Ankara Sanayi Odası (ASO), Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine dayanarak “2025 Yılı İlk 6 Ay İhracat Verileri Değerlendirme Raporu”nu hazırladı. Rapora göre, Türkiye genelinde sanayi sektörü ihracatı, toplam ihracatın üzerinde bir büyüme gerçekleştirdi. Söz konusu dönemde, toplam ihracat yüzde 4,1 artışla 131,4 milyar dolara ulaşırken, sanayi sektöründeki ihracat yüzde 5,8 yükselerek 93,5 milyar dolara çıktı. İhracatın sektörel dağılımında sanayi sektörü, yüzde 82’lik payla liderliğini sürdürdü. Tarım ve madencilik sektörleri ise sırasıyla yüzde 0,6 ve 0,9 artış kaydederek ihracata katkıda bulundu.
2021’in ilk 6 ayında Ankara’nın ülke ihracatındaki payı yüzde 4,2 iken, bu oran 2025’in aynı döneminde yüzde 5,4’e yükseldi. Eğer mevcut eğilim devam ederse, Ankara’nın toplam ihracatındaki yüksek teknolojili ürünlerin payının yüzde 13 seviyelerinde gerçekleşmesi bekleniyor. Başkentin ihracatı belirtilen dönemde yüzde 11,2 artışla 7,1 milyar dolara ulaştı ve Ankara, Türkiye genelinde 4. sıraya yükseldi. İleri teknoloji ile yüksek katma değerli sektörlerdeki üretim kapasitesi artışı, Ankara’nın ihracatındaki yükselişte önemli rol oynadı.
“İllerin Teknolojik Gelişmişlik Endeksi ASO-İLTEK 2024” sonuçlarına göre ilk sırada yer alan Ankara, ihracatta teknoloji düzeyinde de öncülüğünü korudu. Başkentin ihracatında en belirgin artış, yüzde 2775,9 ile Kongo Demokratik Cumhuriyeti’ne yapılan satışlarda kaydedildi. Bu ülkeyi yüzde 458,6 artış ile Slovakya izledi. Böylece Ankara’nın ihracat pazarlarında coğrafi çeşitliliği arttığı gözlemlendi.
Sektörel bazda incelendiğinde, makine ve aksamları ile otomotiv sektörleri, toplam ihracatta en büyük payı aldı. Elektrik ve elektronik, hazır giyim ve konfeksiyon, çimento, cam, seramik ve toprak ürünleri sektörlerinde de ihracat artışı görüldü. Ancak iklimlendirme sanayisi, makine ve kimyevi maddeler gibi bazı yüksek hacimli sektörlerde düşüş meydana geldi. Türkiye’nin ihracatı yapısal olarak sanayi ağırlıklı karakterini korurken, Ankara özelinde ileri teknoloji, sektörel çeşitlilik ve coğrafi açılım öne çıkıyor. Mevcut eğilimlerin sürdürülebilirliği açısından, kamu desteklerinin stratejik sektörlere yönlendirilmesi ve ihracatçı firmaların AR-GE, dijitalleşme ve yeşil dönüşüm süreçlerine entegrasyonu önem arz etmektedir.