
NATO’nun ön hattı daha fazla para istiyor; ama en az bunun kadar önemli olan şey: daha akıllı teknoloji
NATO ülkelerinin liderleri, jeopolitik ve teknolojide yaşanan köklü değişimlere hazırlanıyor. Avrupa müttefikleri için bu, geleceğin savaşlarını şekillendirecek savunma stratejilerini yeniden tanımlamaları gereken bir dönüm noktası. Ancak Avrupa, bunu ancak savunma harcamalarındaki artışı, ileri teknoloji liderliğiyle birleştirdiğinde başarabilir. Bu yaklaşım, NATO Genel Sekreteri’nin çağrısını yaptığı “endüstriyel yeniden doğuş” için temel önemde.
Avrupa bu alanda ciddi mesafe kat etti. Bu yıl savunma harcamalarında Amerika’yı geçmeye hazırlanıyor. Birçok Avrupa ülkesi savunma harcamalarını GSYH’nin %3,5’i seviyesine çekiyor. Ancak sorun şu ki, Avrupa bu harcamaları nasıl yönlendireceğine dair stratejik bir teknolojik vizyona sahip değil.
Amerika, onlarca yıldır “offset stratejileri” kullanıyor – yani sayısal olarak dezavantajlı olduğu durumlarda teknolojiyi kullanarak askeri üstünlüğünü koruma yöntemleri. Şu anda odak Çin’e kaymış durumda ve yapay zekâ (YZ) alanında üstünlük sağlamak için yarış veriyor. Palantir ve Anduril gibi yeni nesil savunma teknoloji şirketlerini ve büyük YZ laboratuvarlarını içeren yeni bir savunma-sanayi altyapısı inşa ediyor.
Avrupa ise hâlâ Rusya odaklı ve Soğuk Savaş mantığına sıkışmış durumda: caydırıcılığı yalnızca tank, füze, savaş uçağı gibi silah sistemlerini sayıca dengelemekle sağladığını düşünüyor. Oysa Rusya bu konularda seri üretimde daha başarılı. Avrupa bu yarışa girerse, kaybeder.
Amerika, YZ destekli sistemlerle — düşmanı daha iyi algılayan, daha hızlı karar veren ve “otonom kitle” (sürü drone’lar gibi) saldırılar yapabilen — bir askeri avantaj yaratmaya odaklanmış durumda. Avrupa ise hâlâ eski platformlara ve geleneksel savaş yöntemlerine tutunuyor. Ukrayna’daki savaşın dersleri konuşulsa da, NATO’nun belirlediği “kapasite hedefleri” ile yapılan harcama planları arasında hâlâ büyük bir uçurum var.
Eğer bu fark hızla kapanmazsa, Avrupa ne Rusya’yı caydırabilir, ne de sanayisini canlandırıp stratejik özerklik elde edebilir. Yapay zekâyı arka ofis verimliliği aracı gibi görmekten çıkıp cephede kullanılacak kritik bir silah olarak konumlandırması gerekiyor.
Bu, nükleer silahların icadındaki stratejik yeniden düşünme dönemine benziyor. Ama YZ yarışı çok daha hızlı ilerliyor. Giriş engelleri düşüyor. Örneğin Çin’in DeepSeek adlı modeli, OpenAI’ın GPT-4 performansına çok yakın — bu, ne kadar hızlı sürprizlerin yaşanabileceğini gösteriyor. Üstelik bu kez ne Soğuk Savaş’taki gibi “özel kulüpler” var ne de kırmızı çizgiler. Otonom hedefleme, drone sürüleri veya uydu gözetimi gibi alanlardaki ani sıçramalar, hükümetler tepki veremeden dengeleri alt üst edebilir.
Avrupa’nın bu yarışta “seyirci” olma lüksü yok. Kendi AI savunma Manhattan Projesi’ni başlatmalı. Bu çok maliyetli değil: ABD’nin II. Dünya Savaşı’nda nükleer silah geliştirmek için başlattığı Manhattan Projesi’nin bugünkü değeri yaklaşık 88 milyar dolar. Bu rakam, 2024’te Avrupa’nın toplam savunma bütçesinin beşte birinden daha az.
Ancak Avrupa’nın YZ projesi, gizli hükümet planı olmamalı. Çünkü uygulamalı YZ araştırmaları neredeyse tamamen özel sektörde gerçekleşiyor. Savunma için bu teknolojileri kullanmak kamu-özel sektör iş birliğini gerektiriyor – Amerika’da başarılı örneklerini gördüğümüz türden bir model.
İş birliği şu 4 alana odaklanmalı:
- Drone kapasitesinde patlama: Ukrayna bu konsepti sınır hattında kanıtladı. Şimdi NATO’nun doğu kanadında da uygulanmalı. Rusya’nın insan gücüyle yürüttüğü savaşa karşı Avrupa, otonom güçle cevap verebilmeli.
- Hava üstünlüğü için YZ destekli insansız savaş araçları (UCAV): Savaş uçakları pahalı ve savunmasız. UCAV’lar, daha ölçeklenebilir ve sürdürülebilir bir yol sunuyor.
- Denizlerin derinliğini aydınlatmak: YZ destekli sensörlerin yaygın kullanımı, denizaltı savaşında düşmanlara görünmezlik avantajı vermeyecek; kritik altyapı sabotajlarının önüne geçilecek.
- Uzayda egemenlik: Avrupa’nın eskimiş ve dağınık uydu sistemini yenilemesi gerekiyor. Gerçek zamanlı tehdit tanıma ve hedefleme sağlayan, YZ destekli egemen bir uzay gözetleme sistemi şart.
Tüm bu projeler sadece fikir değil, şu anda aktif çatışmaları şekillendiriyor. Amerika, Çin ve İsrail gibi ülkeler büyük yatırımlar yapıyor. Avrupa ise potansiyel eksikliği değil, vizyon eksikliği yüzünden geride kalıyor.
Bu, YZ’nin kontrolsüzce militarize edilmesi çağrısı değil. Hukuka ve etiğe bağlı demokratik liderliğe her zamankinden daha fazla ihtiyaç var. Ancak liderlik için önce kapasite gerekir. Eğer Avrupa, AI savunmasının kurallarını kendisi koymazsa, düşmanları koyar. Reform yapılmadan gösterilen ölçülülük, sadece bir zayıflıktır.
Bugün Avrupa’nın ileri görüşlü hükümetlerinin kaynakları birleştirerek en kritik YZ yeteneklerine yatırım yapma zamanı. Bu hem NATO’nun caydırıcılığını güçlendirir hem de Avrupa’nın küresel güvenlikteki ağırlığını yeniden tesis eder.
Aksi takdirde Avrupa, başkalarının geliştirdiği algoritmalarla çalışan, başkalarının verdiği komutlara itaat eden bir orduya sahip olur. Kendi liderlerinin vizyonsuzluğu nedeniyle kendisini tanımlayan savaş teknolojisiyle yenilebilir.
Böyle olmak zorunda değil. Avrupa’nın en parlak YZ yetenekleri, bugüne kadar Amerikan devlerine hayat verdi. Eksik olan şey finansman ve uygulama vizyonu. Avrupa’nın beyni var, bütçesi var. Şimdi cesareti gerekiyor.