Nasdaq’tan Borsa İstanbul’a Aynı Tablo
Hisse senedi manipülasyonu sadece Türkiye’ye has bir sorun değil. Küresel ölçekte her borsada, özellikle düşük hacimli ve küçük ölçekli hisselerde benzer senaryolar yaşanıyor. Financial Times’ın bugünkü haberine göre, Nasdaq’ta kote Çin menşeli küçük şirketlerin hisseleri “pump & dump” operasyonlarıyla yatırımcılara milyarlarca dolar kaybettirdi.
Haberde, Ostin Technology hissesinin grafiği çarpıcı bir örnek olarak sunuluyor: yatırımcılar önce sahte umutlarla hisseye çekiliyor, fiyat agresif biçimde şişiriliyor, ardından hiçbir haber akışı yokken sert çöküşle yatırımcılar ağır kayıplara uğruyor.
Atilla Köksal’dan Çarpıcı Benzerlik Uyarısı
Türkiye sermaye piyasalarının deneyimli isimlerinden Atilla Köksal, sosyal medya paylaşımında bu tabloyu şöyle özetliyor:
“Hisse senedi manipülasyonu sadece bizim borsamıza has bir sorun değil. Her ülkede manipülasyon oluyor. Ekte bugünkü Financial Times’ın bu konudaki haberi var. Nasdaq borsasına kote, küçük ölçekli Çin şirketlerinin hisseleri üzerinde büyük manipülasyonlar yapılmış.

Ekteki grafikte Ostin Technology hissesinin grafiği var. Bu tipik bir manipülasyon grafiği. Bizim borsamızda buna tıpa tıp benzeyen en az elli grafik sayabilirim.

Borsamızda manipülasyon artık sıradan bir olay oldu. Sermaye piyasamız günden güne eriyor ve yozlaşıyor. Hayatlarını bu piyasadan kazanan, dürüst yatırım profesyonellerinin çok azının buna tepki veriyor olması ise düşündürücü.”
“Pump & Dump” Mekanizması Nasıl İşliyor?
Manipülasyonun işleyişi hem Nasdaq’ta hem Borsa İstanbul’da benzer bir şemayı takip ediyor:
- Başlangıç: Yatırımcılar sosyal medya, forumlar veya kapalı gruplarda hisseye yönlendirilir.
- Şişirme: Küçük bir hisse agresif alımlarla hızla yükseltilir.
- Zirve: Sahte beklentilerle fiyat olağanüstü seviyelere çıkar.
- Çöküş: Organizatörler kârını alıp çıkar; hisse ani bir çöküşle küçük yatırımcıyı ağır zararda bırakır.
FT’nin haberinde, 2020–2021 döneminde ABD’de “pump & dump” vakalarının %900’ün üzerinde arttığı, özellikle Çinli küçük şirketlerin hedef alındığı vurgulanıyor. ABD’li regülatörler bu süreçte defalarca uyarıda bulunmuş, ancak manipülasyonların önüne tam anlamıyla geçilememiş.
Türkiye’de Durum: Normalleşen Manipülasyon
Borsa İstanbul’da da benzer grafikler adeta sıradan hale geldi. Küçük ölçekli hisselerde fiyatların bilanço ve faaliyet gerçekleriyle ilgisi kalmıyor. Yatırımcı güvenini erozyona uğratan bu süreç, üç temel riski büyütüyor:
- Kurumsal yatırımcı ilgisi azalıyor: Uluslararası fonlar, güven problemi nedeniyle piyasadan uzaklaşıyor.
- Şirketler zarar görüyor: Sağlıklı şirketler bile fiyatlamaların güvenilmezliği nedeniyle borsadan fon bulmakta zorlanıyor.
- Yatırımcı tabanı daralıyor: Küçük yatırımcı “oyunun kuralları bozuk” diyerek piyasadan çıkıyor.
Sonuç: Aynı Senaryo, Farklı Borsalar
Nasdaq’ta Çinli şirketler üzerinden yaşanan manipülasyon dalgalarıyla, Borsa İstanbul’daki küçük ölçekli hisselerin grafikleri arasındaki benzerlik dikkat çekici. Fark şu: ABD’de regülatörler sürekli alarm verirken, Türkiye’de bu yapı adeta olağanlaşmış durumda.
Atilla Köksal’ın vurguladığı gibi, manipülasyon artık tekil bir vaka değil, sistemik bir risk. Bu risk sadece bireysel yatırımcıların cebini değil, sermaye piyasasının geleceğini de tehdit ediyor.