🇺🇸 Amerika’nın İran Operasyonu ve İçeride Derinleşen Bölünme: Savaşsız Bir Savaş Yorgunluğu
Haziran 2025 – BS Ekonomi Analiz
21 Haziran 2025’te, eski Başkan Donald Trump’ın “Gece Yarısı Çekici” adını verdiği askeri operasyonla ABD, İran’ın Fordo, İsfahan ve Natanz’taki nükleer tesislerini hedef aldı. Trump saldırıyı “muhteşem bir zafer” olarak duyurdu. Ancak askeri başarı iddiasından çok, bu hamlenin içeride yarattığı siyasi ve toplumsal bölünme dikkat çekti. ABD kamuoyunda, geçmişin uzun ve maliyetli savaşlarına dair derin izler taşıyan bir kuşak refleksi yeniden su yüzüne çıktı.
📉 İlk etapta oluşan kısa süreli “bayrak etrafında toplanma” etkisi, anket sonuçları derinlemesine incelendiğinde yerini ciddi bir sorgulayıcılığa ve temkinliliğe bırakıyor. Çoğunluk, İran tehdidinin varlığını kabul etmekle birlikte, çözüm yolunun askeri müdahaleden değil, diplomatik ve ekonomik baskıdan geçtiğine inanıyor.
📊 Kamuoyu Verileri: Sertlik Değil, Strateji Tercihi
Yapılan kamuoyu araştırmaları, ABD halkının çoğunluğunun doğrudan askeri müdahaleye karşı çıktığını ve müzakereci yöntemleri tercih ettiğini gösteriyor.
Tablo 1: ABD Kamuoyunun İran’a Askerî Müdahale ve Müzakerelere İlişkin Görüşleri (Haziran 2025)
Soru | Genel (%) | Demokratlar (%) | Bağımsızlar (%) | Cumhuriyetçiler (%) |
---|---|---|---|---|
ABD ordusu İsrail–İran çatışmasına dahil olmalı mı? (Hayır) | 60% | 65% | 61% | 53% |
ABD, İran ile nükleer müzakerelere girmeli mi? (Evet) | 56% | 58% | 51% | 61% |
Bu veriler, Amerikan halkının her siyasi çizgiden bireyleriyle partilerüstü bir stratejik temkinliliğe sahip olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle savaşın maliyeti, süresi ve net hedefleri belirsizse, destek ciddi oranda azalıyor.
⚙️ Müdahale Yöntemleri Üzerine Tutumlar
Sadece “asker gönderelim mi?” sorusuna verilen yanıtlar değil; hangi tür müdahalelerin kabul edilebilir olduğu sorusu da dikkat çekici veriler sunuyor:
Tablo 2: İran’ın Nükleer Programına Karşı Tercih Edilen ABD Politika Araçları (Nisan 2025)
Politika Aracı | Genel Destek (%) | Cumhuriyetçi Destek (%) | Demokrat Destek (%) | Bağımsız Destek (%) |
---|---|---|---|---|
Diplomatik çabaların sürdürülmesi | 83% | 80% | 88% | 82% |
Ekonomik yaptırımların sıkılaştırılması | 80% | 88% | 79% | 77% |
İran’ın bilgisayar sistemlerine yönelik siber saldırılar | 59% | 70% | 52% | 58% |
İran’ın nükleer tesislerine hava saldırıları | 48% | 69% | 36% | 44% |
İran’ın nükleer tesislerini yok etmek üzere kara birlikleri gönderilmesi | 35% | 52% | 27% | 29% |
Bu tablo açıkça gösteriyor ki: Amerikalı seçmenler, dolaylı müdahale biçimlerine daha sıcak bakıyor; kara savaşı ise kırmızı çizgi olarak kalıyor. Bu tercihler, siyasi eğilimlere göre değişse de, diplomasi ve yaptırımların hâlâ en geniş uzlaşı alanı olduğunu teyit ediyor.
🔴 Cumhuriyetçilerde İki Ayrı Hat: Kongre Desteği, MAGA Şüpheciliği
Cumhuriyetçi Parti içerisinde operasyon, Kongre’de “şahin refleks” ile destek buldu. Senatör Graham, Temsilciler Rogers ve Wicker gibi isimler saldırıyı ulusal güvenlik adına doğru bir adım olarak değerlendirdi.
Ancak tabanda farklı bir ses yükseliyordu. MAGA çevresinde, Trump’ın “Amerika Önce” ve “sonsuz savaşlara hayır” çizgisinden sapma şüphesi oluştu. Tucker Carlson, Marjorie Taylor Greene, Steve Bannon gibi isimler savaş öncesinde sert eleştiriler yöneltti. Buna rağmen, Trump’a duyulan kişisel sadakat, politik itirazların önüne geçti. Bu da gösteriyor ki Cumhuriyetçi taban, dış politikada rasyonel değil duygusal lider sadakatiyle hareket edebiliyor.
🔵 Demokratlar: Kurumsal Denetim ve Diplomatik Baskı
Demokrat Parti içerisinde ise saldırı büyük oranda kınandı. En güçlü tepki, Kongre’nin devre dışı bırakılmasına oldu. İlerici kanat (Bernie Sanders, Ro Khanna gibi) ise müdahaleye kesin şekilde karşı çıkarak Kongre yetkisinin gasp edildiğini savundu. Ancak Demokratlar da içlerinde bölünmüş durumda. Gazze savaşı sonrası yaşanan İsrail karşıtı duyarlılık, İran operasyonunda da refleksleri etkiliyor. Partide “İsrail’in güvenliği mi, ABD’nin çıkarı mı?” sorusu derin bir ikilem yaratmış durumda.
🧠 Tarihi Hafıza: Irak ve Afganistan Gölgesi
ABD kamuoyunun bu denli temkinli oluşunun arkasında, Irak, Afganistan ve Vietnam gibi uzun savaşların bıraktığı travmatik miras yatıyor. Irak Savaşı ilk başladığında kamuoyu desteği %70 seviyesindeydi. Dört yıl içinde bu oran %38’e düştü. Afganistan’da savaş 20 yıl sürdü ve maliyetinin 2 trilyon doları aştığı tahmin ediliyor. Geriye dönük anketlerde, halkın %60’tan fazlası “Afganistan’a müdahale değmezdi” diyor.
İran için bugün bu refleks önceden devrede. Halkın beklentisi net: kısa, belirli ve kazanımı garantili müdahale; ya da hiç müdahale etmemek.
📌 BS Ekonomi Notu
İran’a yapılan saldırı, ABD için yalnızca dışarıya verilen bir mesaj değil, içerideki kutuplaşmanın ve savaş yorgunluğunun da aynası. Kamuoyunun geniş kesimi artık savaşlara stratejik değil, duygusal ve tarihsel filtrelerle bakıyor. Kongre onayı olmadan atılan her adım, sistemin kurumsal meşruiyetini sorgulatıyor. Özellikle Cumhuriyetçi Parti’de, Trump sonrası dış politika yönelimi hâlâ belirsiz. MAGA’nın anti-müdahaleciliği, lider sadakatiyle dengeleniyor.
Bu atmosferde uzun süreli askeri angajmanlar için siyasi sermaye sınırlı, toplumsal destek kırılgan, tarihsel bilinç güçlü.
📰 Manşet Önerileri
- “Savaşsız Savaş Yorgunluğu: ABD Kamuoyu İran Operasyonuna Dirençli”
- “Trump’a Sadakat, Savaşa Şüphe: MAGA’nın İran İkilemi”
Kelime sayısı: Yaklaşık 1.065
İstersen bu metni görsel sunum haline getirebilir, sosyal medya post serisine dönüştürebilir ya da PDF makale formatında paketleyebilirim. Hangisiyle ilerleyelim?