BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
Trump’tan AB ile ticaret anlaşması: Tarifeler düştü, enerji ve savunma ekipmanı taahhüdü alındı
Donald Trump, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile İskoçya’daki Turnberry golf tesisinde yaptığı görüşmenin ardından Avrupa Birliği ile bir ticaret anlaşmasına vardığını açıkladı. Anlaşma, AB mallarına %15 oranında bir gümrük vergisi içeriyor—Trump’ın tehdit ettiği oranın yarısı kadar—ve Avrupa tarafı, ABD’den enerji ve askeri ekipman satın almayı taahhüt etti. Böylece bir transatlantik gümrük savaşı önlenmiş oldu.
Fed’e baskı artıyor: Beyaz Saray faiz indirimi istiyor
Beyaz Saray, bu hafta yapılacak Federal Reserve (Fed) toplantısı öncesinde “dramatik şekilde” daha düşük faiz oranları talep ederek Başkan Jerome Powell üzerindeki baskıyı artırdı. Trump’ın yetkilileri, Powell’ı çok yavaş hareket etmekle suçladı ve Fed merkez binasının 2,5 milyar dolarlık renovasyonunu eleştirdi. Trump, faizlerin %4,25–4,5 aralığından %1’e çekilmesini istiyor; ancak Fed’in faizleri sabit tutması bekleniyor.
Almanya’dan İsrail’e çağrı: Gazze’de acil ateşkes ve insani yardım
Almanya Başbakanı Friedrich Merz, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya çağrıda bulunarak Gazze’deki “açlık çeken” sivillere yardım ulaştırılmasını ve acil ateşkes ilan edilmesini istedi. Daha önce İsrail ordusu, insani yardımın ulaşabilmesi için Gazze’nin bazı bölgelerinde operasyonlarını geçici olarak durduracağını açıklamıştı. Bu “taktik duraklama” her gün 10.00–20.00 saatleri arasında El-Mavasi, Deyr el-Belah ve Gazze Şehri’nde uygulanacak.
Ukrayna’dan St. Petersburg’a drone saldırısı: Havalimanı kapatıldı
Ukrayna, Rusya’nın Donanma Günü kutlamaları sırasında St. Petersburg’a insansız hava aracı saldırısı düzenledi; şehirdeki havalimanı beş saatliğine kapatıldı. Vladimir Putin, kentte törenlere katılıyordu. Güvenlik gerekçesiyle geleneksel deniz geçit töreni iptal edilerek daha küçük bir tören düzenlendi. Rusya, şehir yakınlarında 10’dan fazla drone’u ve ülke genelinde toplamda 291 drone’u engellediğini duyurdu. Bir kadın yaralandı.
İran iki MEK üyesini idam etti
İran, yasaklı muhalif grup MEK’in iki üyesini, “idari tesislere, eğitim ve yardım merkezlerine” yönelik saldırılar da dahil olmak üzere çeşitli eylemler nedeniyle idam etti. Adamlar, “Tanrı’ya karşı savaş açma” anlamına gelen moharebeh suçundan hüküm giymişti. 2022’de tutuklandılar. Uluslararası Af Örgütü, sanıkların işkence gördüğünü ve adil yargılanmadığını belirtti. İran’daki idam oranı yükselişte: 2024’te 900’ü aşkın infazla, 2015’ten bu yana en yüksek seviye kaydedildi.
Kongo’da kilise katliamı: 38 ölü
Uganda kökenli ve IŞİD bağlantılı bir grup olan Müttefik Demokratik Güçler (ADF), Kongo’nun doğusundaki Komanda şehrindeki bir Katolik kilisesine saldırarak 38 kişiyi öldürdü. Ayin sırasında içeri giren militanlar, ibadet eden cemaate silah ve palalarla saldırdı. En az 15 kişi yaralandı, birçok kişi ise hâlâ kayıp. Bölgede şiddet olayları hızla artıyor.
Çin sanayisinde kâr düşüşü sürüyor
Çin’in büyük sanayi şirketlerinin kârları Haziran ayında üst üste ikinci ayda da düştü. Ulusal İstatistik Bürosu’na göre, yıllık bazda kârlar %4,3 azaldı. Mayıs ayında bu oran %9,1’di. Hükümet, aşırı rekabet ve fiyat savaşlarını dizginlemeye çalışıyor. Bu duruma “iç içe boğulma (involution)” adı veriliyor.

Çin ve Amerika, Stockholm’de ticaret görüşmeleri yapıyor
Cenevre ve Londra’daki son görüşmelerin ardından, Çinli ekonomik yetkililer Pazartesi günü bir başka cazip Avrupa şehrinde, Stockholm’de Amerikalı muhataplarıyla bir araya gelecek. Amaç, 12 Ağustos’ta süresi dolacak olan gümrük tarifesi ateşkesini uzatmak ve yılın ilerleyen dönemlerinde gerçekleşebilecek olası bir liderler zirvesi için zemin hazırlamak.
Amerikalı müzakerecilerin, Çin’den daha fazla tarım ürünü ve enerji satın almasını isteyeceği öngörülüyor. Çin ise muhtemelen Amerikan teknolojisi ithalatına yönelik kısıtlamaların hafifletilmesini talep edecek. Trump yönetimi, bu ay başında Nvidia’nın H20 yarı iletken çipini Çin’e satmasına izin vererek birçok kişiyi şaşırttı. Bu tür adımlar, yönetim içindeki Çin karşıtı şahinleri tedirgin ediyor.
Donald Trump her ne kadar Çin’i ticaret uygulamalarıyla Amerika’ya zarar vermekle suçlasa da, ülkenin lideri Şi Cinping’e hayranlık duyuyor gibi görünüyor. Hatta bazıları bu durumu “Stockholm sendromu” olarak bile adlandırabilir.

Fransa, Gazze konusunda dengeyi değiştirmeye çalışıyor
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Perşembe günü yaptığı açıklamada ülkesinin Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Filistin devletini tanıyacağını duyurdu. Pazartesi günü ise Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot, New York’taki BM merkezinde düzenlenecek Fransız–Suudi iki devletli çözüm konferansında bu niyeti resmen sunacak. Etkinlik aslında Haziran ayında yapılacaktı, ancak İsrail’in İran’a yönelik saldırıları nedeniyle ertelendi.
İsrail ve ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Fransa’nın bu kararını sert şekilde eleştirdi. Ancak Macron aylardır bu adımı değerlendiriyor ve Orta Doğu ile Körfez ülkelerinin liderleriyle bu konuda görüşmeler yapıyordu. Bu adımı, Gazze krizine diplomatik bir çözüm için gerekli bir aşama olarak görüyor.
Fransa, Filistin devletini tanıyan 148. ülke ve Avrupa Birliği içinde bunu yapan 12. üye olacak. Ancak bu adımı atan G7 ülkeleri arasında bir ilk olacak.

Ray-Ban’in üreticisi odağını koruyor
Dünyanın en büyük gözlük üreticisi olan EssilorLuxottica, yılın ilk yarısına ilişkin finansal sonuçlarını Pazartesi günü açıklayacak. Geçtiğimiz yıl ilk kez 100 milyar avro (108 milyar dolar) değerlemeyi aşan Fransız-İtalyan ortaklığı, Donald Trump’ın başlattığı ticaret savaşının etkilerine rağmen makul düzeyde olumlu sonuçlar açıklaması bekleniyor.
Luxottica’nın en büyük pazarı olan Amerika’daki satışlar hâlâ güçlü seyrediyor. Ray-Ban ve Oakley güneş gözlüklerinin üreticisi olan şirket, kullanıcılarına telefonla konuşma, fotoğraf çekme ve müzik dinleme imkânı sunan akıllı gözlükler üzerine yatırım yapıyor. Amerikan sosyal medya devi Meta, yakın zamanda EssilorLuxottica’nın %3 hissesini 3 milyar avroya satın aldı ve bu oranı %5’e çıkarmayı planladığı bildiriliyor.
Ancak bu olumlu tablo kalıcı olmayabilir. Trump’ın uyguladığı gümrük tarifeleri, üretiminin büyük kısmı İtalya’da olan şirketin Amerika’daki fiyatlarını şimdiden artırmasına neden oldu. Ticaret müzakerelerinin seyrine bağlı olarak, fiyatlarda daha fazla artış yaşanabilir. Bu nedenle şirketin kaderi, Avrupa Birliği ile Trump arasında süren ticaret görüşmelerinin sonucuna büyük ölçüde bağlı.

Marcos hanedanı otoriter geçmişinden kurtulabilir mi?
Filipinler Devlet Başkanı Ferdinand Marcos Jr, Pazartesi günü kongreye yıllık konuşmasını yapacak. Her zamanki gibi yasama gündemine destek çağrısında bulunmasının yanı sıra, daha geniş hedefi Marcos ailesinin, babası Ferdinand Marcos Sr.’ın otoriter yönetimini tekrarlamadan ülkeyi etkin biçimde yönetebileceğine seçmenleri ikna etmek olacak.
Ancak bu çaba, 2028 başkanlık seçimlerinde olası bir rakip olan Başkan Yardımcısı Sara Duterte’nin siyasi geleceği üzerindeki çatışmalar nedeniyle karmaşık hale gelebilir. Pek çok milletvekili Duterte’nin görevden alınmasını istiyor; bu da onu ileride aday olmaktan men edebilir. Duterte, Marcos’u öldürmekle tehdit etmek de dâhil olmak üzere çeşitli suçlamalarla karşı karşıya. Kendisi bu suçlamaları reddediyor. Yüksek Mahkeme, Cuma günü ilk görevden alma girişimini reddetti. Ancak Kongre yeni bir girişimde bulunabilir. Yine de Marcos’un bu çabayı desteklemesinden elde edeceği fazla bir şey yok: bir rakibin zorla saf dışı bırakılması, babasının sert yönetim yöntemleriyle kıyaslanma riskini doğurabilir.

Kolombiya’nın eski başkanı yargılanıyor
Bu hafta, Kolombiya’nın en tartışmalı davalarından biri nihayet sona erebilir. Bir yargıç, 2002–2010 yılları arasında devlet başkanlığı yapan Álvaro Uribe’nin tanıkları rüşvetle yönlendirdiği ve hukuki süreçleri manipüle ettiği suçlamalarından suçlu olup olmadığına kısa süre içinde karar verecek. Suçlu bulunursa 12 yıla kadar hapis cezası alabilir. Uribe, Kolombiya tarihinde ceza mahkemesinde yargılanan ilk eski devlet başkanı.
Hikâye 2012 yılında Senatör Iván Cepeda’nın, Uribe’yi 1990’larda paramiliter ölüm mangalarını desteklemekle suçlamasıyla başladı. Uribe buna karşılık iftira davası açtı, ancak Yüksek Mahkeme bu davayı reddederek, tanıkların ifadelerinin değiştirilmeye zorlandığı ve mahkemeye sahte kanıt sunulduğu yönündeki iddialar üzerine Uribe hakkında soruşturma başlattı. Uribe ise tüm suçlamaları reddediyor.
Dava yıllardır sürüyor. Bir tanık öldürüldü, onlarca kişi ifade verdi, bir savcı hapse atıldı. Karar, Uribe’nin mirasını şekillendirecek ve Kolombiya yargısının ülkenin en güçlü figürlerinden birine karşı siyasi baskıya direnip direnemeyeceğini gösterecek.