BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
Zayıf ruh sağlığı büyük bir beladır. Son yıllarda zengin ülkelerde antidepresan ve anksiyete ilaçlarına yazılan reçeteler hızla arttı. Ancak bu ilaçlar herkes için işe yaramıyor. Örneğin, ciddi depresyonu olan kişilerin üçte biri ilaçların pek etkili olmadığını bildiriyor. Bu nedenle doktorlar artık daha uzak alanlara da bakmaya başladı.
Bu hafta bildirdiğimiz gibi, umut vadeden alanlardan biri hormon tedavisi. Amaç, hastaların vücudundaki doğal hormon seviyelerini artırmak—özellikle de östrojen, progesteron ve testosteron gibi cinsiyet hormonlarını düzenlemek. Akıl hastalıklarını tedavi etmenin yeni yolları memnuniyetle karşılanmalı. Ancak bunlardan en iyi şekilde faydalanmak için, hormonların yıllar içinde kazandığı kötü itibarı ortadan kaldırmak gerekecek.
Hormon replasman tedavisi (HRT), en çok menopozla birlikte gelen sıcak basması veya gece terlemeleri gibi fiziksel semptomların tedavisi olarak bilinir; bu dönemde kadının östrojen ve progesteron seviyeleri düşer. Ancak, ergenlik çağındaki çocukların ebeveynlerinin de doğrulayacağı gibi, hormonlar yalnızca bedeni değil, zihni de etkileyebilir. Kanıtlar, hormon seviyelerini eski haline getirmenin, başka tedavilere yanıt vermeyen depresyon ve şizofreni gibi birçok bozukluğun semptomlarını hafifletebileceğini gösteriyor.
Bu tedavilerden sadece kadınlar fayda görmüyor. Erkekler, menopoz gibi yaşam evrelerine bağlı hormon dalgalanmalarını yaşamazlar. Ancak birçok erkeğin (muhtemelen yaşlı erkeklerin üçte biri kadarının) sahip olması gerekenden daha düşük testosteron seviyelerine sahip olduğu görülüyor. Bu erkeklere fazladan testosteron verilmesinin de ruh hali bozukluklarına iyi geldiğine dair kanıtlar artıyor.
Sorun şu ki, birçok hasta—ve hatta bazı doktorlar—hormon tedavilerine karşı temkinli davranıyor; bunun nedeni de kamuoyundaki kötü şöhreti. Kadınlarda HRT ile ilgili aşırı meme kanseri kaygıları, bu yüzyılın başından beri bu tedavinin peşini bırakmadı. Bugün bile Amerika’daki menopoz dönemindeki kadınların yalnızca %5 kadarı bu tedaviyi alıyor. Bu durum, doğal olan her şeyin iyi olduğu ve bu yüzden tedaviye gerek olmadığı görüşünü savunan “doğalcı safsata”nın devam etmesiyle daha da kötüleşiyor.
Erkeklerde testosteron takviyesi konusunda ise, sorun bu kez kozmetik fayda isteyenler arasında fazla coşku olması. Testosteron güçlü bir performans artırıcı ilaçtır. Özellikle Amerika’da, orta yaşlı erkeklere hormon satmayı amaçlayan bir sektör ortaya çıktı. Dolandırıcılarla ve Instagram fenomenleriyle dolu bu sektör, testosteronu gençlik iksiri gibi pazarlıyor: kas yapmanın, cinsel isteği geri kazanmanın ve yaşlanmanın etkilerini tersine çevirmenin bir yolu olarak sunuluyor. Ancak olumsuz yan etkiler pek dile getirilmiyor: örneğin testosteron kısırlığa yol açabilir ya da yüksek dozlar kalp için zararlıdır. Kliniklerin kendileri bile, kötü niyetli reçete uygulamalarının sektörü kötü bir üne sürüklediğini kabul ediyor; ancak çoğu suçu rakiplerine atıyor.
Testosteron işinde daha iyi bir düzenleme başlamak için en doğru yer. Klinikler müşterilerini test etmekle ve olumsuz yönleri açıkça belirtmekle yükümlü olmalı. Kadınlar içinse farkındalık en önemli unsur. HRT ve meme kanseriyle ilgili korkular abartıldı; ayrıca HRT, örneğin osteoporoz riskini azaltarak sağlığa faydalar da sağlıyor. Zihinsel sağlık söz konusu olduğunda, hormon tedavileri hangi hastaların fayda göreceğini belirlemek için klinik deneylerden geçirilmeli: çünkü hormonlar ucuz ve bu da potansiyel kazancı çok büyük hale getiriyor. Hastalar cinsiyet hormonlarından daha az çekinir hale getirilebilirse, bu hormonlar yalnızca bedensel değil, zihinsel rahatsızlıklarda da çok daha fazla kişiye yardımcı olabilir.