- ABD borsası, tüketici harcamalarını ayakta tutarak ekonomiyi resesyondan uzaklaştırıyor; ancak bu büyüme “servet etkisi”ne dayalı ve kırılgan.
- En zengin %10, piyasanın %87’sine sahip; bu da harcamaları sürüklerken, orta-alt gelirli hanehalklarının hissiyatı zayıf kalıyor.
- S&P 500’ün yüksek değerlemeleri ve durgun işgücü piyasası, “refahın kumdan kale” olduğu uyarılarını artırıyor.
Borsa ile Ayakta Kalan Ekonomi
ABD ekonomisi, klasik büyüme dinamiklerinden çok borsa rallisinin tetiklediği “servet etkisi” ile ayakta kalıyor. Michigan Üniversitesi verilerine göre, büyük portföy sahipleri yükselen hisse fiyatları sayesinde güvenle harcamaya devam ederken, küçük yatırımcıların morali hızla bozuluyor. Moody’s’ten Mark Zandi, “Ekranlar kırmızıya dönerse, ekonomi çok kırılgan” diyerek bu tabloyu net biçimde özetliyor.
Son haftalarda Dow Jones %9, Nasdaq %23 yükseldi. Yapay zekâ yatırımları, güçlü sanayi şirketleri ve iletişim devleri bu tırmanışı destekledi. Ancak aynı dönemde tüketici hissiyatı %23 geriledi; yani borsanın gücü, toplumun geniş kesimlerinde karşılık bulmuyor.

Rakamlar Güçlü, Ama Zemini İnce
Ekonomik göstergeler kâğıt üzerinde parlak: Ağustos’ta tüketici harcamaları %0,6, enflasyona göre düzeltilmiş harcama %0,4 arttı. GSYH ikinci çeyrekte %3,8 büyüdü, Atlanta Fed üçüncü çeyrek tahminini %3,9’a çıkardı. Konut satışları %20 sıçradı, işsizlik düşük kaldı.
Ama bu tabloyu destekleyen ana dinamik, yüksek gelir grubunun tüketimi. St. Louis Fed’e göre, ABD’de en zengin %10 piyasanın %87’sini kontrol ediyor. Bu asimetrik güç, refahın birkaç elde toplandığını, alt kesimlerde ise hissiyatın “resesyon dönemine yakın” seyrettiğini gösteriyor.
Yüksek Değerleme, Yüksek Risk
S&P 500 şu anda gelecek 12 ayın kazançlarının 22,5 katından işlem görüyor. Bu oran, 5 yıllık (19,9) ve 10 yıllık (18,6) ortalamaların oldukça üzerinde. Yani borsa her ne kadar yukarı doğru ivmelense de, değerleme balonu riski artıyor.
Uzmanlar, “Hisse ekranlarında yeşil kaybolursa, tasarruf artar, harcama düşer ve işsizlik artmasa bile resesyon gelir,” uyarısını yapıyor. Bu nedenle mevcut büyüme, sağlam bir zemin üzerine değil, borsanın dalgalı seyrine yaslanmış durumda.