Trump’ın Fed’le bitmeyen imtihanı…

FOMC Sistemi nasıl işliyor ve 2026 üyeleri kimler olacak ?

ABD para politikasının kalbi niteliğindeki Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC)’nin yapısı, alınacak kararların hangi yönde şekilleneceği konusunda ipuçları veriyor. Görünen o ki yapı 2026’da da Trump’ı çok yoracak. Federal Rezerv Yönetim Kurulu, Başkan tarafından atanan ve Kongre tarafından onaylanan 7 guvernörden oluşuyor. Görev süreleri 14 yıl olan bu guvernörler, yalnızca ciddi etik veya mesleki ihlaller gibi geçerli bir gerekçeyle görevden alınabiliyor. Başkan, özünde Fed Başkanı olan Guvernörler Kurulu Başkanı’nı atıyor.

Federal Rezerv Sistemi’nde ayrıca 12 bölgesel Federal Rezerv Bankası bulunuyor. Her bölgesel bankanın başkanı, siyasi müdahaleyi önleyen bir süreçle atanıyor ancak bu atamanın Guvernörler Kurulu tarafından onaylanması gerekiyor. Dolayısıyla, FOMC’nin toplam 12 oyu olmasına rağmen, 19 üyenin tamamı tartışmalara katılıyor. Fed Başkanı, aynı zamanda FOMC Başkanı olarak tartışmalara liderlik ediyor ve üyeleri kişisel görüşleriyle etkilemeye çalışıyor.

Para politikası kararları FOMC’de konsensüsle ya da en az 7 oy çoğunluğu ile alınıyor. Pratikte, üçten fazla muhalif oyla karar alınması oldukça nadir. Yalnızca guvernörler ve New York Fed Başkanı’nın daimi oy hakkı bulunurken, diğer 11 bölge başkanından her yıl yalnızca 5’i dönüşümlü olarak oy kullanabiliyor.

Trump Dönemi Atamaları ve Olası Senaryolar

2025 ve Sonrası İçin Bölgesel Fed Başkanları ve Tutumları

Şahin–Güvercin Dengesi ve Politika Etkileri

Bu tablo, kısa vadede para politikasının yönü açısından önemli sinyaller veriyor. 2025’te oy hakkına sahip başkanlar arasında şahin isimler (Schmid, Musalem) dikkat çekerken, Goolsbee’nin güvercin yaklaşımı denge unsuru oluşturuyor. New York’tan Williams ve Boston’dan Collins ise merkezci bir pozisyon alıyor.

2026’ya gelindiğinde tablo daha sert bir hâl alıyor. Philadelphia’dan Paulson’ın merkezci duruşuna karşın Minneapolis’ten Kashkari, Dallas’tan Logan ve Cleveland’dan Hammack’ın şahin eğilimleri, faizlerin gevşetilmesine yönelik adımlara karşı direnç oluşturabilir.

FOMC’deki oy hakları ve eğilimler, para politikasının önümüzdeki iki yıldaki seyrini doğrudan etkileyecek. 2025’te nispeten dengeli bir yapı görülürken, 2026’da şahin ağırlıklı bir tablo ortaya çıkıyor. Bu durum, olası siyasi baskılara rağmen Fed’in faiz politikasında ani ve radikal gevşeme adımlarına gitmesini zorlaştırıyor. Powell’ın görevden alınması senaryosu dahi, bölgesel başkanlardan gelecek oylarla desteklenmedikçe çoğunluk oluşturamayacak.

2025 FOMC Oy Yapısı

1. John Williams – New York Fed Başkanı (2018 – Günümüz)

• Tutum: Merkezci
• Profili: Williams, New York Fed başkanı olarak FOMC’de daimi oy hakkına sahip. Genelde dengeli, veri odaklı bir yaklaşım izler. Enflasyon yüksekse sıkılaştırmaya destek verir ancak büyüme riskleri arttığında gevşemeye de kapalı değildir.
• Etkisi: New York Fed başkanı olması nedeniyle, piyasa operasyonları ve likidite yönetiminde kilit bir role sahiptir. Oylarda genellikle Fed Başkanı Powell’ın çizgisine yakın hareket eder.

2. Susan Collins – Boston Fed Başkanı (2022 – Günümüz)

• Tutum: Merkezci
• Profili: Göreve geldikten sonra para politikasında dengeli bir çizgi izledi. Enflasyonla mücadeleye önem veriyor fakat istihdam piyasasındaki bozulmalara karşı dikkatli. Pandemi sonrası toparlanma sürecinde hem fiyat istikrarı hem de istihdamın korunması arasında denge arayan bir yaklaşımı var.
• Etkisi: Genellikle aşırı şahin veya güvercin taraflara kaymayan, konsensüs arayışında bir oy.

3. Jeffrey Schmid – Kansas City Fed Başkanı (2023 – Günümüz)

• Tutum: Şahin
• Profili: Finans sektörü kökenli olan Schmid, fiyat istikrarını önceliklendiren ve enflasyon tehdidine karşı faiz artırımlarını savunan bir isim. Sıkı para politikasına eğilimli.
• Etkisi: Özellikle çekirdek enflasyon ve enerji fiyatlarındaki riskler konusunda sert uyarılar yapar. Faiz indirimlerine karşı ihtiyatlıdır.

4. Alberto Musalem – St. Louis Fed Başkanı (2024 – Günümüz)

• Tutum: Şahin
• Profili: Göreceli olarak yeni atandı ancak geçmişteki akademik ve özel sektör tecrübesiyle tanınıyor. Enflasyon hedeflemesine sadık, fiyat istikrarı öncelikli bir yaklaşım benimsiyor. Faizlerin hızlı gevşetilmesine karşı mesafeli duruyor.
• Etkisi: Şahin duruşuyla bilinen St. Louis Fed geleneğini sürdürüyor. Para politikasında sıkılaşma tarafında oy kullanma olasılığı yüksek.

5. Austan Goolsbee – Chicago Fed Başkanı (2023 – Günümüz)

• Tutum: Güvercin
• Profili: Akademik geçmişi ve Obama döneminde ekonomik danışmanlık tecrübesi var. İstihdam piyasasını korumayı ve ekonomik büyümeyi desteklemeyi öncelikli görüyor. Enflasyon düşüş eğilimindeyse faiz indirimlerine daha açık.
• Etkisi: 2025’teki FOMC içinde şahin ağırlıklı tabloya karşı yumuşatıcı bir ses olabilir. Politika tartışmalarında istihdam ve tüketici talebi tarafındaki riskleri öne çıkarır.

2025’te oy hakkına sahip bölgesel başkanlar içinde 2 şahin (Schmid, Musalem), 2 merkezci (Williams, Collins) ve 1 güvercin (Goolsbee) bulunuyor.

• Şahinler: Enflasyon riskine karşı sıkı duruş sergileyerek faiz indirimlerini zorlaştırabilir.
• Merkezciler: Kararları veri akışına göre şekillendirecek, her iki tarafa da kayabilir.
• Güvercin: Faiz indirimleri konusunda daha istekli, özellikle ekonomik yavaşlama işaretlerinde etkili olabilir.

Stephan Miran Güçleri Şimdilik Dengeliyor

Kısıtlar ve Gerçekçilik

• Trump ve Bessent için 2025’te çoğunluğu sağlamak adına en az 7 oy gerekiyor. Bölgesel başkanların 3’ünü yanına çekmek hâlâ zor. 2025’te oy hakkına sahip bölgesel başkanlar (Schmid, Musalem – şahin; Goolsbee – güvercin; Collins, Williams – merkezci) düşünüldüğünde, Miran’ın eklenmesi tek başına çoğunluk getirmez ama güvercin blok tarihsel olarak en güçlü konumuna gelir.

Ancak Stephan Miran’ın da gelmesi yeterli değil. En kritik hamle, Fed Başkanı Powell’ın görevden alınması ve guvernörlükten çıkarılması. Bunun için “geçerli bir sebep” bulmak gerekiyor.

İşte burada, 2026’daki oy dağılımı devreye giriyor. Çünkü 2026’da oy hakkına sahip bölge başkanlarının tamamı ya merkezci ya da şahin tavırda olacak. Bu da, Trump’ın FOMC’de 7 oyluk çoğunluğa ulaşmasını neredeyse imkânsız hale getiriyor.