Giriş
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), “Merkezin Güncesi” blogunda yayımladığı yeni değerlendirme notunda, son dönemdeki parasal sıkılaşma adımlarının reel sektör üzerindeki etkilerini analiz etti. Rapor, ekonomik sıkılaşmaya rağmen firmaların temerrüt riskinde ciddi bir artış yaşanmadığını ortaya koyuyor.
Güçlü Başlangıç Koşulları Temerrütleri Sınırladı
Firmalar bu sıkılaşma dönemine görece düşük borçluluk oranları, yüksek kârlılık düzeyi ve sınırlı net döviz pozisyon açığıyla girdi. Bu finansal tamponlar sayesinde, parasal koşullar sertleşse de temerrüt göstergelerinde belirgin bir bozulma gözlenmedi. Karşılıksız çek oranı ve takipteki kredi oranları, sıkılaşmanın ilk aylarında sadece sınırlı artış gösterdi ve hâlâ tarihsel ortalamaların altında seyrediyor.
Kârlılık Geriliyor, Döviz Açığı Artıyor
Ancak TCMB’nin dikkat çektiği bir diğer unsur, son dönemde bazı göstergelerde bozulma sinyalleri. Firmaların net döviz açıkları artış gösteriyor, kârlılık oranlarında düşüş eğilimi belirginleşiyor. Bu gelişmeler, özellikle dış borçlanmaya bağımlı firmalar açısından önümüzdeki dönemde yeni riskleri gündeme getirebilir.
Konut Satışı: Varlık Satışına Kaçış Var mı?
Merkez Bankası ayrıca firmaların temerrütten kaçınmak için varlık satışına (özellikle gayrimenkul) yönelip yönelmediğini inceledi. Bu amaçla tüzel kişilerin konut satışlarındaki payı analiz edildi. Veriler net: 2025 Nisan itibarıyla tüzel kişilerin konut satışlarındaki payı %15,6’ya geriledi. Oysa geçmiş sıkılaşma dönemlerinde bu oran %20 bandında seyrediyordu. Konut satışlarındaki artışın esas kaynağı bireysel yatırımcılar oldu. Sonuç olarak, firmaların konut gibi sabit varlıkları satışa yönelerek temerrütten kaçınma eğilimi gösterdiğine dair belirgin bir kanıt bulunmadı.
Değerlendirme
Merkez Bankası’nın mesajı net: Reel sektörün sağlam finansal yapısı, faiz artışlarına ve parasal sıkılaşmaya karşı bir tampon görevi gördü. Ancak bu bağışıklık sonsuz değil. Döviz açıklarındaki artış ve kârlılıkta gözlenen düşüş eğilimi, önümüzdeki aylarda borç geri ödeme risklerini artırabilir.
