BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
Donald Trump, neredeyse 20 yıl sonra ABD Merkez Bankası’na (Fed) resmi ziyaret gerçekleştirecek ilk Amerikan başkanı olacak. Bu ziyaret, Başkan Trump’ın Fed Başkanı Jerome Powell’a karşı yürüttüğü kampanyada bir tırmanma anlamına geliyor. Trump, Fed’e faiz oranlarını düşürmesi için defalarca baskı yaptı ve Powell’ı merkez bankasının genel merkezinin yenilenmesine para harcamakla suçladı.
Avrupa Merkez Bankası (ECB) ise politika faizini %2 seviyesinde sabit tuttu. Bu, bankanın bir yılı aşkın süredir ilk kez faizi sabit bıraktığı anlamına geliyor. ECB Başkanı Christine Lagarde, son yılların “enflasyonist şokunun” artık “geride kaldığını” söyledi. Bankanın, AB-Amerika ticaret anlaşmasının tamamlanmasının ardından Eylül ayında faizi 0,25 puan indirmesi bekleniyor.
Suudi Arabistan’ın yatırım bakanı, Şam’da Suriye Devlet Başkanı ile bir araya geldi ve Suriye ekonomisine 6 milyar dolardan fazla yatırım sözü verdi. Bu yatırım, enerji, emlak, altyapı ve tarım gibi kamu ve özel sektörleri kapsayacak. Suudi Arabistan, 14 yıllık iç savaşın ardından yeniden yapılanmaya çalışan yeni Suriye yönetiminin önemli destekçileri arasında yer alıyor.
Tayland, iki ülkenin sınırındaki ihtilaflı bölge yüzünden Kamboçya ile olan sınırını kapattı. Tayland, savaş uçaklarından birinin Kamboçya’daki askeri hedefi vurduğunu iddia etti. Kamboçya ordusu ise top atışları yaparak en az 11 sivilin ölümüne neden oldu. Her iki taraf da ilk ateşi karşı tarafın açtığını öne sürdü. Gerilim, Mayıs ayında bir Kamboçya askerinin öldürülmesinden bu yana tırmanıyordu.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, iki yolsuzlukla mücadele kurumunun bağımsızlığını garanti altına alacak yeni bir yasa tasarısı hazırlayarak kamuoyu baskısına boyun eğmiş görünüyor. Bu hamle, Zelenski’nin bu kurumları cumhurbaşkanlığına bağlamaya yönelik girişimine karşı binlerce kişinin sokaklara dökülmesinden bir gün sonra geldi. Ancak parlamentonun Çarşamba günü tatile girmesi nedeniyle tasarının ne zaman görüşüleceği belirsiz.
49 kişiyi taşıyan bir Rus uçağı, ülkenin doğusundaki Amur bölgesinde düştü. Medya haberlerine göre kazada kurtulan olmadı. Uçak, Çin sınırındaki Blagoveşçensk kentinden, uzak bir kasaba olan Tynda’ya uçuyordu. TASS haber ajansına göre, kötü hava koşullarında iniş sırasında yapılan bir hata kazaya neden oldu.
Britanya İşçi Partisi’nin eski lideri Jeremy Corbyn ve bu ay partiden ayrılan milletvekili Zarah Sultana, yeni sol partileri için bir internet sitesi açtı. Site, partinin adını “Your Party” (Senin Partin) olarak gösterse de, Sultana bunun resmi adları olmadığını söyledi. Partinin ilk konferansını “yakında” düzenleyeceği belirtilirken, resmi ismin ne zaman açıklanacağı ise belirtilmedi.

AB liderlerinin Şi Cinping ile soğuk zirvesi
Diplomatik ilişkilerin 50. yılı vesilesiyle düzenlenen bu zirve, Çin ve Avrupa Birliği arasında beklenen sıcak atmosferden oldukça uzaktı. Taraflar arasında ticaretten (AB’nin Çin ile olan 306 milyar euroluk –yaklaşık 360 milyar dolarlık– ticaret açığı) güvenliğe (Çin’in Rusya’nın savunma sanayisini desteklemesi) kadar pek çok konuda gerilim artmış durumda. Yine de taraflar en azından görüşüyor. Perşembe günü Pekin’de başlayan zirvede Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve Avrupa Konseyi Başkanı Antonio Costa’dan oluşan AB heyetiyle bir araya geldi.
Ancak zirveye giden süreç oldukça çalkantılı geçti. AB, ekonomi konularına ilişkin ön hazırlık toplantısını iptal etti. Çin ise Avrupalı liderlerin iş dünyasıyla buluşmasının beklendiği Hefei kentine yapılacak yan etkinliği iptal etti. Zirveden yalnızca birkaç gün önce ise AB, Rusya ile bağlantılı işlemleri nedeniyle iki Çin bankasına yaptırım uyguladı. Taraflar iklim konusunda ortak taahhütlerini yinelediler, ancak ticaret ve güvenlik konularındaki anlaşmazlıklar hâlâ büyük bir bölünme yaratıyor.

Küresel ticaretin Vahşi Batısı’nda nadir bir zafer
Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Perşembe günü Londra’da İngiltere Başbakanı Sir Keir Starmer ile bir ticaret anlaşması imzaladı. İngiltere’nin Brexit sonrası en büyük ticaret anlaşması olan bu pakt, Hindistan’dan gelen ürünlerin yaklaşık %99’una uygulanan gümrük vergilerini kaldırıyor. Hindistan da İngiltere’den ithal ettiği mevcut ürünlerin %92’sinde gümrük vergilerini azaltacak ya da tamamen kaldıracak. İngiltere, anlaşmanın ülkenin yıllık GSYİH’sine 4,8 milyar sterlin (6,5 milyar dolar) katkı yapmasını umuyor.
Bu anlaşmanın en büyük kazananlarından biri, İngiltere’nin Hindistan’a yaptığı gıda ve içecek ihracatının %90’ını oluşturan İskoç viskisi oldu. Ancak Hintli viski tutkunları için bu sevindirici gelişme zaman alacak; çünkü %150 oranındaki gümrük vergisi, önümüzdeki on yıl içinde önce %75’e, ardından %40’a düşürülecek.
İki ülke, anlaşmanın tamamlandığını 6 Mayıs’ta duyurmuştu. Ancak ertesi gün Hindistan ile Pakistan arasında yaşanan askeri gerilim bu haberi gölgede bırakmıştı. Aradan geçen iki ayın ardından, küresel çapta Trump’ın tarifeler üzerinden yürüttüğü belirsizlik ve gerilim politikaları göz önüne alındığında, bu anlaşma dünya ticaretini artırmak adına olağanüstü düzenli ve başarılı biçimde müzakere edilmiş nadir bir örnek olarak öne çıkıyor.

Amerika’nın demiryolu birleşmesi
Amerika’nın en büyük yük taşımacılığı şirketi Union Pacific (UP), Perşembe günü mali sonuçlarını açıkladı. Yatırımcı çağrısı sırasında, Chicago’nun batısındaki demiryolu ağlarında BNSF ile birlikte hakimiyet kuran UP, dev bir birleşme sürecinde olduğunu duyurdu. Aylardır sektörde birleşmelerin gündeme geleceğine dair artan spekülasyonların ardından, UP doğu eyaletlerinde faaliyet gösteren iki büyük operatörden biri olan Norfolk Southern ile birleşme görüşmeleri yürüttüğünü açıkladı. Bu birleşmenin gerçekleşmesi durumunda, doğunun diğer büyük operatörü CSX’in, batıdaki BNSF ile birleşmeye zorlanması muhtemel görünüyor.
Dört büyük demiryolu şirketinin ikili yapıya dönüşmesi sektör için büyük bir avantaj sağlayabilir. Ağlar arası geçişlerin ortadan kalkması sayesinde trenler daha hızlı hareket edebilir ve gecikmeler azalabilir. Ancak bu tür bir birleşmenin önünde ciddi zorluklar da var; en başta da düzenleyici engeller geliyor. 2001 yılından bu yana sektörü denetleyen federal Surface Transportation Board (Yüzey Taşımacılığı Kurulu), yapılacak birleşmelerin yalnızca mevcut rekabeti korumakla kalmayıp rekabeti artırması gerektiğini şart koşuyor. Ancak bu şart, oldukça belirsiz ve şimdiye dek pek uygulanmamış bir standart olma özelliğini taşıyor.

Türkiye Merkez Bankası’nda faiz indirimleri yeniden başladı
Türkiye’nin para otoriteleri için işler son aylarda pek plana uygun gitmedi. Üç ay önce bir faiz indirim döngüsünün ortasındayken, Merkez Bankası aniden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ana siyasi rakibi olan Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına tepki olarak politika değişikliğine gitmek zorunda kaldı. Bu gelişmenin ardından piyasada yaşanan panik ortamında faiz oranları 3,5 puan artırıldı.
Muhalefetteki laik Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) gelecek cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki adayı olan İmamoğlu hâlâ cezaevinde bulunuyor. Onun tutuklanmasından bu yana, CHP’nin Türkiye’nin en büyük şehirlerinden bazılarında görev yapan belediye başkanları da dahil olmak üzere yüzlerce kişi gözaltına alındı.
Ancak Türk varlıklarındaki ve ülke para birimi lira üzerindeki satış baskısı son haftalarda yavaşladı. Haziran ayında yıllık enflasyonun %35’e düşmesiyle birlikte, Merkez Bankası’nın faiz indirimlerine yeniden başlamasının önü açıldı. Bankanın Para Politikası Kurulu da Perşembe günü bu doğrultuda hareket ederek politika faizini %3 oranında indirerek %43 seviyesine çekti.


Rodos düşmeli mi?
William Kelleher Storey tarafından kaleme alınan yeni biyografi “Sömürgeci: Cecil Rhodes’un Vizyonu” bir gerçeği net biçimde ortaya koyuyor: İş insanı, elmas tekeli sahibi, altın tüccarı ve Britanya İmparatorluğu’nun Afrika’daki kurucularından olan Rhodes, aynı zamanda bir beyaz üstünlükçüydü. 1890’larda Cape Kolonisi’nin başbakanı olarak görev yaparken, apartheid rejimiyle tanınan Güney Afrika’nın temellerini attı ve bugünkü Zambiya ile Zimbabve’nin kuruluşunu sağladı.
Ancak ne Rhodes ne de Britanya İmparatorluğu tek başına “eşsiz bir kötülüğü” temsil ediyordu. Rhodes, dönemin Avrupa’sında yaygın olan görüşleri paylaşan bir çağ insanıydı. Cape Kolonisi, yerli Afrikalılara Alman Güneybatı Afrikası, Boer Cumhuriyetleri veya Avrupa kontrolündeki Kongo Özgür Devleti’nden daha insaflı davranıyordu. Oxford’daki Oriel College’a ve Rhodes burslarına bıraktığı miras ise hem cömert hem de faydalıydı. Adının ve suretinin kamuya açık alanlardan tamamen silinmesini isteyen, “Rhodes her yerde düşmeli” diyenler, onun hayatını ve dönemini dengeli bir şekilde ele alan bu çalışmadan çok şey öğrenebilirler.