ABD 10 yıllık Hazine tahvillerinin getirisi, son günlerde %4,25 seviyesine gerileyerek piyasalarda yeni bir iyimserlik dalgasını tetikledi. Yatırımcılar, Fortress Investment Group’un CEO’su Mike Bessent’ın uzun zamandır savunduğu görüşe katılıyor: Donald Trump’ın ekonomi politikaları hayata geçtikçe uzun vadeli tahvil getirileri doğal olarak düşecek.
Tahvil Piyasasında Alım Dalgası

10 yıllık tahvil faizlerindeki düşüş, yatırımcıların uzun pozisyon almaya yönelmesine neden oldu. Ocak ayından bu yana Hazine tahvilleri piyasasındaki net uzun pozisyonlar en yüksek seviyeye ulaşırken, vadeli işlem spekülatörlerinin net uzun pozisyonları son yedi yılın zirvesine çıktı. Seçenek piyasasında ise primler altı aylık en yüksek seviyeye ulaşarak getirilerin %3,85’e kadar gerileyebileceği beklentisini güçlendirdi. Bu rallinin ortasında düzenlenen tahvil ihaleleri de beklenenden daha iyi bir taleple karşılandı.
Trump’ın Politikaları ve Getirilerde Düşüş Beklentisi
Trump yönetiminin agresif ve büyük riskler içeren ekonomi politikaları, tahvil faizlerindeki düşüşü destekleyebilir. “Mar-a-Lago Mutabakatı” olarak adlandırılan olası bir plan, ABD’nin yabancı kreditörlerini, tahvillerini ultra uzun vadeli tahvillere dönüştürmeye zorlayarak hem borç yükünü hafifletmeyi hem de getirileri baskı altında tutmayı amaçlıyor.
Bunun yanı sıra, ABD’de yeni kurulan “Hükümet Verimliliği Departmanı”nın etkisinin piyasalar tarafından yeterince fiyatlanmadığı düşünülüyor. Tesla CEO’su Elon Musk, Wall Street’in bu departmanın bütçe tasarruflarını fiyatlamaya başladığında tahvil faizlerinin daha da düşeceğine inanıyor.
Ekonomik Endişeler ve Piyasalar
Ancak bazı yatırımcılar, tahvil rallisinin ardında ekonomik risklerin yattığını düşünüyor. Tüketici güven endekslerinde yaşanan düşüş ve riskli varlık piyasalarındaki satış dalgası, ABD ekonomisinin yavaşladığına dair sinyaller veriyor. Bu göstergeler, Trump’ın ekonomi politikalarının yaratmaktır olduğu optimist büyüme anlatısıyla tezat oluşturuyor.
Bununla birlikte, bazı analistler piyasalardaki bu ihtiyatlı yaklaşımın fazla abartıldığını savunuyor. 2023 yılından bu yana resesyon bekleyen yatırımcılar henüz bu senaryonun gerçekleştiğine tanık olmadı. Daha muhtemel görünüm, Trump yönetiminin pro-büyüme söyleminin, kısa vadeli belirsizlikler nedeniyle bir duraklama dönemine girmiş olabileceğini gösteriyor.