İsrail Meclisi’nden Batı Şeria’nın İlhakı İçin Hükümete Çağrı
İsrail Parlamentosu (Knesset), işgal altındaki Batı Şeria’nın İsrail’e ilhak edilmesi yönünde hükümete açık çağrı yapan kararı oy çokluğuyla kabul etti. Meclisteki 120 sandalyeden 71’i “ilhak lehine” oy verirken, yalnızca 13 milletvekili “aleyhte” oy kullandı. Geriye kalan milletvekilleri ise çekimser kaldı.
Bu karar, hukuki olarak bağlayıcı olmasa da, İsrail hükümeti üzerindeki siyasi baskıyı artırıyor ve ilhak sürecine dair “meşruiyet algısını” derinleştiriyor.
🗺️ “Tarihi ve Manevi Anavatan” İfadesiyle Sertleşen Retorik
Kabul edilen metinde Batı Şeria, “Yahudi halkının tarihi, kültürel ve manevi anavatanı” olarak tanımlanırken, buranın İsrail topraklarının ayrılmaz bir parçası olduğu öne sürüldü.
Ayrıca, bölgede bir Filistin devleti kurulmasına şiddetle karşı çıkıldı ve bunun “İsrail devleti için varoluşsal bir tehdit oluşturacağı” iddia edildi. Bu söylem, yalnızca askeri veya siyasi değil, ideolojik bir güvenlik anlayışının da güç kazandığını gösteriyor.
🏗️ Hükümete “Harekete Geç” Mesajı: Yahudi Yerleşimleri İçin Egemenlik Talebi
Meclis kararı, İsrail hükümetine, Batı Şeria’daki yasa dışı Yahudi yerleşimlerine İsrail egemenliği uygulanması yönünde mümkün olan en kısa sürede adım atma çağrısı yapıyor.
Bu adım, yalnızca diplomatik gerilimi tırmandırmakla kalmayacak; aynı zamanda bölgede altyapı, mülkiyet hakları ve güvenlik harcamaları açısından ciddi mali yükler oluşturabilecek bir süreci tetikleyebilir.
🌍 Uluslararası Tanıma Girişimlerine Karşı Bir Hamle mi?
İsrail, 2024 boyunca bazı Avrupa ülkeleri ve uluslararası kuruluşların Filistin devletini tanıma adımlarına karşı mecliste defalarca karar almıştı. Son olarak bu yıl Şubat’ta 99, Temmuz’da ise 68 milletvekili “tek taraflı tanımaya itiraz” oyu vermişti.
Bugünkü karar, yalnızca bu diplomatik karşı duruşu sertleştirmekle kalmıyor; aynı zamanda gelecekteki olası barış müzakerelerini de kilitleyecek bir ilhak sürecinin altlığını oluşturuyor.
📉 BS EKONOMİ NOTU:
İsrail Meclisi’nin Batı Şeria ilhakı yönünde hükümete çağrı yapması, jeopolitik risk primlerini yeniden yükseltecek bir gelişmedir.
Batı Şeria’da atılacak her egemenlik adımı, uluslararası yaptırım tehditlerini ve bölgesel çatışma ihtimalini artırarak, İsrail’in hem dış yatırımlar hem de para birimi üzerinde baskı yaratabilir.
Ayrıca, yasa dışı yerleşimlere altyapı, güvenlik ve lojistik genişleme ihtiyacı, kamu maliyesi üzerinde ciddi yükler doğurabilir.
İlhak süreci hız kazanırsa, Körfez ülkeleriyle normalleşme adımları da sekteye uğrayabilir; bu da İsrail’in bölgesel enerji ve ticaret stratejilerini doğrudan etkileyebilir.