Dünya Büyük Bir Savaşa Hazırlanırken Türkiye’de Sığınak Dönemi

Türkiye, sığınak yönetmeliğini yenileyerek metro ve demiryolu tünellerini dâhil eden geniş çaplı bir sivil savunma ağı kuruyor.
• Mevcut metro tünellerinin acil durumda 1 milyon 374 bin kişiyi barındırabileceği açıklandı.
• Altyapı projeleri artık yalnızca ulaşım değil, barınma ve güvenlik fonksiyonlarıyla da değerlendiriliyor.

Küresel ölçekte jeopolitik gerilimler artarken Türkiye, sivil savunma altyapısını en kapsamlı şekilde güncelleyen ülkelerden biri hâline geldi. Resmî Gazete’de yayımlanan yeni Sığınak Yönetmeliği, konutlardan stadyumlara, kamu binalarından metro tünellerine kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Amaç, hem savaş hem de afet gibi çok yönlü risklere karşı ülke genelinde dayanıklı bir barınma ağı oluşturmak.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, metro tünellerinin acil durumlarda 1,4 milyon kişiye sığınak olabileceğini duyurdu. Türkiye’de özellikle İstanbul başta olmak üzere büyükşehirlerdeki tünel ağları “çift kullanım” prensibiyle artık yalnızca ulaşım değil, koruma ve barınma fonksiyonlarını da üstlenecek. Demiryolu tünellerinin genişliği ve güvenlik standartlarının askeri seviyedeki dayanıklılığı bile gündeme getirildi.

Yeni yönetmelik yalnızca tünelleri değil;
– 10’dan fazla daireli binalarda zorunlu sığınak şartını,
– millet bahçeleri ve metro hatlarının sığınak olarak kullanılmasını,
– stadyumlar ve okulların yeni güvenlik standardına göre düzenlenmesini,
– kamu binalarında enerji ve iletişim tedbirlerinin alınmasını içeriyor.

Bu çerçeve, Türkiye’nin uzun yıllardan sonra ilk kez sivil savunmayı bu kadar geniş bir ölçekte yeniden tanımladığını gösteriyor.

BS Ekonomi Yorumu
Türkiye’deki bu dönüşüm, dünyada artan çatışma riskinin ve büyük güç rekabetinin kaçınılmaz etkilerinden biri. Altyapıyı çok işlevli hale getiren bu model, maliyetleri artırsa da güvenlik açısından bir standart yükseltmesi anlamına geliyor. Üstelik, ulaşımdan konuta kadar birçok alanda yeni yatırım normlarının ortaya çıkacağı bir sürece girildi. Ekonomik açıdan bakıldığında, sığınak zorunluluğu inşaat maliyetlerini yukarı çekecek; ancak devletin stratejik risk algısını göstermesi açısından da yeni bir dönemin başlangıcı olarak okunmalı.