Müzakerelerde 3. Tur: Hedef Ateşkes, Umut Barış
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın ev sahipliğinde İstanbul Çırağan Sarayı’nda düzenlenen Rusya–Ukrayna barış müzakerelerinin üçüncü turu, küresel dengeleri doğrudan etkileyebilecek stratejik bir diplomasi trafiğine sahne oluyor. Görüşmeye iki ülkenin diplomatik ve güvenlik birimlerinden üst düzey isimlerin yanı sıra Türkiye’den MİT Başkanı İbrahim Kalın ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak da katıldı.
Fidan, açılış konuşmasında “nihai hedefin, barışa giden yolu inşa edecek bir ateşkes olduğunu” vurgularken, Türkiye’nin diplomatik zemini hem taraflar hem de uluslararası toplum nezdinde güvenli ve tarafsız bir kolaylaştırıcı olarak inşa ettiğini belirtti.
Ateşkes, Esir Takası ve İzleme Mekanizması Gündemde
Fidan, geçmişteki esir takaslarıyla taraflar arasında güvenin pekiştiğini hatırlatarak, yeni bir izleme mekanizması kurulması halinde Türkiye’nin altyapı ve kapasite açısından sürece katkı sunmaya hazır olduğunu ifade etti.
Bu üçüncü tur görüşmelerde, önceki turlarda paylaşılan barış perspektiflerinin olgunlaştırılması ve somut taahhütlerin netleşmesi bekleniyor.
Fidan’dan Teşekkür: “Bu Süreci Sahiplendiler”
Bakan Fidan, doğrudan ya da dolaylı şekilde süreci destekleyen tüm liderlere — başta Vladimir Putin, Volodimir Zelenskiy ve ABD Başkanı Donald Trump olmak üzere — teşekkür etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın barışa yönelik çabaları da “bölgesel liderlik” vurgusuyla hatırlatıldı.
Fidan’ın açıklamaları, sadece diplomatik bir çağrı değil; aynı zamanda Türkiye’nin arabuluculuk kapasitesinin küresel krizlerde etkin rol oynayabileceğinin somut göstergesi olarak yorumlanıyor.
BS EKONOMİ NOTU:
Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleşen bu barış görüşmeleri, sadece diplomasi açısından değil, enerji güvenliği, ticaret koridorları ve bölgesel yatırım iklimi açısından da stratejik bir dönemeçtir.
Karadeniz’e komşu tüm ülkelerin ekonomik geleceği bu çatışmanın seyrine bağlıdır. Barış sürecinin başarıya ulaşması hâlinde:
Tahıl koridorlarının yeniden işler hâle gelmesi,
Doğalgaz ve LNG geçiş hatlarında risk priminin düşmesi,
Rusya ve Ukrayna ile ikili ticaretin yeniden ivme kazanması mümkün olacaktır.Ayrıca, Türkiye’nin diplomatik başarısı; “jeopolitik arabulucu” kimliğiyle uluslararası yatırımcı nezdinde itibarını artırabilir. Bu durum, dış finansman arayışında olan Türkiye için olumlu bir sinyal anlamına da gelir.