Konserve Açacağı

Tarih:

Bugün birçok ekonomik yaklaşım, ekonomik aktörlerin davranışlarını, risk algısını, fiyatlama davranışlarını ve toplumsal güven dinamiklerini göz ardı ederek soyut varsayımlarla çözüm öneriyor. Oysa ekonomide güven somuttur, denge kırılgandır, kur oynaktır ve “varsaymak”, çoğu zaman çözüm değil, ertelenmiş bir kırılmanın başka adıdır.

Konuya ilişkin olarak Tankut Taner Çelik haftasonu X hesabından aşağıdaki paylaşımda bulundu.

“Turkiye’de yıllık tüketici enflasyonu (1960-2024) 1977 de %20’yi aşan enflasyon tam 27 yıl sonra %20’nin altına gelebilbdi arada da bir çok kriz yaşandı, Düşük enflasyonun değerini küçümseyince enflasyon yine kontrolden çıktı, Soru 80ler ve 90lardaki gibi çözüm için duvara vurulması mı beklenecek yoksa duvara vurulması beklenmeden toplumsal uzlaşma ile enflasyonla top yekün bir mücadele mi olacak. 80 ve 90’lı yıllarda yaşanılanlara bakınca enflasyonla mücadelede toplumsal uzlaşmanın sağlanma ihtimalinin duvara vurulana kadar devaluasyon- enflasyon-ücret sarmalının sürme ihtimalinden çok daha düşük olduğunu kabul etmek gerekiyor”

“Önce işin adını doğru koymakta fayda var. Türkiye’de politika faizinin yüksek düzeyde tutulmasının temel amacı, klasik anlamda talep daraltarak enflasyonu dizginlemekten ziyade, TL tasarrufların dövize yönelmesini engelleyerek kur geçişkenliği yoluyla enflasyonda oluşabilecek yukarı yönlü sıçramaları sınırlamak.

Bu da, para politikasının etkinliğini kur istikrarı üzerinden dolaylı biçimde sağlamaya çalıştığı bir rejim demek.

Durum böyle olunca, para politikasının etkililiğini sınırlayan yapısal açmaz da beraberinde gelmiş oluyor. Dezenflasyon stratejisinin başarılı olabilmesi için enflasyon beklentilerinin kalıcı biçimde çıpalanması gerekiyor. Kur serbest kalırsa 80’ler ve 90’lardaki enflasyon – kur sarmalıyla yukarı çıkıyor.

Bu açmazı aşmanın yolu ya yapılması gerekenleri toplumsal uzlaşı ile yapmaktan geçiyor ya da duvara vurup mecburiyetten yapmaktan geçiyor.

Gerisi varsayalım konserve açacağımız var hikayesinden öteye geçmez.”

Zira o hikaye şöyledir:
Bir gemi kazası sonrası bir fizikçi, bir kimyacı ve bir ekonomist ıssız bir adaya düşer. Yanlarında karaya vuran yalnızca konserve kutuları vardır. Açlıktan bitap düşmeye başlarlar ama kutuları açacak hiçbir şey yoktur. Fizikçi kayalara vuralım, parçalanır der. Kimyacı ıslatalım, basınçla patlar der. Ekonomistse şöyle der:
“Sakin olalım. Varsayalım ki elimizde bir konserve açacağı var.”

- Golden Swan Abone Ayrıcalıkları - Golden Swan Abone
- Reklam Alanı -

Haberi paylaş:

spot_img

Son gelişmeler

Neden Golden Swan Abone Olmalıyım?

Gündemi sadece takip etmek değil, doğru yorumlamak istiyorsanız doğru yerdesiniz. Tüm ayrıcalıkları görmek için okumaya devam edin.

Benzer haberleri oku
Bağlantılı

Bu Hafta Dünya’da Siyaset

Trump’tan Ukrayna’ya Silah, Rusya’ya Tehdit, Fransa’ya Tasarruf, Ortadoğu’ya BaskıDonald...

Altında Dijitalden Fiziksele Sessiz Devrim

Bankada Altın Var Ama El Yok: Fiziki Teslim...

Yapay Zeka Neden Bu Kadar Yavaş Yayılıyor? Ekonomi Açıklayabilir

Verimsizliğin Tiranlığı: Yapay Zeka Neden Şirketleri Devrimsel Şekilde Değiştiremiyor?Yöneticilerle...

Zenginler İngiltere’den Kaçıyor: “Vergi” Kelimesi Lüks Mülklerini Çökertti

🏚️ Chester Square Boşalıyor, Belgravia SessizleşiyorBir zamanlar Margaret Thatcher’ın...