🟥 CHP’de Kurultay Krizi Sürerken “Erken Seçim” Mesajı Geldi: Dava Eylül’e Ertelendi
CHP’de, 38. ve 21. Olağanüstü Kurultay’ın iptali için açılan davanın ilk duruşması 8 Eylül’e ertelendi. Ankara 26. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen davanın odağında, delegelere rüşvet verildiği iddiasıyla kurultayın iptal edilmesi ve Özgür Özel’in genel başkanlık görevinin düşürülmesi talebi yer alıyor.
Ancak dava sonrası kameraların karşısına geçen Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır’ın açıklamaları dikkat çekti:
“Bu ülkeyi erken seçime götürmek istiyoruz. Bizim gündemimiz bu. Dava siyaseten karşılığı olmayan, 4 şizofrenik dilekçeyle açılmıştır.”
Bu sözler, davanın teknik yönünden öte, partinin siyasi yönünü ve yeni yol haritasını ortaya koyuyor. CHP, yargı süreciyle vakit kaybetmek yerine, erken seçimi önceleyen bir siyasal ajanda oluşturma sinyali verdi.
⚖️ Mahkeme Ne Diyor? Ne Bekleniyor?
Mahkeme başkanı, duruşmada yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Ceza yargılamasının kesinleşmesi ve görevsizlik kararının sonucunu bekleyeceğiz.”
Bu ifade, hem davanın daha uzun sürebileceğine hem de olası bir yetki tartışmasına işaret ediyor. Ancak Lütfü Savaş’ın avukatı, ceza davasının beklenmesine gerek olmadığını belirtti ve dikkat çeken bir açıklama yaptı:
“Bizim CHP’nin mahkeme koridorlarında tartışılmasını istemeyiz. Ama ortada bir şaibe var. Bu dava siyasi değil, hukuki bir davadır.”
Kurultayda delege iradesinin rüşvetle yönlendirildiği iddiası ciddi bir siyasi kriz doğurabilecek nitelikte.
🧩 Davanın İçeriği ve Olası Senaryolar
Dava dilekçesinde sadece Özgür Özel’in değil, kurultayların tümünün geçersiz sayılması ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun göreve iadesi talep ediliyor. Davacılar, parti içi demokrasinin çiğnendiğini ve seçim sürecinin şaibeli olduğunu savunuyor.
Ancak parti yönetimi, mahkemenin böyle bir karar verme yetkisi olmadığını öne sürüyor ve istinaf–Yargıtay sürecinin en az iki yıl süreceğini öngörerek 39. Olağan Kurultay’ı öne çekme planı yapıyor. Bu da davanın hukuki olarak “konusuz bırakılması” stratejisi olarak görülüyor.
🔀 Kılıçdaroğlu, Özel, Kayyum ve Parti İradesi Tartışması
Eğer mahkeme mutlak butlan kararı verirse, eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun hukuken göreve iade edilme ihtimali doğacak. Ancak bu sürece temyiz itirazları da eşlik edeceği için, hemen uygulanması mümkün görünmüyor.
Parti kulislerinde, olası bir kriz anında kayyum atanması ya da “çağrı heyeti” oluşturulması seçenekleri konuşuluyor. CHP yönetimi ise, Kılıçdaroğlu’nun tekrar yönetime gelmesi durumunda süreci uzatıp il ve ilçe kongrelerini kendi lehine dizayn edeceğinden endişeli. Bu nedenle, çağrı heyeti formülü dahi daha makul görülüyor.
🧭 CHP’de Bölünme Riski: Yeni Parti Mi Geliyor?
Kulislerde en çok konuşulan senaryo, hukuki sürecin sonunda partinin fiilen ikiye bölünmesi. Özgür Özel ve ekibinin bu ihtimali masada tuttuğu, hatta bir “B planı” hazırlığı yaptığı iddiaları var. Kılıçdaroğlu ise partiyi “güvenli limana ulaştırmak için” bir süre daha yönetmeyi düşünebilir.
Ancak Mansur Yavaş, Vahap Seçer, Engin Özkoç gibi isimlerin uzlaştırma girişimleri şu ana kadar sonuçsuz kaldı. Ankara İl Başkanı Ümit Erkol’un iki lidere yaptığı “uzlaşın” çağrısı da karşılık bulmadı.
📊 Yatırımcı İçin Ne Anlama Geliyor?
🔸 Erken seçim vurgusu, özellikle 2026’dan önce seçim beklemeyen piyasalar için önemli. Yeni seçim ihtimali erken faiz indirimi ve kamu harcamalarında artış gibi ekonomi politikalarında yön değişikliğine neden olabilir.
🔸 CHP’de bölünme veya liderlik krizinin derinleşmesi, ana muhalefetin güven verici ekonomik programlarını sekteye uğratabilir.
🔸 Seçim tartışmaları ve siyasi belirsizlikler, CDS primini ve döviz kurunu baskılayabilecek jeopolitik risk algısını artırabilir.
🔸 Hukuki süreçlerin partiyi zayıflatması, yerel yönetimlerde yetki devri ve merkezi müdahale tartışmalarını tetikleyebilir.