Geçtiğimiz hafta küresel piyasalarda yatırımcılar, ticaret gerilimi, para politikası belirsizlikleri ve büyük merkez bankalarından gelen karmaşık sinyaller arasında yön bulmaya çalıştı.
Tüm bu belirsizliklere rağmen hisse senetleri güçlü bir yükseliş performansı sergilerken, yatırımcıların risk iştahında dikkat çekici bir canlılık gözlemlendi.
MSCI Dünya Endeksi hafta genelinde %1,5 artarak tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. S&P 500 endeksi Şubat ayından bu yana ilk kez 6000 puanın üzerine çıkarken, Nasdaq endeksi Tesla hisselerindeki sert düşüşe rağmen ikinci haftasında da %2’nin üzerinde değer kazandı.
Tesla’nın Hisselerinde Tarihi Kayıp
Elon Musk’ın elektrikli araç devi Tesla’nın hisseleri, Perşembe günü yaşanan %14’lük düşüşle yatırımcıların gözünde adeta değer erozyonuna uğradı. Şirketin piyasa değerinden 155 milyar dolar silindi ve hisseler yılbaşından bu yana toplamda %27 kayıp yaşadı. Bu rakam, dünyanın en büyük 20 şirketi arasında en sert değer kaybına işaret ederken, Tesla’nın toplam piyasa değerinden yıl başından bu yana 330 milyar dolar buharlaştı.
Değerli Metallerde Güçlü Sıçrama
Değerli metaller tarafında ise gümüş, Eylül ayından bu yana en iyi haftalık performansını göstererek %10 yükseldi ve 13 yılın zirvesi olan 36 dolar/ons seviyesine tırmandı. Platin de %10’luk artışla üç hafta içinde ikinci haftasını pozitif kapatarak yatırımcıların dikkatini çekti.
Enerji ve Tahvil Piyasalarında Fiyat Hareketleri
ABD ham petrol vadeli işlemleri, arz endişeleri ve ABD-Çin ticaret geriliminin hafifleyeceği beklentileriyle %6 yükselerek varil başına 64 doların üzerine çıktı. Bu artış, Eylül ayından bu yana kaydedilen en büyük haftalık kazanç olarak öne çıktı.
ABD tahvil getirileri cephesinde ise 2 yıllık ve 10 yıllık tahvil faizleri arasındaki eğri, kısa vadeli satış baskısı nedeniyle bu hafta Şubat ayından bu yana en fazla 11 baz puan düzleşti. Yatırımcılar Fed’in faiz indirimi konusunda kesin bir sinyal vermemesinin ardından temkinli bir pozisyon aldı.
Merkez Bankalarından Karışık Mesajlar
Küresel para politikası tarafında yatırımcılar farklı merkez bankalarının kararlarıyla meşguldü. Kanada Merkez Bankası faiz oranlarını sabit tutarken, Avrupa Merkez Bankası (ECB) çeyrek puanlık faiz indirimi gerçekleştirdi ancak piyasaya verdiği yönlendirme görece şahin kaldı. Bu durum Kanada doları ve euronun değer kazanmasına neden oldu.
Öte yandan İsviçre Merkez Bankası’nın deflasyona kayma sinyalleri, yıl sonuna kadar negatif faizlere dönüş beklentisini güçlendirdi. Hindistan Merkez Bankası ise sürpriz bir şekilde faiz oranlarını beklenenden fazla düşürerek dikkat çekti.
ABD ve Çin: Ticaret Geriliminde Yeni Perde
ABD-Çin ticaret müzakerelerinin önümüzdeki hafta Londra’da devam etmesi planlanıyor. Washington’un karşılıklı tarifelerle ilgili kararlarının 9 Temmuz’da sona erecek geçici süre dolmadan yeni bir aşamaya geçmesi bekleniyor.
Trump’ın aynı gün Almanya Başbakanı Friedrich Merz ile Oval Ofis’te yaptığı görüşmede de yüzlerde tebessümler dikkat çekti. Ancak Almanya ile yapılacak olası ticaret anlaşmalarının ikili değil, 27 üyeli Avrupa Birliği çerçevesinde yürütülmesi gerektiği vurgulandı.
Küresel Ticaret Savaşları ve Politik Belirsizlikler
ABD’nin ticaret tarifesi stratejisi, sektörel tarifeler, karşılıklı vergi düzenlemeleri ve çeşitli ülkelerle yapılan ikili müzakerelerle dolu karmaşık bir tabloya dönüştü. Mahkeme kararları ve sektörel düzenlemeler de dahil olmak üzere çok sayıda değişkenin masada olduğu bu ortamda, yatırımcılar “bardağın yarısı dolu” yaklaşımıyla fiyatlamalarını sürdürüyor.
Sonuç
Küresel piyasalarda geçtiğimiz hafta, ticaret savaşlarının gölgesinde güçlü bir yükseliş haftası olarak kayıtlara geçti. Tesla gibi devlerdeki çalkantılar ve merkez bankalarından gelen karmaşık mesajlar, yatırımcıların risk iştahını test ederken; dolar, Hazine tahvilleri ve altın gibi güvenli limanlar ise görece yatay kaldı. Önümüzdeki hafta ise Londra’daki ABD-Çin görüşmeleri ve Washington’un yeni tarife kararları piyasalarda belirleyici olacak.