklentileri,
- Güçlü bilançolar,
- ABD ekonomik verilerinde yumuşak iniş sinyalleri,
- Ve ticaret savaşında olası bir ateşkes.
Ancak analistler bu rallinin ardından kısa vadede kâr satışlarının da göz ardı edilmemesi gerektiği konusunda uyarıyor. Özellikle jeopolitik riskler ve ticaret müzakerelerinde yaşanabilecek yeni gerilimler, yükselişi hızla tersine çevirebilir.
Sonuç
S&P 500’ün bu tarihi rallisi, piyasanın “ticaret savaşı”na artık kriz değil, fırsat olarak baktığını gösteriyor olabilir. Ancak asıl cevap, önümüzdeki haftalarda tarafların masaya ne kadar ciddi oturacağına bağlı.
İzlenecek ana sinyal: Washington ve Pekin’den gelecek resmi açıklamalar.