
Japonya’nın 18,3 trilyon ¥’lik ek bütçesi pandemi sonrası en büyük paket oldu. Harcamaların yarısı haneleri fiyat artışlarına karşı desteklemeye giderken piyasalar enflasyon riskine odaklandı. Bütçenin borçlanmayla finanse edilmesi yen üzerinde baskı yaratıyor.
Takaichi Sanae hükümetinin parlamentoya sunduğu 18,3 trilyon ¥’lik ek bütçe, Japonya’nın Covid sonrası en büyük mali genişleme adımı olarak öne çıktı. Paket; çocuk başına 20.000 ¥ ödeme, geçici akaryakıt vergisinin kaldırılması ve yarı iletkenler gibi stratejik sektörlere teşvikler içeriyor. Savunma harcamalarının GSYİH’nin %2’sine çıkarılması da planın önemli başlıklarından biri.
Kamuoyu bu genişlemeye oldukça sıcak bakıyor. Kabinenin onay oranı %70’e yakın. Ancak finansal piyasalarda aynı iyimserlik yok. Ekonomistler, özellikle tüketiciye dönük bu kapsamlı harcama kalemlerinin yıllık %3 seviyesinde seyreden enflasyonu daha da yukarı itebileceği konusunda uyarıyor.
Piyasalardaki asıl tedirginlik bütçenin finansman yönteminde. Paketin önemli bölümü yeni devlet tahvilleriyle karşılanacak. Japonya’nın zaten devasa olan kamu borcu düşünüldüğünde bu adım, mali disiplin yanlılarını rahatsız ediyor. Buna ek olarak yenin yeniden zayıflama ihtimali de masada. Para biriminin değer kaybetmesi, ithalat maliyetlerini artırarak hükümetin desteklemek istediği hane halkı bütçesine dolaylı darbe vurabilir.
Sonuç: Japonya genişlemeye gidiyor, seçmen destekliyor, fakat piyasalar temkinli. Bu bütçe hem büyümeyi canlandırma hem de fiyat istikrarını bozma potansiyeli taşıyor.
