İstanbul Barosu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, son dönemlerde artan gözaltılar, tutuklamalar ve soruşturmalar çerçevesinde, “kim saray rejimini ve Cumhur İttifakı’nı desteklemiyorsa ‘terörist’ denebilecek bir eşiğe geldik” ifadelerini kullandı. Bu açıklama, hukuk devleti ve demokratik normlar açısından ciddi endişelere işaret ederken, siyasi ve finansal ortamda belirsizlik sinyalleri de veriyor.
Gözaltılar, Tutuklamalar ve Siyasi Baskı
- Artan Yaptırımlar:
Son dönemde, siyasetçilerden gazetecilere, sanatçılardan iş insanlarına kadar birçok kişi hakkında soruşturma başlatılıyor, gözaltı kararı veriliyor ve tutuklamalar uygulanıyor. - Eleştiriler ve Savunmalar:
Muhalefet cephesi, “yargıya müdahale ediliyor” eleştirisini öne sürerken; iktidar kanadından “kimse yargıya parmak sallayamaz” yanıtı geliyor.
Hukuki ve Anayasal Tartışmalar
- Usul ve Uygulama Sorunları:
Kaboğlu, özellikle Ekim 2024’ten itibaren artan gözaltı ve tutuklamaların, anayasal çerçeveye ve kurallara aykırı olduğunu belirtiyor.“Anayasal hükümler ihlal ediliyor; usul yanlış olunca hemen kuşku doğuyor.” - Tarihi Bir Dönüm Noktası:
Kapoğlu, bu uygulamaların 12 Eylül veya 12 Mart gibi dönemlere benzemeyen, son 50-55 yılda ilk defa görüldüğünü ifade ederek, hukuk devleti ve demokratik normların sorgulanmasına neden olduğunu vurguluyor.
Siyasi İttifak ve Eleştiriler
- Kutuplaştırıcı Yaklaşım:
Başkan Kaboğlu, “Bu kurgunun mimarları Cumhur İttifakı taraflarıdır” diyerek, Adalet ve Kalkınma Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi’nin anlaşmışlığını eleştiriyor. - Anayasa Değişikliği Tartışması:
2017’de yapılan anayasa değişikliğinin hükümeti tasfiye ettiği, ancak uygulamalardaki sapmanın toplumun yoksullaşmasına ve demokratik değerlerin zedelenmesine yol açtığına dikkat çekiyor.“Eğer 2017’deki değişiklik gerçekten iyi idiyse, neden bugün sivil anayasa arayışı içinde değiliz?”
Dayanışma ve Toplumsal Uyarı
- Terör Yaftası Meselesi:
Kaboğlu, “terör yaftası”nın artık neredeyse herkese kolayca vurulduğunu, saray rejimini ve Cumhur İttifakı’nı desteklemeyenlerin otomatik olarak terörist olarak damgalanabileceğini belirtiyor. - Toplumsal Dayanışma:
Bu durumun yarattığı bölünmeyi aşmak adına, “dayanışma halkalarını genişletmemiz gerektiğini” vurguluyor.
Finansal ve Ekonomik Etkiler
- Kurumsal Güven ve Piyasa Riski:
Hukuk devleti ilkelerinin sorgulanması ve siyasi baskının artması, yatırımcı güvenini ve kurumsal istikrarı olumsuz etkileyebilir. - Ekonomik Belirsizlik:
Hukuki süreçlerdeki belirsizlik, uzun vadeli ekonomik planlamalarda ve finansal karar alma süreçlerinde risk faktörünü artırabilir.
Sonuç ve Değerlendirme
İstanbul Barosu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu’nun açıklamaları, sadece hukuk camiası açısından değil; siyasi, toplumsal ve finansal boyutlarda da ciddi endişelere yol açıyor. Demokratik normlar, yargı bağımsızlığı ve anayasal güvence konularındaki bu çarpıcı gelişmeler, hem siyaset arenasında hem de finansal piyasalar üzerinde uzun vadeli etkiler yaratabilir.