BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
Pazar günü İsrail güçleri, Gazze’nin kuzeyinde Birleşmiş Milletler’e ait yardım kamyonlarını bekleyen sivillere ateş açtı; Hamas yönetimindeki sağlık bakanlığına göre en az 67 kişi hayatını kaybetti. İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) ise bu rakamları reddederek, “kendilerine yönelik acil bir tehdidi bertaraf etmek amacıyla uyarı ateşi açıldığını” bildirdi. Cumartesi günü de bir yardım dağıtım merkezinin yakınında 36 Gazzeli vurularak öldürülmüştü. İsrail ayrıca Gazze’nin orta kesimindeki bazı bölgeler için tahliye emirleri yayımladı.
Suriye’nin güneyindeki Süveyda kentinde, birkaç gün süren çatışmaların ardından Pazar günü sakinlik hâkimdi. Bölgedeki çatışmalar, Bedevi aşiret üyeleri ile ağırlıklı olarak Dürzilerin yaşadığı eyaletteki silahlı gruplar arasında yaşanmıştı. Suriye hükümeti, İsrail ile vardığı anlaşma sonrasında ilan ettiği ateşkesi yürürlüğe koymakta zorlanıyor. İsrail, mezhepsel şiddet patlak verdikten sonra Dürzileri korumaya çalıştığını ifade etmişti.
Moskova’daki ana havalimanları, Ukrayna’nın insansız hava aracı (İHA) saldırıları nedeniyle geçici olarak kapatıldı. Rusya Savunma Bakanlığı, ülke genelinde 230, başkent çevresinde ise 27 İHA’nın düşürüldüğünü duyurdu. Rusya da Ukrayna’ya yönelik kendi İHA saldırılarını başlattı; Ukrayna Hava Kuvvetleri, 57 İHA’dan 18’ini düşürdüğünü açıkladı.
Pazar günü yapılan seçimlere dair sandık çıkış anketlerine göre, Japonya’nın iktidardaki Liberal Demokrat Partisi (LDP) ve koalisyon ortağı Komeito, parlamentonun üst kanadında çoğunluğu kaybetmiş olabilir. Bu durum, Ekim ayında alt meclisteki çoğunluğu da kaybeden Başbakan Ishiba Shigeru liderliğindeki hükümet için ciddi bir darbe anlamına geliyor.
İran’ın yarı resmi haber ajansı Tasnim, ülkenin nükleer programıyla ilgili müzakerelere İngiltere, Fransa ve Almanya ile yeniden başlayacağını bildirdi. Avrupa ülkeleri, görüşmelerin yapılmaması hâlinde 2015 nükleer anlaşmasıyla kaldırılan uluslararası yaptırımların yeniden devreye alınacağı uyarısında bulunmuştu. Geçen ay İsrail ve ABD, İran’ın nükleer tesislerine 12 gün süren bir savaşta bombalı saldırılar düzenlemişti.
Hong Kong, iki yıl aradan sonra ilk kez en yüksek seviyedeki tayfun alarmını, yani 10 numaralı sinyali verdi. Wipha Tayfunu’nun yaklaşmasıyla saatte 167 km’yi aşan rüzgârlar görülürken, 200’den fazla uçuş iptal edildi, toplu taşıma durduruldu ve halka evlerinden çıkmamaları talimatı verildi. İklim değişikliği nedeniyle bu tür fırtınalar artık daha şiddetli, yavaş, yağışlı ve yıkıcı oluyor.
Cumartesi gecesi Londra Wembley Stadyumu’nda “Korkunç İvan” geri döndü. Oleksandr Usyk, Daniel Dubois’ı ezici bir şekilde mağlup ederek ikinci kez tartışmasız ağır sıklet boks şampiyonu oldu. Beşinci rauntta rakibini yere seren sert sol kroşesine Usyk, sevgiyle “İvan” adını veriyor. Artık tarihin en büyük ağır sıklet boksörlerinden biri olarak anılmayı hak ediyor.

Jeffrey Epstein’in uzun ve dehşet verici gölgesi
“Burada görülecek bir şey yok!” diye bağırmak işe yaramadı, bu yüzden Donald Trump taktik değiştirdi. Perşembe günü, ABD Başkanı, çocuk istismarı suçundan hüküm giymiş ve Trump dahil olmak üzere zengin ve ünlülerle bağlantıları bulunan Jeffrey Epstein ile ilgili büyük jüri ifadelerinin açıklanmasını talep etti. Mahkemeler bu ifadelerin kamuya açıklanıp açıklanmayacağına karar verecek, ancak bu talep, başkanın skandalın etkisinden sıyrılmakta ne kadar zorlandığını ortaya koyuyor.
Trump, “Radikal solcu çılgınlar”ın (yani Demokratların) hiçbir açıklamayı yeterli bulmayacağını söylüyor. Ancak Epstein’la ilgili skandal ihtimalini yıllar boyunca canlı tutanlar asıl olarak MAGA yanlısı taban oldu. Bugün Amerikalıların üçte ikisi hükümetin bazı delilleri örtbas ettiğini düşünüyor; buna Cumhuriyetçilerin %50’si de dahil.
Trump’ın bu ifadelerin açıklanmasını istemesi, Epstein’la ilgili konuşmaları susturmaktan vazgeçtiği anlamına gelmiyor. Cuma günü, 20 yıl önce Epstein’a gönderdiği müstehcen bir mektuba dair detaylar yayımlayan Wall Street Journal’a dava açtı. Başkan, böyle bir mektup yazdığını ise kesin bir dille reddediyor.

Kritik kripto düzenlemesi, stabilcoin’lere netlik getiriyor
Cuma günü Başkan Donald Trump, stabilcoin’ler için yasal çerçeveyi oluşturan GENIUS Yasası’nı imzalayarak yürürlüğe soktu. Stabilcoin’ler, genellikle dolara sabitlenmiş olan ve başka bir varlığın değerine endeksli kripto paralar olarak biliniyor. Yeni yasa, bu dijital varlıkları kimin ihraç edebileceğini, hangi varlıkları rezerv olarak tutabileceklerini ve nasıl denetleneceklerini net şekilde belirliyor.
Bu yasa, uzun süredir düzenleyici belirsizlikle mücadele eden kripto sektörü için önemli bir kazanım anlamına geliyor. Bazı analistlere göre bu düzenleme, sektörün büyümesini tetikleyebilir ve günlük ödemelerde kriptonun ana akıma taşınmasına yol açabilir. Şu anda dünya genelinde dolaşımdaki stabilcoin’lerin toplam değeri 261 milyar dolar civarında. Standard Chartered bankasının araştırmacıları, bu rakamın 2028 yılına kadar 2 trilyon dolara ulaşacağını öngörüyor.
Ancak kripto sektörüne yönelik düzenlemeler burada bitmiş değil. Kongrede ilerlemekte olan CLARITY Yasası, kripto varlıkların denetiminden hangi kurumların sorumlu olacağını netleştirmeyi amaçlıyor. Bu yasa, Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’nun (SEC) yetkisini sınırlandırarak, sektörün uzun süredir arzuladığı kurumsal netliği sağlayabilir.


Filistin Yanlısı Protestolara Polis Müdahalesi
Geçtiğimiz döneme kadar, İngiltere’de Gazze’deki İsrail savaşına karşı doğrudan eylem gerçekleştiren gruplar arasında en etkili olanı Palestine Action olarak görülüyordu. Savunma sanayi üreticilerine yönelik çeşitli dikkat çekici baskınlar düzenleyen grup, Haziran ayında bugüne kadarki en cüretkâr eylemini gerçekleştirdi: Kraliyet Hava Kuvvetleri’ne (RAF) ait bir hava üssüne gizlice girerek iki dev yakıt ikmal uçağını kırmızı boya ile kapladı.
Ancak bu olay, İngiltere hükümetinin grubu terör örgütü olarak ilan etmesine neden oldu. Daha önce Hamas ve Hizbullah gibi yapılar için kullanılan yasal çerçeveye dayanılarak alınan bu kararla birlikte, ilk kez insanlara değil mülklere saldırı düzenleyen bir grup yasaklı ilan edildi. Artık Palestine Action’ı desteklemek yasal olarak suç sayılıyor ve şu ana dek bu gerekçeyle 100’den fazla Britanyalı gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında, üzerinde “Filistin’de Soykırım, Harekete Geçme Zamanı” yazılı bir tişört tutan ve özellikle “Filistin” ve “Action” kelimeleri büyük puntoyla yazılmış bir Glasgowlu da bulunuyor.
Grup, Pazartesi günü yasak kararına karşı mahkemeye başvurarak itiraz edecek. Bu dava, ifade özgürlüğü ile güvenlik odaklı denetimlerin sınırları konusunda İngiltere’de süregiden bir tartışmayı yeniden alevlendirecek gibi görünüyor.

Teksas’ın Seçim Haritası Hamlesi Ters Tepebilir
Teksas milletvekilleri, Pazartesi günü eyalet başkenti Austin’de bir ay sürecek özel yasama oturumu için yeniden bir araya geliyor. Vali Greg Abbott, bu süreçte kenevir ürünlerinin satışının düzenlenmesi ve kürtaj hapı üretiminin yasaklanıp yasaklanmayacağı gibi konuların ele alınmasını istiyor. Ancak gündemdeki en çetrefilli başlık, Washington DC’den dayatılan bir mesele: seçim bölgelerinin yeniden çizilmesi (redistricting).
Donald Trump, önümüzdeki yıl yapılacak ara seçimler öncesinde Cumhuriyetçilere beş ek sandalye kazandırmak amacıyla “çok basit bir seçim haritası düzenlemesi” talebinde bulundu. Normalde bu tür harita değişiklikleri her on yılda bir nüfus sayımı sonrasında yapılır; dönemin ortasında yapılmaz. Trump’ın bu talebi, Teksaslı siyasetçileri zor bir tercihle karşı karşıya bırakıyor: Daha fazla Cumhuriyetçi kontrolündeki bölge yaratmak, mevcut “güvenli” Cumhuriyetçi bölgelerin daha rekabetçi hâle gelmesi anlamına geliyor. Eğer 2026’da Demokratların rüzgarı kuvvetli eserse, bu yeni bölgeler ellerinden kayabilir.
Önümüzdeki haftalarda yapılacak tartışmalar, Amerika’nın en muhafazakâr eyaletlerinden birinde milletvekillerinin, başkanı memnun etmek uğruna ne kadar siyasi risk almaya hazır olduklarını gösterecek.