Murat Aysan: “Stopaj Değişikliği de Faiz İndirimi de Dövize Geçişi Tetiklemedi”
Piyasa uzmanı Murat Aysan, döviz tevdiat hesaplarında son haftalardaki gelişmelere ilişkin yaptığı değerlendirmede, hem stopaj oranlarındaki değişikliğin hem de Merkez Bankası’nın son faiz indiriminin mevduat tercihleri üzerinde anlamlı bir yön değişikliği yaratmadığını söyledi.
Aysan’ın yorumu şöyle:
“YP mevduatların son beş haftalık gelişimi: Stopaj değişikliği ne bireylerde ne de kurumlarda dövize geçişi tetiklememiş durumda, faiz indirimi bu hafta sonuna doğru daha net değerlendirmek mümkün ancak Cuma ve bugün bir etkisi olmadığı görülüyor.
Yurt içi yerleşiklerin YP mevduatının 61% bireylerin, ve 39% ticari. Bireyler tarafındaki mevduatın 42% altın cinsi, USD 31%, Euro 24% ve diğer paralar sadece 3%.
Ticari tarafta ise USD ve Euro eşitliği var; 46% ve 46%, 6% altın, diğer para birimleri 2%.
Yurtdışı yerleşiklerin 22.2 Milyar USD mevduatı var, bu büyük oranda yurtdışında yaşayan Türklerin diye tahmin ediyorum. Bu bakiyede önemli bir değişiklik yaşanmıyor.
Ben bankalar arası mevduatları dışarı çıkararak ve sadece yurt içi yerleşiklerin bakiyelerine bakarak yorum yapmayı doğru buluyorum.”

Kur Kompozisyonu Sabit Kalıyor
Verilere göre, yurt içi yerleşiklerin yabancı para mevduat kompozisyonunda önemli bir kayma gözlemlenmiyor. Bireylerin tercihi ağırlıklı olarak altın ve dolar yönünde kalırken, Euro’nun payı istikrarlı seyrini sürdürüyor. Ticari kesimde ise dolar ve euro’nun eşit ağırlıklı paylaşımı dikkat çekiyor.
Yurtdışında yaşayan Türklerin oluşturduğu tahmin edilen 22,2 milyar dolarlık mevduat hacmi de büyük ölçüde sabit kalıyor ve kur geçişkenliği açısından sınırlı bir değişkenlik sunuyor.
Faiz ve Stopaj Etkisiz Kaldı mı?
Aysan’ın yorumuna göre, hem vergi avantajı sağlama yönündeki teknik düzenlemeler hem de faiz oranlarındaki düşüş, yatırımcı davranışını değiştirmek için yeterli katalizör olamadı. Bu da bireylerin dövize geçiş reflekslerinin kısa vadeli politikalarla kolayca yönlendirilemeyeceğini gösteriyor.
Özellikle tasarruf kararlarının “beklentilerle şekillendiği” ve kısa vadeli faiz/fiyat sinyallerinin yatırım tercihlerinde belirleyici olabilmesi için daha güçlü güven unsurlarına ihtiyaç duyulduğu görülüyor.
Sonuç: Hazine ve TCMB politikalarında teknik ayarlarla yönlendirme çabası sürerken, piyasadaki gerçek yön değişimi henüz gözlenmiyor. Mevduatların kırılımı, yatırımcı davranışlarının istikrarlı ama dirençli bir psikolojiyle şekillendiğini ortaya koyuyor.