Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan’ın Hankendi kentinde düzenlenen Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) 17’nci Zirvesi dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Gündemde öne çıkan başlıklardan biri, uzun süredir gündemde olan F-35 programıydı.
Erdoğan, F-35 meselesinin yalnızca teknik bir silah anlaşması olmadığını, Türkiye’nin NATO içindeki konumu ve müttefik ilişkileriyle doğrudan bağlantılı stratejik bir başlık olduğunu vurguladı.
“Biz F-35’leri öncelikle kendi güvenliğimiz için istiyoruz. Bu mesele yalnızca bir askeri teknoloji meselesi değil; aynı zamanda başta NATO gibi uluslararası platformlarda güçlü ortaklık konusudur,” dedi.
Türkiye’nin bu süreçte zorlansa da kendi kabiliyetlerini hızla geliştirdiğini belirten Cumhurbaşkanı, “kendi göbeğimizi kendimiz kesmemize vesile oldu” diyerek, dışlandığı programın içerde bir savunma sanayii sıçraması yarattığına dikkat çekti. Bu bağlamda, yerli savunma teknolojileri ve stratejik otonomi girişimlerinin daha da derinleştiğini söyledi.
Erdoğan, NATO zirvesinde alınan kararlara da atıfta bulundu. Müttefik ülkelerin savunma harcamalarını artırmalarına yönelik çağrıya dikkat çekerek, Türkiye’nin bu yönde attığı adımların meşru ve gerekli olduğunu belirtti. Yunanistan’ın Türkiye’nin savunma yatırımlarından duyduğu rahatsızlığa da cevap verdi:
“Yunanistan’ın bizim savunma alanında attığımız adımlar nedeniyle endişelenmesi yersiz ve manasızdır.”
Erdoğan, Türkiye’nin dış politikadaki pozisyonunu ise net bir dille özetledi:
“Türkiye, güvenliğini ve çıkarlarını tehdit etmeyen, düşmanca bir tavırla önüne çıkmayan hiçbir ülke için tehdit değildir. Aksine Türkiye, bölgesinde ve dünyada barışı, huzuru ve güvenliği sağlamak için azami çaba gösteren, dostları için son derece güvenilir bir ülkedir.”
Bu noktada Türkiye’nin yalnızca çıkar temelli değil, aynı zamanda aktif barışçıl bir güç olarak konumlandığı mesajı verildi.
F-35 başlığında özel bir isim de gündeme geldi: Donald Trump. Erdoğan, eski ABD Başkanı ile yapılan görüşmeleri hatırlatarak şu değerlendirmede bulundu:
“F-35 konusunu aramızda konuştuk ve işin takipçisiyiz. Ben Sayın Trump’ın bu konuda yaptığımız anlaşmaya sadık kalacağına inanıyorum. Bu F-35’lerin Türkiye’ye peyderpey teslimi onun döneminde gerçekleşecektir diye düşünüyorum.”
bsekonomi notu:
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları, Türkiye’nin savunma politikasını yalnızca ulusal güvenlik değil, aynı zamanda jeopolitik denge ve uluslararası ortaklıklar üzerinden yeniden kurguladığını gösteriyor. F-35 konusu artık bir silah tedarik dosyasından öte, Türkiye’nin NATO içindeki yerini, ABD ile ilişkilerinin doğasını ve yerli savunma kapasitesine verdiği önemi aynı anda simgeliyor. Trump’a yapılan kişisel atıf ise, gelecekteki senaryolarda siyasi liderliğe bağlı stratejik açılımların mümkün olduğuna dair dikkatli bir diplomatik hamle olarak yorumlanabilir.