BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.

Yatırımlarının çoğu ticari bir mantığa sahip olsa da, sonuç giderek daha da hantal görünüyor
“ARAMCO her zaman sadece bir petrol üreticisinden çok daha fazlası olmuştur.” Bu sözler, Suudi Arabistan’ın dev petrol şirketi Aramco’nun CEO’su Amin Nasser’a ait. Nasser, dünyanın en büyük petrol şirketi olan Aramco için büyük hedefler taşıyor. Şirketi, ülkesinin petrole olan bağımlılığından kurtulma çabalarında “önemli bir kolaylaştırıcı” olarak görüyor. Bu hedef, Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) ulusal petrol şirketi ADNOC’un CEO’su Sultan Al Jaber tarafından da paylaşılıyor; zira BAE de petrole dayalı devlet kimliğini geride bırakmayı hayal ediyor.
Bu hedef doğrultusunda, bölgenin iki büyük petrol devi son dönemde anlaşma peşinde koşuyor. Veri sağlayıcısı Dealogic’e göre, bu iki şirketin toplam satın alma hacmi 2022’de 11 milyar dolarken, geçen yıl 29 milyar dolara çıktı (bkz. grafik 1). Yapılan anlaşmaların çoğu, bu iki şirketin faaliyet alanı dışında, yurtdışındaki varlıkları kapsıyor. Bazı gözlemciler için bu durum, bölgenin petrole bağımlılığını azaltma çabalarını hızlandırmanın mantıklı bir yolu olarak görünebilir. Üstelik birçok anlaşmanın ticari mantığı da var. Ancak bu adımlar, dev petrol şirketlerini birbirinden kopuk hedeflerle boğuşan, dağınık birer holding görüntüsüne sokma riski de taşıyor.

Son dönemde yapılan yüksek bütçeli yatırımların çoğu, bu devlerin temel iş alanından çok da uzaklaşmıyor. Her iki şirketin de —diğer petrol şirketlerinin çoktan adım attığı gibi— doğalgaz alanında genişleme hedefi var. Geçtiğimiz ay ADNOC, ülke içinde 5 milyar dolarlık “Zengin Gaz Geliştirme” adlı mega projeyi başlatma taahhüdünü kesinleştirdi. Aramco ise Suudi Arabistan’daki Jafurah kaya gazı sahasını geliştirmek için 10 milyar dolarlık sözleşmeler verdi. Yurtdışındaki satın almalar da bu çabaları tamamlayıcı nitelikte. Haziran ayında ADNOC’un geçen yıl yurtdışı yatırımlar için kurduğu birimi olan XRG, Avustralyalı gaz üreticisi Santos’u satın almak için 19 milyar dolarlık bir teklif sundu. Ayrıca Amerika, Mozambik ve Türkmenistan’da sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) varlıkları da satın aldı. Aramco ise Amerika’da üç farklı LNG tesisine yatırım yaptı.
2022 başından bu yana iki şirketin gerçekleştirdiği toplam 88 milyar dolarlık satın almanın yaklaşık 40 milyar doları, doğrudan petrol ve doğalgaz sektörüne yönelikti (bkz. grafik 2). Hemen hemen aynı büyüklükte bir yatırım da kimya sektörüne yapıldı — bu da anlaşılır bir yan alan; çünkü hidrokarbonlar, kimya endüstrisi için temel bir ham madde. Mart ayında XRG, ADNOC ile Avusturyalı petrol ve doğalgaz şirketi OMV’nin poliolefin işlerini birleştirme ve Kanadalı Nova Chemicals’ı satın alma anlaşması yaptı. Bu anlaşma, ADNOC’un Ekim ayında Alman özel kimyasallar firması Covestro’yu 16 milyar dolara satın almasının ardından geldi. Aramco ise 2020 yılında Suudi Arabistan’ın ulusal kimya şirketi SABIC’in %70’ini satın almıştı; şimdi ise ham petrolü kimyasallara dönüştürecek 20 milyar dolarlık bir iç projeye yatırım yapıyor. Ayrıca, yurtdışında çeşitli kimya şirketlerinde farklı büyüklüklerde hisse satın aldı.
Yatırımların üçüncü alanı ise karbonsuzlaşma (dekarbonizasyon) oldu. Uzun süredir yeşil teknolojilere ilgi duyan bu devler, hem ülkelerinin iklim hedeflerine katkı sunuyor hem de hidrokarbon talebinin azalmasına karşı kendilerini sigortalıyorlar. Aralık ayında Aramco, sanayi gazı firması Linde ve petrol hizmetleri şirketi SLB ile birlikte Suudi Arabistan’da karbon yakalama ve depolama (CCS) tesisi kurmak için planlarını resmileştirdi. Krallığın, 2030 yılına kadar elektriğinin yarısını yenilenebilir kaynaklardan sağlama hedefine ulaşmasına yardımcı olmak için Aramco, 15 gigavatlık güneş ve rüzgâr projelerine ortak yatırım yapıyor. BAE’de bu tür projeler genellikle, temiz enerji firması Masdar tarafından yürütülüyor. Masdar, ADNOC CEO’su Al Jaber’in başkanlığında kuruldu ve ADNOC bu şirketin yaklaşık dörtte birine sahip. Ancak ADNOC, kendi başına da yeşil yatırımlar yapıyor. 2023 yılında İngiliz karbon yakalama şirketi Storegga Geotechnologies’in %10’unu satın aldı. Ayrıca ExxonMobil’in Teksas’ta geliştirdiği düşük karbonlu hidrojen ve amonyak tesisine %35 ortak oldu.
Bunlara ek olarak yapay zekâ (AI) yatırımları da geliyor. Bu alanda da ticari bir mantık söz konusu olabilir. ADNOC’un, Emirlikli yapay zekâ firması Presight ile kurduğu ortak girişim AIQ, şirketin verileriyle eğitilmiş bir yapay zekâ aracı geliştirerek lojistikten sismik analizlere kadar birçok süreci optimize etmesine yardımcı oldu. Aramco’nun süper bilgisayar teknolojilerine ve kendi yapay zekâ modellerine yaptığı büyük yatırımlar da verimliliği artırıyor.
Ancak tüm bu yatırımların ticari açıdan ikna edici bir gerekçesi olduğu söylenemez. Örneğin Şubat ayında Aramco, Amerikan çip girişimi Groq’a 1.5 milyar dolar yatırım yaparak, Arapça dil modeli geliştirmek için kullanılacak bir veri merkezinin genişletilmesini kabul etti. Bu yatırım, ancak Körfez yönetimlerinin ülkelerini birer yapay zekâ gücüne dönüştürme vizyonu çerçevesinde anlam kazanıyor. Bu hedefte ya da Körfez ekonomilerini daha yeşil ve çeşitli kılma çabalarında bir sorun yok. Ancak bu kadar farklı ve iddialı amacı, yalnızca bir şirketten gerçekleştirmesini beklemek gerçekçi değil — hele ki bu şirketin, aynı zamanda devletin kasasını doldurma sorumluluğu da varsa.