Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ve yerel bankaların toplam döviz rezervlerinde 2023’ün ilk çeyreğinden 2025’in ilk çeyreğine uzanan dönemde gözle görülür bir artış yaşandığı ifade ediliyor. Ancak bu artışın ne kadarı gerçek? Uzmanlara göre, altın fiyatlarındaki sert yükseliş bu tabloyu ciddi ölçüde çarpıtıyor.
Altın Fiyatı Arttı, Rezerv Görünürde Büyüdü
2023’ün ilk çeyreğinde ons altın fiyatı 1.978 dolar civarındayken, 2025 ilk çeyreğinde 3.070 dolara çıktı. Bu artış, TCMB’nin altın rezervlerinin değerini dolar cinsinden büyük ölçüde yükseltti. Ancak dikkat çeken nokta şu: 2023’te 26,37 milyon troy ons olan rezerv altın miktarı, 2025’te 24,72 milyon troy onsa düştü. Yani fiziki olarak rezerv azaldı.
2023 fiyatları baz alındığında, TCMB’nin altın rezerv değeri 48,9 milyar dolar olmalıydı. Ancak güncel fiyatlarla bu değer 75,9 milyar dolara ulaşıyor. Aradaki fark, 27 milyar dolardan fazla. Bu durum, rezervlerde görünen artışın büyük ölçüde dışsal faktörlerden kaynaklandığını ortaya koyuyor.
Gerçek İyileşme Ne Kadar?
TCMB’nin döviz rezervlerinde aynı dönemde 10,3 milyar dolarlık bir artış yaşandı. Altın fiyatlarındaki artışın etkisi dışarıda bırakıldığında, rezerv varlıklarındaki gerçek iyileşme 7,1 milyar dolar seviyesine iniyor. Yerel bankaların rezervlerinde ise 6,08 milyar dolarlık artış görüldü. Böylece toplamda 13,2 milyar dolarlık sınırlı ve koşullu bir rezerv iyileşmesinden söz edilebiliyor.
Ancak uzmanlar uyarıyor: bu rakamların içinde swap yoluyla elde edilen rezervlerin büyük etkisi var ve bu yapı oldukça kırılgan.
Swap Gerçeği: Rezerv mi, Borç mu?
Mart 2023 itibarıyla bankaların bilanço dışı döviz pozisyonu 30,1 milyar dolardı. TCMB taraflı işlemlerden doğan alacaklar ise 37,5 milyar dolar seviyesindeydi. 2025’e gelindiğinde bilanço dışı döviz pozisyonu 27 milyar dolara geriledi; TCMB taraflı işlemlerden alacak ise sadece 1,5 milyar dolara indi. Aradaki fark nasıl kapatıldı?
Cevap: swap işlemleri. Yurt dışındaki bankalar ve yatırımcılar TL buldu, yüksek faizle mevduata yatırdı. Kur sabit tutulduğu sürece dolar bazında da ciddi getiri sağladılar. Swapların sunduğu bu kırılgan yapı, rezerv birikimi gibi gösteriliyor.
Uzman Uyarıyor: Sentetik Rezerv Artışı Gerçek Değil
19 Mart sabahında yaşanan TL çıkışı krizi, bu kırılganlığın en çarpıcı örneklerinden biri. Swaplara dayalı sistem, dışarıdan gelen ani çıkışlarda çözüyor. Merkez bankası yöneticilerinin “tuşa basmaya yetişemedik” açıklamaları, sistemin ne kadar kırılgan olduğunu gözler önüne serdi.
Sonuç: “Rezerv Birikimi” Görünse de Risk Yüksek
Altın fiyatlarındaki artış ve swaplar dikkate alındığında, Türkiye’nin rezerv pozisyonundaki iyileşme sanıldığı kadar güçlü değil. Dışsal faktörlerle şişirilmiş bir tablo var. Uzmanlara göre bu yapı sürdürülebilir değil, özellikle global likidite daraldığında ve swaplar geri çağrıldığında rezervlerin ne kadar “gerçek” olduğu daha açık görülecek.