Tel Aviv’de on binlerce İsrailli sokaklara çıkarak, Gazze’deki savaşın bitirilmesi ve rehinelerin serbest bırakılması için ABD Başkanı Trump’a doğrudan çağrı yaptı.
Protestolar Netanyahu hükümetine baskıyı artırırken, “Trump’ın mirası çöküyor” sloganı dikkat çekti.
Rehinelerin aileleri ateşkes için müzakere talep ederken, savaş İsrail toplumunda desteğini giderek kaybediyor.
İsraillilerden Trump’a Gazze Çağrısı: “Mirasınız Çöküyor”
Tel Aviv’de cumartesi gecesi düzenlenen büyük miting, savaşın gölgesindeki İsrail toplumunun değişen ruh halini gözler önüne serdi. Binlerce İsrailli, askeri karargâhın dışındaki meydanı doldurarak hem hükümete hem de doğrudan ABD Başkanı Donald Trump’a seslendi. Talepler netti: Gazze savaşı sona ermeli, rehineler bir an önce serbest bırakılmalı.
Göstericilerin taşıdığı dövizler, savaşın İsrail iç siyasetindeki yankılarını da ortaya koydu. “Trump’ın mirası çöküyor” yazılı pankart, ABD liderinin başkanlık seçimleri öncesinde verdiği “Gazze savaşını hızla bitirme” sözünü yerine getirememesine bir gönderme niteliğindeydi. Bir başka dövizde ise “Başkan Trump, rehineleri hemen kurtarın!” ifadeleri vardı.
Netanyahu’ya Baskı, Trump’a Yönelik Umut
Tel Aviv’de yaşayan 40 yaşındaki Boaz, protestonun ruh halini şu sözlerle özetledi: “Trump, Bibi üzerinde otoritesi olan tek kişi. Onu adım atmaya zorlayabilir.” Bu bakış açısı, İsrail kamuoyunda Netanyahu hükümetine olan güvenin zayıfladığını, çıkış yolu için gözlerin Washington’a çevrildiğini gösteriyor.
Netanyahu’nun geçtiğimiz haftalarda ordunun Gazze Şehri’ne yönelik saldırı emrini vermesi, rehinelerin güvenliği konusunda İsrail içinde derin bir kaygı yarattı. Askerî liderlik dahi, bu operasyonların rehineleri tehlikeye atabileceği konusunda uyarılar yaptı.
Rehineler Krizi: Ailelerin İsyanı
7 Ekim 2023 saldırılarında Hamas tarafından kaçırılan 251 kişiden bugün 48 rehinenin hâlâ Gazze’de tutulduğu düşünülüyor. İsrailli yetkililer bunların yaklaşık 20’sinin hayatta olduğuna inanıyor. Rehinelerin aileleri, hükümeti “vatandaşlarını terk etmekle” suçladı.
Gazze’de tutulan ve cenazesi hâlâ dönmeyen İsrailli askerin annesi Orna Neutra, mitingde yaptığı konuşmada ABD’ye seslenerek, “Her iki tarafın da nihayet onları eve getirecek kapsamlı bir anlaşmaya varmasını umuyoruz” dedi. Oğlu Ömer’in aynı zamanda Amerikan vatandaşı olması, Washington’a yönelik baskıyı artırıyor.
Haftalık Protestoların Yeni Rotası
Tel Aviv ve Kudüs’te düzenlenen protestolar giderek büyüyor. Organizatörler, cumartesi günkü mitinge on binlerce kişinin katıldığını belirtiyor. Gösterilerin artık “haftalık rutin” haline gelmesi, hükümetin manevra alanını daraltıyor.
Kamuoyu araştırmaları, İsraillilerin çoğunun Netanyahu hükümetinin Hamas ile kalıcı bir ateşkesi müzakere etmesi gerektiğini düşündüğünü gösteriyor. Bu eğilim, savaşın “daha fazla şiddet ve ölüm dışında bir amacı kalmadığını” savunan göstericilerin sloganlarıyla örtüşüyor.
Trump’ın İkilemi
ABD Başkanı Trump, seçim kampanyasında Gazze’deki savaşı hızla bitirme sözü vermişti. Ancak ikinci döneminin sekizinci ayında hâlâ somut bir çözüm yok. Washington, Hamas ile “çok derin” müzakereler yürütüldüğünü açıklasa da sonuç alınabilmiş değil.
Cuma günü yaptığı açıklamada Trump, güvenlik garantileri üzerinde çalışıldığını söyledi. Ancak iç kamuoyunda “vaatlerin yerine getirilmediği” algısı güçleniyor. Bu nedenle Tel Aviv’deki protestolar sadece Netanyahu’ya değil, Trump’a da doğrudan mesaj niteliği taşıyor.
Gazze’de Çatışmanın Bedeli
Gazze Şehri’nin banliyöleri yoğun İsrail saldırıları altında. Kentin nüfusu savaş öncesinde bir milyona yakındı; bugün yüz binlerce Filistinli, kıtlık ve bombardıman arasında yaşam mücadelesi veriyor.
Uluslararası gözlemciler, bölgede yüz binlerce kişinin açlık riskiyle karşı karşıya olduğunu bildiriyor. İsrail hükümeti “açlık var” iddiasını kabul etse de “kıtlık” ifadesini reddediyor. Ordu, sivillere Güney Gazze’ye göç etmeleri uyarısı yaptı.
Hamas’ın yayımladığı videolarda, rehinelerin kendilerini hedef alan bombardımanlardan korktuklarını söyledikleri görülüyor. İnsan hakları örgütleri, bu videoları “psikolojik savaş” olarak nitelendiriyor. İsrail ise Hamas’ın bu yöntemi rehineler üzerinden baskı aracı olarak kullandığını savunuyor.
Çıkış Yolu Var mı?
Hamas, temmuz ayında çöken müzakerelerde gündeme gelen şartlara benzer bir teklif sunmuştu: Geçici ateşkes karşılığında bazı rehinelerin serbest bırakılması. Grup, “savaş sona erer ve İsrail güçleri çekilirse tüm rehineler serbest bırakılır” mesajını yineledi.
Netanyahu ise “ya hep ya hiç” yaklaşımını sürdürüyor: Tüm rehinelerin aynı anda serbest bırakılması ve Hamas’ın tamamen teslim olması. Başbakan, Gazze Şehri’nin Hamas’ın kalesi olduğunu ve burayı ele geçirmenin “savaşın nihai zaferi” için şart olduğunu savunuyor.
Hamas, savaş sona erdiğinde Gazze’yi yönetmeyeceğini kabul etti, ancak silah bırakma şartını reddetti. Bu da taraflar arasında çözümsüzlüğün temelini oluşturuyor.
Sonuç: Siyasi ve Toplumsal Baskı Tırmanıyor
Ekim 2023’ten bu yana on binlerce Filistinlinin öldüğü, İsrail tarafında ise binlerce can kaybının yaşandığı savaş, hem askeri hem de siyasi düzeyde çıkmaza girmiş durumda. İsrail içinde Netanyahu’ya karşı artan protestolar, Trump’ın mirasına yönelik sert eleştiriler ve rehinelerin geleceği etrafında yoğunlaşan tartışmalar, sürecin daha da karmaşık hale geldiğini gösteriyor.
Kısacası, Tel Aviv’de yankılanan slogan, krizin çok katmanlı doğasını özetliyor: “Trump’ın mirası çöküyor.” Bu yalnızca ABD başkanının değil, İsrail hükümetinin de siyasi geleceğini tehdit eden bir gerçeğe işaret ediyor.