
ABD hisse senedi piyasaları, 2 Nisan’daki “Kurtuluş Günü” tarifelerinin ardından yaşanan sert düşüşten sonra, neredeyse COVID-19 dönemindeki toparlanma hızına benzer bir şekilde yükselişe geçti. Ancak bu kez, Federal Rezerv’in trilyon dolarlık likidite enjeksiyonu olmadan gerçekleşti.
Hızlı Toparlanma ve Piyasa Dinamikleri
S&P 500 endeksi, 8 Nisan’daki dip seviyesinden bu yana %17’den fazla artış gösterdi. Bu yükseliş, son 75 yılda nadiren görülen bir toparlanma hızı olarak kaydedildi. Ancak, analistler bu rallinin temel ekonomik göstergelerden ziyade yatırımcı duygularıyla, özellikle “kaçırma korkusu” ile beslendiğini belirtiyor .
COVID-19 Dönemindeki Fed Müdahalesi
2020’deki COVID-19 krizinde, Federal Rezerv ekonomiyi desteklemek amacıyla yaklaşık 3 trilyon dolarlık likidite sağladı. Bu müdahaleler arasında devlet tahvili ve ipotek destekli menkul kıymet alımları, küçük işletmelere ve yerel yönetimlere kredi desteği gibi geniş kapsamlı önlemler yer aldı . Bu likidite enjeksiyonu, piyasalarda hızlı bir toparlanmayı tetiklemişti.
Bu Kez Fed’den Destek Yok
Mevcut toparlanma sürecinde ise Federal Rezerv, faiz oranlarını sabit tutmakla yetindi ve yeni bir parasal genişleme programı başlatmadı. Yatırımcılar, Başkan Trump’ın ticaret politikalarındaki belirsizliklerin azalması ve şirket kazançlarının beklentileri aşması gibi faktörlere odaklandı .
Uzmanlardan Uyarılar
Piyasa stratejistleri, mevcut rallinin sürdürülebilirliği konusunda temkinli olunması gerektiğini vurguluyor. Özellikle, S&P 500’ün ileriye dönük kazançlarının 21 katı seviyesinde işlem görmesi, hisse senetlerinin pahalı olduğunu gösteriyor. Ayrıca, 10 yıllık Hazine tahvili getirilerinin %4,5’in üzerine çıkması, hisse senetleri için potansiyel bir risk oluşturuyor .
Sonuç
Kurtuluş Günü sonrası yaşanan hızlı toparlanma, yatırımcılar arasında iyimserliği artırsa da, Fed’in bu süreçte aktif bir rol almaması ve ekonomik belirsizliklerin devam etmesi, piyasalarda temkinli olunması gerektiğini gösteriyor. Yatırımcıların, piyasa dinamiklerini dikkatle izlemeleri ve portföylerini bu doğrultuda değerlendirmeleri öneriliyor.