
Bir zamanlar Margaret Thatcher’ın ikamet ettiği prestijli Chester Meydanı bugün, lüks konut krizinin sembolü. Londra’nın Belgravia ve Knightsbridge gibi elit bölgelerinde milyonlarca sterlinlik evler satışta bekliyor. Belgravia posta kodunda 20’den fazla lüks mülk alıcı arıyor. Harrods’un hemen yakınındaki Montpelier Meydanı’nda dokuz mülk açık pazarda.
İndirimler dahi işe yaramıyor: Chester Square’deki altı yatak odalı mülk, 17.5 milyon £’luk başlangıç fiyatına rağmen 4 milyon £ indirimle dahi alıcı bulamıyor. Piyasa 2022’den beri bu evi terk etti.
İngiltere İşçi Partisi hükümetinin 2025 yılında uygulamaya koyduğu vergi reformları, ülkenin en varlıklı bireylerini hızla uzaklaştırıyor. Özellikle 200 yıllık “non-dom” (yerleşik olmayan) statüsünü kaldıran ve bu kişilerin yurtdışı varlıklarını veraset vergisine dahil eden karar, ciddi bir sermaye göçünü tetikledi.
Resmî rakamlar olmasa da:
İşçi Partisi’nin hedefi, vergi reformlarıyla yıllık 2.5 milyar £ ek gelir elde etmekti. Ancak Ekonomi ve İşletme Araştırmaları Merkezi’ne göre, non-dom’ların sadece dörtte birinin ayrılması durumunda bu getirinin sıfırlanması mümkün. Daha yüksek oranda göçte ise net bütçe kaybı yaşanacağı öngörülüyor.
Göç eden sadece sermaye değil.
İngiltere’nin “vergi adaleti” hedefi, şu an için ekonomide “tersine servet etkisi” yarattı. Reformun hedeflediği kamu gelirleri, sermaye göçü nedeniyle eriyor. Hükümetin sadece geri adım değil; yeni yatırımcıları çekebilecek yapısal, stratejik teşvikler üretmesi gerekiyor. Lüks konut piyasası, kültürel bağışlar ve doğrudan yatırımlar üzerinden oluşan yüksek katma değerli zengin göçü, uzun vadeli büyüme açısından tehlikeli sinyaller veriyor.
