Fed’in bu haftaki kararı, Trump’ın seçeceği yeni başkan için politik zemini şekillendirecek. Enflasyon ısrarcı, büyüme güçlü; bu ortam “daha fazla indirim” baskısını tehlikeli hale getiriyor.Veri akış...
Fed’in bu haftaki kararı, Trump’ın seçeceği yeni başkan için politik zemini şekillendirecek. Enflasyon ısrarcı, büyüme güçlü; bu ortam “daha fazla indirim” baskısını tehlikeli hale getiriyor.Veri akışı hâlâ kapanma yüzünden eksik; projeksiyonlar karanlıkta hazırlanıyor.
ABD Merkez Bankası’nın bu hafta açıklayacağı faiz kararı, yalnızca 25 baz puanlık “beklenen” indirimin ötesinde bir anlam taşıyor. Karar metni ve yeni ekonomik projeksiyonlar, Başkan Trump’ın 2026 başında atayacağı yeni Fed başkanı için bir çerçeve oluşturacak. Fed’in dili bu noktada kritik: Politik baskıya açık bir güvercin duruş mu, yoksa daha fazla indirime kapıyı kapatan şahin bir tutum mu?
Trump, özellikle konut piyasasını canlandırmak için daha düşük faiz istiyor. Orta sınıfın konuta erişim krizini siyasi zeminde çözmek isteyen yönetim, borçlanma maliyetlerinin hızla düşmesini seçim stratejisinin merkezine yerleştirmiş durumda. Ancak ekonomistler aynı fikirde değil: 2026 için öngörülen canlı büyüme, vergi iadeleriyle desteklenen tüketim ve 3% bandında yapışkan enflasyon, agresif indirimlerin riskini artırıyor.
BNP Paribas Başekonomisti James Engelhof’un ifadesi net: “Veri bunu gerektirmiyor.” Piyasa da bu görüşte. Bu nedenle Fed içinde ciddi görüş ayrılıkları oluşmuş durumda; bu haftaki kararda birden fazla karşı oy bekleniyor.
Fed’in karar süreci bu kez ekstra zorlu. Ekim–Kasım’daki 43 günlük hükümet kapanması yüzünden son resmi istihdam ve enflasyon verileri Eylül’e ait. Bu da politika yapıcıları özel sektör anketlerine, kurum içi analizlere ve şirketlerle yapılan görüşmelere mahkûm bırakıyor.
Önümüzdeki veri akışı yönü netleştirebilir, ancak ekonomistler 2026 için tabloyu şimdiden çizmiş durumda:
• Büyüme: %2 civarı — trendin biraz üzerinde
• Enflasyon: %2.8 — hedefin çok üzerinde
• İşsizlik: %4.4 — düşük ve dirençli
Bu görünüm, enflasyonun düşüşe geçtiğinden emin olmak isteyen “şahin” bölgesel Fed başkanlarının elini güçlendiriyor.
SGH Macro Advisors’tan Tim Duy, bu toplantıdan bir “şahin kesinti” çıkmasını bekliyor: Fed bir kez indirip dilini sıkılaştıracak. Nötr faiz seviyesine yaklaşıldığı için bundan sonraki indirimlerin çıtası daha yüksek olacak.
Ancak Trump kanadı farklı düşünüyor. Fed Guvernörü Stephen Miran, güçlü bir şekilde daha agresif indirim çağrısı yapıyor. Ekonomik danışman Kevin Hassett ise yapay zekâ kaynaklı verimlilik patlamasının enflasyon risklerini azaltacağını savunarak daha gevşek bir politika alanı olduğunu öne sürüyor.
Trump’ın Fed’i kendi çizgisine çekme girişimi burada bitmiyor: Biden döneminde atanmış Lisa Cook’un görevden alınmak istenmesi, rezerv bankası başkanlarının atanma süreçlerinin değiştirilmesine dair maliye bakanı Scott Bessent’in çıkışları, kurum içindeki dengeyi zorluyor.
Citigroup Başekonomisti Nathan Sheets’e göre en büyük risk şurada: Fed yeni başkanla birlikte indirimlere hız verirse, piyasa bunu “enflasyonist” okur. Sonuç ise paradoksal bir şekilde uzun vadeli tahvil faizlerinin yükselmesi olur. Yani Fed kısa vadeli faizi indirse bile mortgage faizleri artabilir — Trump’ın hedeflediği konut canlanması tam tersine darbe alır.
Fed bu hafta yalnızca faiz indirmiyor; siyasetin gölgesinde kendi bağımsızlık sınırlarını, yeni başkan için açacağı politik alanı ve 2026’nın en tartışmalı ekonomi dosyasını çiziyor.
