
Avustralya yıllardır derinleşen bir konut krizinin içinde boğuşuyor. Kiralar yükseliyor, ev fiyatları genç neslin erişiminden uzaklaşıyor, büyük şehirlerde “yaşanacak yer” bulmak lüks haline geliyor. Ekonomistler ve siyasetçiler şimdi yeni bir formülün peşinde: Boş yatak odalarına vergi.
Rakamlar çarpıcı. Araştırmalara göre Avustralya’daki evlerin %60’ında yalnızca bir ya da iki kişi yaşıyor. Ancak bu evlerin %75’inde üç veya daha fazla yatak odası var. Yani ülkede ciddi bir oda enflasyonu yaşanıyor. Bir yanda dar gelirli aileler sıkışık evlerde yaşarken, diğer yanda şehir merkezlerinde boş odalar sadece toz topluyor.
Ekonomistlerin gündeme getirdiği iki seçenek var:
Elbette mesele sadece matematik değil. “Boş oda vergisi” fikri toplumda ciddi tartışmalara yol açıyor. Kimileri bunun konut arzını hızla artırabileceğini savunuyor; çünkü ev sahipleri ya odalarını kiraya verecek ya da büyük evlerini elden çıkarıp daha küçük evlere taşınacak. Diğerleri ise bu hamleyi “özel hayata müdahale” olarak görüyor. Çünkü bir evde kaç kişinin yaşayacağına devletin değil, ev sahibinin karar vermesi gerektiğini savunuyorlar.
Sorunun arkasında aslında çok daha derin bir tablo var:
Kısacası mesele sadece boş odalar değil, boş politikalar. Eğer ev bir barınma hakkıysa, o zaman vergiler de piyasa değil, insan odaklı olmalı. Avustralya boş odalara gözünü dikmiş olabilir ama asıl mesele boşlukları vergiyle doldurmak değil, insanlara nefes alacak bir ev bırakmak.
