BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
Üst Meclis seçimleri öncesinde tahvil piyasaları sarsılıyor.
Liberal Demokrat Parti’nin (LDP) TikTok’taki ilk çıkışı, gençlerin deyimiyle “karizma”dan yoksundu. Geçen ay yayınlanan 44 saniyelik videoda, 68 yaşındaki Başbakan Ishiba Shigeru koyu renk bir takım elbise içinde yer alıyor ve kağıttan notlara göz atarak benzin fiyatlarını düşürme sözü veriyor. Şaşırtıcı olmayacak şekilde, bu video başarılı olamadı.
LDP’nin TikTok’a gönülsüz biçimde adım atması, Japon siyasetinde çarpıcı bir değişimin göstergesi. Uzun süredir ülkeyi yöneten bu parti, ciddi tehditlerle karşı karşıya ve bu tehditler ülkenin geleceği açısından büyük önem taşıyor. 20 Temmuz’da yapılacak Üst Meclis seçimleri, partinin bu yeni döneme ne kadar iyi uyum sağladığını test edecek. Dış dünyanın da bu dönüşüme karşılık vermeye başladığının bir göstergesi olarak, 14 Temmuz’da uzun vadeli devlet tahvilleri, maliye politikalarının yönüne dair endişeler nedeniyle sert şekilde satıldı.
1955 yılında kurulan LDP, Japonya’nın siyasi sistemine uzun yıllar boyunca egemen oldu. 2012 yılından itibaren ise küçük koalisyon ortağı Komeito ile birlikte parlamentoda sık sık süper çoğunluk elde etti. Ancak son dönemde partinin içindeki huzursuzluk artarken, rakipleri hem sayıca çoğalıyor hem de daha dinamik hale geliyor. Aynı zamanda giderek daha fazla Japon seçmen haberleri sosyal medyadan alıyor.
LDP, Liberal Parti ile Japonya Demokratik Partisi’nin birleşmesiyle doğdu. Geniş kapsamlı politika anlayışı, lehte seçim sistemi ve kamu harcamalarından sağlanan avantajlar sayesinde onlarca yıl boyunca iktidarda kaldı. 1993’te kısa süreliğine çok partili bir koalisyona ve 2009’da Demokratik Parti’ye (DPJ) iktidarı kaptırdı. Ancak DPJ’nin yönetimi sırasında 2011’de meydana gelen deprem, tsunami ve nükleer felaketle başa çıkamaması, muhalefetin krizle özdeşleşmesine yol açtı. Shinzo Abe 2012’de LDP’yi yeniden iktidara taşıdı.
Ancak 2022’de Abe’nin suikasta kurban gitmesinden bu yana parti önemli değişimler yaşadı. 2023–24 yıllarındaki siyasi bağış skandalı seçmeni yabancılaştırdı ve partinin içinde bağış toplama gibi işlevleri yöneten birçok resmi fraksiyonun dağılmasına neden oldu. Bu fraksiyonlar, parti içindeki politika anlaşmazlıklarını yönetmede de önemliydi. Bu yapıların ortadan kalkmasıyla LDP daha çatışmacı bir hâl aldı. Geçen yıl ekim ayında yapılan seçimlerde, LDP ve Komeito Alt Meclis’te çoğunluğu sağlayamadı ve LDP tarihinde ilk kez azınlık hükümeti kurmak zorunda kaldı. Partinin Üst Meclis’teki çoğunluğu da bu ayki seçimlerde tehlikede. Üst Meclis, kabineyi doğrudan belirlemese de, seçim sonuçları başbakanın siyasi kaderinde belirleyici olabiliyor. Bu durum, özellikle geçen sonbaharda liderlik yarışını kazanıp ardından Alt Meclis’teki çoğunluğu kaybeden Ishiba için geçerli. Üst Meclis’teki 248 sandalyenin 125’i seçime gidiyor ve LDP ile Komeito’nun mevcut çoğunluğunu (66 sandalye) koruyabilmek için en az 50’sini alması gerekiyor. Daha azı, Ishiba’nın istifası yönündeki baskıları artıracaktır.

Parti üyeleri, önümüzdeki yıllarda neler olabileceğine dair giderek karamsarlaşıyor. “Belki de insanlar LDP’den tamamen sıkılmıştır,” diyor partinin üst düzey bir yöneticisi. Parti daha enerjik görünmeye çalışıyor. Geçen yılki Alt Meclis kampanyasında “Japonya’yı Koru” sloganını kullanan LDP, bu seçimde “Japonya’yı Hareket Ettir” sloganına geçti. Ancak ülkeyi nereye götürmek istediklerini hâlâ net biçimde açıklamış değiller. Yeni ve küçük partiler daha net mesajlar sunuyor; fikirleri uygulaması zor olsa da. LDP’yi sağdan tehdit eden birkaç parti dikkat çekiyor. Beş yaşındaki aşırı sağcı popülist “Sanseito (Kendin Yap Partisi)”, “Önce Japonlar” mesajıyla özellikle göçmen karşıtı söylemiyle öne çıkıyor. Japonya İnovasyon Partisi (Ishin), ülkenin ikinci büyük şehri olan Osaka çevresinde güçlü bir taban kurdu. Sol cenahtan da yeni partiler yükseliyor. Altı yıllık bir parti olan Reiwa Shinsengumi, durağanlaşan Japon Komünist Partisi ve Demokratik Parti’nin halefi olan Anayasal Demokrat Parti’den (CDP) seçmen çalmaya çalışıyor. Tüketim vergisinin kaldırılması gibi vaatlerde bulunuyor.
Ancak en başarılı küçük parti, Halk için Demokrat Parti (DPFP) oldu. Teknokratik merkezcilikle popülist bir cazibeyi birleştiriyor. Hem sağdan hem soldan seçmenlere hitap ediyor. Geçen yılki seçimde milletvekili sayısını dört kat artırarak 28’e çıkardı. LDP’nin 196 sandalyesi olmasına rağmen, pek çok yasayı geçirebilmek için DPFP ile işbirliği yapmak zorunda kaldı. Parti lideri Tamaki Yuichiro, partisini gelecekte bir koalisyon hükümetinde anahtar konuma getirmek ve başbakanlık koltuğunu kazanmak istiyor. Özellikle genç ve çalışma çağındaki seçmenlere odaklanıyor. Onların eline geçen maaşın artması için çeşitli destekler öneriyor. Yapılan bir ankette, DPFP’nin 40 yaş altı seçmenlerde LDP’nin önüne geçtiği görülüyor.
Bu rakip partiler, yeni medyayı LDP’den çok daha iyi kullanıyor. Japonya’da sosyal medyanın siyasetteki etkisi, diğer gelişmiş ülkelere kıyasla daha yavaş artmıştı; bunun nedeni seçmenlerin yaş ortalamasının yüksek olması olabilir. Ancak şimdi bu dönüşüm tam anlamıyla yaşanıyor. 70 yaş üzeri Japonların yaklaşık %75’i ulusal yayın kuruluşu NHK’ya güvendiğini söylerken, 20’li yaşlardaki gençlerin yalnızca %40’ı aynı görüşte. Tamaki ve diğer yeni liderler, gençlerin yoğun olarak kullandığı platformlarda daha etkili. DPFP’nin YouTube aboneleri sayısı, iktidar partisinin neredeyse iki katı.
“İnsanlar LDP’yi eski kafalı, geleneksel ve yeni trendlere uzak görüyor,” diye yakınıyor partinin genç üyelerinden biri. Partinin yaşlı liderleri, Tokyo’nun geleneksel restoranlarında sigara dumanı altındaki toplantılarda daha rahatlarken, internetin algoritmik yollarında kaybolmuş durumda. Tokyo’daki Keio Üniversitesi’nden Hosoya Yuichi, “Bu LDP için büyük bir tehdit ve liderlik bu tehdidin büyüklüğünü fark etmiş değil,” diyor. LDP’nin TikTok kanalının açılışından bir ay sonra hâlâ 3.000’in altında takipçisi vardı.
Sıfırlama zamanı
Yine de LDP düşüşte olabilir, ama tamamen silinmiş değil. İçinde hâlâ parlamayı bekleyen genç ve yetenekli politikacılar var. Siyasi haber bülteni Insideline’ın editörü Toshikawa Takao’ya göre, bu gençlerden birinin başbakan yapılması partinin imajı için büyük katkı sağlayabilir. Rakiplerinin hiçbirinin sahip olmadığı güçlü yerel ağlara, finansal kaynaklara ve bürokrasiyle yakın ilişkilere sahip. LDP’nin halk desteği 2022’de %40’ın üzerindeyken bugün %30’un altına düştü. Ancak hiçbir rakip parti %10’u aşamıyor. Daha rekabetçi ve canlı bir siyaset ortamı, Japonya’nın ihtiyaç duyduğu taze kan olabilir. Azınlık hükümetleri, II. Dünya Savaşı sonrası Japonya’da nadir görülse de, diğer parlamenter demokrasilerde yaygın. Bu deneyim, siyasi partilerin halkın beklentilerine daha duyarlı hale gelmesini sağlayabilir.
Ancak bu iyimser senaryo kadar, karamsar bir ihtimal de mevcut: önümüzdeki yılların istikrarsız koalisyonlara, kısa ömürlü başbakanlara ve zayıflayan politika yapım süreçlerine sahne olması. Muhalefet partileri vergi indirimleri vaat ederken, LDP de nakit yardımları sözü veriyor. Bu tür savurganlık ihtimali, Japonya’nın mali sağlığına dair kaygıları artırdı ve tahvil piyasasında son çalkantılara yol açtı. Savunma harcamalarının artırılması gibi zor kararları almak, zayıf hükümetler için daha da zorlaşacaktır. “Azınlık hükümetiyle bütçe müzakeresi yapmak delilik,” diyor partinin üst düzey isimlerinden biri. Bu delilik daha da büyüyebilir ve işler daha da dağınık hale gelebilir.