BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
Vergi ve harcama sisteminde yapılan bu kapsamlı değişiklik, Amerika için ciddi sorunlar anlamına gelebilir.
1 Temmuz’da, 27 saatlik kesintisiz oylama ve tartışmaların ardından, Amerikan Senatosu Donald Trump’ın ikinci başkanlık döneminin en önemli yasası olan “One Big Beautiful Bill Act” (OBBB) adlı tasarıyı onayladı. Temsilciler Meclisi, bu yasanın kendi versiyonunu 22 Mayıs’ta kabul etmişti. Şimdi, Trump’ın yasayı imzalayabilmesi için iki meclisin tasarı üzerinde uzlaşması gerekiyor. Trump, yasanın Bağımsızlık Günü kutlamalarından önce, yani 4 Temmuz’dan önce masasına gelmesini talep etti.
Senato, son oylamaya kadar tasarıda değişiklik yapmaya devam etti. Nihai oylamadan önce, finanse edilmemiş vergi indirimleri ve harcama reformlarının, ABD’nin bütçe açığını artıracağı, uzun vadeli ekonomik büyümeyi yavaşlatacağı ve en yoksul Amerikalılara zarar vereceği yönünde birçok öngörü yayımlandı. Aşağıdaki grafikler, bu etkilerin boyutunu ortaya koyuyor.
Trump yönetimi, OBBB yasasının borçlanmayı azaltacağını savunuyor. Ancak bu iddia sadece, Trump’ın ilk döneminde yürürlüğe giren ve bu yıl sonunda süresi dolacak olan vergi indirimlerinin zaten kalıcı olduğu varsayılırsa geçerli olur. Oysa bu indirimler ilk kabul edildiğinde geçici düzenlemeler olarak hesaplanmıştı.
Sorumlu Federal Bütçe Komitesi (CRFB) adlı düşünce kuruluşunun yaptığı ön analizlere göre, Temsilciler Meclisi’nin kabul ettiği yasa tasarısı, standart muhasebe yöntemleriyle hesaplandığında önümüzdeki on yıl içinde Amerika’nın kamu borcuna 3 trilyon dolar ekleyecek. Senato versiyonu ise, eyalet ve yerel vergilerden daha yüksek muafiyet gibi ek düzenlemeler içerdiğinden, bu tutardan bile daha maliyetli (Bkz: Grafik 1).

Amerikan Senatosu’nda çoğu yasanın geçebilmesi için 60 oy gereklidir. Ancak çoğunluk partileri, çoğu zaman “uzlaştırma” (reconciliation) olarak bilinen bir kestirme yöntemi kullanır. Bu yöntem, belirli bütçe ile ilgili yasa tasarılarının basit çoğunlukla (yani 51 oyla) kabul edilmesine olanak tanır.
Bu sürecin kullanılabilmesi için, tasarının her maddesinin bütçe ile ilgili olması ve on yıllık bütçe çerçevesi içinde federal bütçe açığını artırmaması gerekir. Cumhuriyetçiler ise bu kuralda kendi lehlerine bir değişiklik yaptı ve yeni bir puanlama (scoring) yöntemi oluşturarak düzenlemelerin uyumlu olmasını sağladı.
Nihai oylamadan önceki günlerde Sorumlu Federal Bütçe Komitesi (CRFB), söz konusu düzenlemenin bütçe açığını 3 ila 4 trilyon dolar arasında artıracağını değerlendirdi. Tasarı, mali etkileri kısmen başka reformlarla dengelenen çok çeşitli vergi indirimleri içeriyor.
Bu vergi indirimleri arasında, Trump’ın seçim kampanyasında vaat ettiği bahşiş gelirlerinin ve fazla mesai ödemelerinin vergiden muaf tutulması gibi düzenlemeler de yer alıyor. Teorik olarak bu muafiyetler geçici ve Trump görevden ayrıldığında sona erecek. Ancak uygulamada, bir vergi indirimi yürürlüğe girdikten sonra kalıcı hâle gelmesi yaygın bir durum (Cumhuriyetçilerin yeni muhasebe yönteminde de bu varsayım yer alıyor).
Tasarı ayrıca, doğan her çocuk için “Trump hesapları” oluşturulmasını öngörüyor. Bu hesaplara, önümüzdeki üç yıl boyunca ebeveynlere tek seferlik ödemeler yapılacak. Savunma Bakanlığı (Department of Defence) ile Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) bütçelerinde de ciddi artışlar öngörülüyor. Bu artışlarla yönetim, ülkeden sınır dışı edilen kişi sayısını artırmayı hedefliyor.

Herhangi bir yasal düzenlemenin ekonomik büyüme üzerindeki etkilerini modellemek zordur. Ancak bu yasa kapsamında yapılan vergi indirimlerinin, kısa vadede sınırlı da olsa bir ekonomik canlanma sağlayacağı öngörülüyor. Bu durum, şu anda borsalardaki coşkulu havayı kısmen açıklayabilir.
Ancak uzun vadede tablo farklı (Bkz: Grafik 3). Yale Üniversitesi bünyesindeki araştırma merkezi Budget Lab’a göre, Temsilciler Meclisi’nin ilk versiyonu 2050 yılına kadar Amerika’nın GSYİH’sini %2 oranında küçültecek. Bunun temel nedeni, artan kamu borcunun faiz oranlarını yükseltmesi ve bu durumun özel sektörü daraltması.
Öte yandan, bazı diğer öngörüler daha iyimser. Bu yorumlara göre, vergi indirimleri daha fazla insanı iş gücü piyasasına çekecek ve yatırımı teşvik ederek olumsuz etkileri dengeleyecek.

Amerika’nın kamu borcu, 2007–2009 küresel finans krizi ve ardından gelen Covid-19 pandemisi sonrası hızla yükseldi. Borç/GSYİH oranı, şu anda zaten İkinci Dünya Savaşı sonrası görülen seviyelere oldukça yakın.
Süresi dolmak üzere olan vergi indirimlerini uzatıp buna karşılık gelen tasarruf önlemleri almayan OBBB yasası, bu oranı daha da yukarı taşıyacak. Sorumlu Federal Bütçe Komitesi’ne (CRFB) göre, 30 Haziran itibarıyla Senato versiyonu yürürlüğe girerse, 2034 yılına kadar borç/GSYİH oranı %125 ile %130 arasında olacak. Bu oran:
- 2017’deki vergi indirimlerinin süresi dolarsa beklenen %117’nin üzerinde,
- ve hatta Temsilciler Meclisi versiyonu altında öngörülen %124’lük seviyenin bile üzerinde (Bkz: Grafik 4).

Bu durumun neden önemli olduğuna dair en açık gerekçe, faiz ödemeleriyle ilgili. Pandemi sonrası enflasyona tepki olarak faiz oranları keskin şekilde yükseldi ve o zamandan bu yana yüksek seyretmeye devam ediyor. Faiz oranlarının yüksekliğiyle birlikte artmış borç stoku, çok daha yüksek borç geri ödeme maliyeti anlamına geliyor.
Geçtiğimiz yıl bu maliyetler GSYİH’nin %3’ü düzeyindeydi. Ancak OBBB yasası, bu oranı önümüzdeki on yıllarda kayda değer şekilde artırabilir. Belirli bir noktadan sonra bu geri ödemeler sürdürülemez hale gelecek ve federal hükümet şu dört yoldan birine başvurmak zorunda kalacak: harcamaları kısmak, vergileri artırmak, temerrüde düşmek ya da borcu enflasyon yoluyla eritmek.
Bu senaryoların hangisinin, ne zaman gerçekleşeceği henüz belirsiz. Ancak OBBB yasası, o günü daha da yakınlaştırıyor.


Trump’ın en yoksullara yardım etme söylemlerine rağmen, yasanın en büyük kazananları zenginler olacak. Pennsylvania Üniversitesi’nden akademisyenlerin Temsilciler Meclisi versiyonu üzerine yaptığı analizlere göre, yıllık geliri 16.999 doların altında olan Amerikalılar yılda ortalama 820 dolar kaybedecek. Bu, söz konusu gelir grubunda medyan gelirin %5,7 oranında azalması anlamına geliyor.
Buna karşılık, yıllık geliri 4,3 milyon doların üzerinde olan en zengin %0,1’lik kesim, bu yasadan yaklaşık 390.000 dolar kazanç sağlayacak. Bu da kendi gelir düzeylerinde %2,8’lik bir artışa karşılık geliyor.
Temsilciler Meclisi ve Senato’nun hazırladığı yasa tasarılarının harcamaları azaltma yöntemlerinden biri, düşük gelirli Amerikalılara yönelik sosyal programlarda kesintiye gitmek. Bu programlardan biri de, halk arasında “gıda yardımı” olarak bilinen ve tam adıyla Tamamlayıcı Beslenme Yardım Programı (SNAP).
Commonwealth Fund adlı düşünce kuruluşunun Temsilciler Meclisi versiyonuna yönelik yaptığı analiz, bu kesintilerin özellikle Trump’ın yüksek oy oranıyla kazandığı eyaletlerde, örneğin Mississippi gibi yerlerde ciddi etki yaratacağını ortaya koyuyor.

Ancak sosyal politikalardaki en büyük değişiklik sağlık sigortası alanında yaşanacak. Vergi düzenlemeleriyle birlikte Medicaid (düşük gelirli Amerikalılar için sağlık sigortası) harcamalarında yapılacak kesintiler sonucunda, sağlık sigortası olmayan Amerikalıların sayısı artacak.
Kongre Bütçe Ofisi (CBO), Temsilciler Meclisi’nin yasa tasarısının, 2034 yılına kadar sigortasız Amerikalı sayısını yaklaşık 12 milyon kişi artıracağını tahmin ediyor.

Cumhuriyetçiler, OBBB yasasını aynı zamanda Joe Biden’ın imza niteliğindeki iklim yasası olan Enflasyonu Düşürme Yasası’nı (IRA) zayıflatmak için de kullanıyor. Temsilciler Meclisi versiyonunda yer alan düzenlemeler, eleştirmenlere göre temiz enerji yatırımlarını silecek nitelikte.
Araştırma şirketi Rhodium Group’un analizine göre, IRA kapsamında Amerika, 2035 yılına kadar sera gazı emisyonlarını 2005 seviyelerine kıyasla %40 oranında azaltma hedefindeydi. Ancak yasanın fiilen yürürlükten kaldırılması, bu hedefte 10 puandan fazla bir azalmaya yol açacak (Bkz: Grafik 9).
Bu değişikliklerin kamu hizmeti faturalarını (özellikle elektrik) da artırabileceği belirtiliyor. Senato versiyonu, Çin gibi belirli yabancı ülkelerden tedarik edilen malzemelere kısıtlama getiren kurallara uymayan rüzgar ve güneş enerjisi projelerine vergi ekliyor. Rhodium Group’a göre bu durum, IRA vergi teşviklerinin kaldırılmasıyla birlikte yenilenebilir enerji maliyetlerini %10 ila %20 arasında artırabilir.

Yasa tasarısında çok fazla tartışılmayan ancak etkisi büyük olabilecek maddelerden biri de uluslararası para transferlerine (remittances) getirilen vergidir. İlk taslaklarda bu verginin oranı %3,5’e kadar çıkıyordu, ancak Senato versiyonunda oran %1’e düşürüldü ve verginin uygulanacağı işlem türleri daraltıldı.
Centre for Global Development adlı düşünce kuruluşunun modellemesine göre, bu verginin El Salvador üzerindeki etkisi, GSYİH’nın sadece %0,6’sına denk gelecek. Bu oran, Temsilciler Meclisi tasarısında %1’in üzerindeydi.
Yine de, bu yılın başlarında dış yardımlarda yapılan büyük kesintilerden sonra, OBBB yasası, dünyanın en yoksul ülkeleri üzerindeki baskıyı daha da artıracak gibi görünüyor.
