
Likidite Bolluğu Yatırım Fırsatlarını ve Riskleri Yeniden Şekillendiriyor
2025 yılı itibarıyla küresel para arzı genişlemeye başladı. ABD, Euro Bölgesi ve İngiltere’de M2 para arzı yıllık bazda %2,6–%3,4 arasında büyürken, Japonya’da %1,2 seviyesinde daha ılımlı bir artış gözlendi. Bu gelişme, küresel piyasalar için hem yeni fırsatlar hem de dikkat edilmesi gereken riskler yaratıyor.
ABD’de Para Arzı Artışı: Kısa Vadeli Likidite, Orta Vadeli Enflasyon Riski
ABD’de M2 para arzı Şubat 2025 itibarıyla yıllık %2,75 büyüyerek yedi ay üst üste artış kaydetti. 2023–2024 arasındaki sert daralmaların ardından gelen bu toparlanma, kısa vadede likiditeyi destekliyor. Ancak enflasyon baskılarının yeniden gündeme gelmesi ve tahvil faizlerinde potansiyel yükseliş, orta vadede risk oluşturuyor. ABD Hazinesi’nin artan borçlanma ihtiyacı ve Fed’in genişlemeci politikaları, özellikle sabit getirili varlıklarda değerlemeleri yeniden fiyatlamaya zorlayabilir.
Çin ve Euro Bölgesi: Sınırlı Para Genişlemesi, Kredi Kanalları Üzerinde Baskı
Çin’de M2 büyümesi %7 seviyesinde seyrediyor. Ancak bu oran, ekonomik büyümeyi %5 hedefinde tutmaya yeterli olmayabilir. Euro Bölgesi’nde ise %2,6’lık M2 artışı, düşük büyüme ve yapışkan çekirdek enflasyon beklentileriyle birlikte değerlendirildiğinde, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) faiz patikasında agresif bir indirime gitme olasılığını güçlendiriyor.
Değer Saklama Araçları: Altın ve Bitcoin Talebi Güçleniyor
Küresel para arzındaki artış, sınırlı arzlı varlıklara olan talebi artırıyor. Altın fiyatları 2.946 dolar/ons seviyesine çıkarak yeni rekor kırdı. Benzer şekilde Bitcoin fiyatları da M2 büyümesini yaklaşık 90 günlük bir gecikmeyle takip etme eğilimi gösteriyor. Bu iki varlık, yatırımcılar için “hedge” mekanizması olarak öne çıkıyor. Altın–Bitcoin korelasyonunun zayıflaması ise portföy çeşitlendirmesi açısından dikkat edilmesi gereken bir sinyal sunuyor.
Küresel Ekonomik Görünüm: Düşük Büyüme, Yüksek Borç, Yüksek Volatilite
IMF, 2025 için küresel büyüme beklentisini %3,3 seviyesinde tuttu. Ancak jeopolitik riskler, ticaret savaşları ve tarihi seviyelere ulaşan kamu borçluluğu, piyasaların kırılgan kalmasına neden oluyor. Özellikle ABD ve Çin arasındaki gerginliğin yeniden tırmanması, risk iştahını olumsuz etkileyebilir.