
Ekonomist Ali Çufadar’ın paylaştığı dikkat çekici grafik, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) 2002’den bu yana uyguladığı politika faizleri ile piyasanın yıl sonu enflasyon beklentilerini karşılaştırmalı olarak sunuyor. Grafik, hem ekonomi yönetiminin manevra alanını hem de faiz-enflasyon dinamiğinin tarihsel evrimini çarpıcı biçimde ortaya koyuyor.
📈 Grafiğin Öne Çıkan Noktaları:
- 2002’de politika faizi yüzde 60 civarındayken beklenen enflasyon yüzde 45 seviyesindeydi.
- 2004’te, faiz-enflasyon makası kapanmış, politika faizi %26’ya gerilerken enflasyon beklentisi %14’e inmişti.
- 2010-2020 arasında, faiz ve enflasyon genellikle tek hanelerde seyretti. Bu dönem, “göreli istikrar” olarak okunabilir.
- 2022 sonrası, enflasyonda dramatik bir yükseliş görüldü. 2023 başında beklenen enflasyon %50’nin üzerine çıkarken politika faizi düşük kaldı.
- 2024 itibarıyla, politika faizi %49’a çıkarken beklenen enflasyon %25’e gerilemiş durumda. Bu tablo, reel faizin pozitif bölgeye geçtiğine işaret ediyor.
🔍 Ali Çufadar Ne Diyor?
Çufadar, grafikle birlikte yaptığı paylaşımda şuna dikkat çekiyor:
“TCMB, son 20 yılın en dar politika alanında. Faizler yüksek, ancak enflasyon beklentileri düşerken faizleri yüksek tutmak, hem büyüme hem borçlanma açısından kritik denge sorunları yaratabilir.”
📌 Yorum:
Grafik, Türkiye ekonomisinin geçirdiği faiz-enflasyon döngülerini ve politika yapıcıların nasıl pozisyon aldığına dair net bir resim sunuyor. TCMB’nin 2024 itibarıyla enflasyon beklentilerini düşürmüş olması bir kazanım olarak görülse de, politika faizinin %49 gibi rekor seviyelerde tutulması, ekonomik aktivite üzerinde baskı yaratabilecek riskleri de beraberinde getiriyor.
🖼️ Kaynak: Ali Çufadar / @alichufadar