
Her yıl Jackson Hole toplantıları, yalnızca para politikasının yönünü değil, merkez bankacılığının nasıl bir vizyonla ilerleyeceğini de ortaya koyuyor. Bu yıl ise gözler bir kez daha Fed Başkanı Jerome Powell’da. Son açıklanan tarım dışı istihdam ve ÜFE verileri, “yumuşak iniş” senaryosunu desteklerken, Powell’ın 2026 Mayıs’ta sona erecek görev süresinin son Jackson Hole konuşmasının tonu şimdiden merak konusu. Beklenti, bu konuşmanın bir nevi veda niteliğinde, Fed’in bağımsızlığını ve tarihsel sorumluluğunu hatırlatan; “ser veren ama sır vermeyen” mesajlarla şekilleneceği yönünde.
Powell’ın görev süresi boyunca verdiği mesajlar, onun karakterini de ortaya koyuyor.
Görev süresi boyunca dönemin ABD Başkanı Donald Trump’ın sert ve hakaretamiz eleştirilerine defalarca maruz kalmasına rağmen Powell, bu saldırıları kişiselleştirmedi. Trump’ın yapımı devam eden Fed binası ziyaretine ilişkin soruya verdiği tek yanıt —“Onur duyduk”— bile, onun ölçülü, disiplinli ve kurum odaklı yaklaşımını özetliyor.
Özellikle 2022 konuşması, Powell’ın en “şahin” çıkışı oldu. “Fiyat istikrarı sağlanmazsa, ekonominin kimseye faydası olmaz” diyerek tarihe geçti.
Powell’ın özellikle Paul Volcker dönemine sık sık gönderme yapması da dikkat çekiyor. 1980’lerin başında Volcker, enflasyonu dizginlemek için tarihin en sert faiz artışlarını gerçekleştirmişti. Kısa vadede ağır bir resesyon maliyetine yol açan bu adımlar, uzun vadede fiyat istikrarını tesis ederek Fed’in güvenilirliğini yeniden inşa etmişti. Powell’ın 2022 Jackson Hole konuşmasında söylediği şu cümle, bu çizginin güncel bir tercümesi gibiydi:
“Enflasyonu düşürmek zaman alacak, ama fiyat istikrarını sağlayamamak çok daha ağır bir maliyet demektir.”
Volcker’ın otoriter ve radikal yaklaşımından farklı olarak Powell, daha sabırlı, metodik ve iletişimi öne çıkaran bir teknokrat oldu. Ancak iki isim arasında değişmeyen ortak nokta, siyasi baskılara rağmen bağımsızlık çizgisi. Powell da Trump’ın kişisel saldırılarına rağmen yanıtlarını kurumsal çerçevede tutarak, “Fed’in bağımsızlığı pazarlık konusu olamaz” mesajını sürdürdü.
Dolayısıyla bu yılki konuşmanın yalnızca ekonomik verilere değil, Fed’in kurumsal hafızasına da güçlü bir vurgu yapması bekleniyor. Powell’ın son yılında, “geçmişten ders alarak geleceğe rehberlik etme” tonunu öne çıkaran, Volcker’ın mirasına atıfta bulunan ama kendi teknokratik çizgisini de hatırlatan bir konuşma öne çıkabilir. Bu konuşma için Trump ve Bessent’in de dikkat kesileceği kaçınılmaz bir gerçek.
Piyasaların bu mesajları nasıl okuyacağı ise belirsiz. Bağımsızlık ve sorumluluk vurgusu, küresel yatırımcılar için güven verici olabilir; ama aynı zamanda, Fed’in “görev bitmedi” mesajı, daha sert bir duruş beklentisi yaratarak oynaklığı artırabilir. Bu nedenle Jackson Hole, Powell için yalnızca bir konuşma değil; aynı zamanda, merkez bankacılığının kurumsal hafızasına yazılacak son satırlardan biri olacak.
