BS Ekonomi Bağımsız Medyasını Destekleyin
Eğer abone iseniz giriş yapınız.
Amerika’nın çökmüş inşaat sektörü Trump için büyük bir sorun
Parçalanmış yapı, aşırı düzenleme ve yetersiz yatırım sektörü felce uğratıyor
1931’de tamamlanan Empire State Binası sadece 410 günde inşa edilmişti. Aynı yıl başlayan Hoover Barajı’nın yedi yılda bitirilmesi planlanmış, ancak beş yılda tamamlanmıştı. Bugün böyle projeler hayal gibi görünüyor. Geçtiğimiz yıl, Amerikan inşaat firmalarının yarısı, yürüttükleri ticari projelerin ya ertelendiğini ya da tamamen iptal edildiğini bildirdi. 2008’de Kaliforniya seçmenleri, Los Angeles ile San Francisco’yu bağlayacak hızlı tren hattını 2020’ye kadar tamamlamak üzere onayladı. Bu proje en az on yıl gecikmeli olarak tamamlanacak gibi görünüyor.
Amerika’nın “inşa edememe” sorunu, Donald Trump için ciddi bir sorun. Trump, “karşılıklı” tarifeleri yürürlüğe koymayı bir kez daha 1 Ağustos’a ertelemiş olsa da, Amerikan sanayisini korumacılık yoluyla canlandırma kararlılığı hâlâ sürüyor. Ancak ülke, yeniden sanayileşme için gereken fabrika, depo ve köprüleri hızlıca inşa edebilecek mi? Üstelik yönetim, yapay zekâ yarışını kazanmak istiyorsa, veri merkezleri ve enerji altyapısı inşasını da hızlandırmak zorunda.
Talepler Patlıyor, Kapasite Yetmiyor
Amerika’nın en büyük ticari inşaat firması Turner Construction, 2025’in ilk çeyreğinde sipariş defterinin yıllık bazda %20 büyüdüğünü açıkladı. Ancak gecikmeler ve maliyet artışları kaçınılmaz. Verimlilik her geçen yıl daha da kötüleşiyor. 2000’den bu yana inşaat sektöründe işçi başına üretkenlik %8 azalırken, özel sektörde genel artış %54’e ulaşmış durumda (bkz. grafik). Sorun sadece ticari projelerle sınırlı değil. Konut inşaatı yapan firmalar, kişi başına 90 yıl öncekiyle aynı sayıda konut inşa ediyor. Bu da konut krizine ve artan fiyatlara yol açıyor. Bu durumu yaratan üç temel neden var: parçalanmış yapı, aşırı düzenleme ve yetersiz yatırım.
750 Bin Firma, Ölçek Ekonomisi Yok
İnşaat sektörü son derece dağınık. Yaklaşık 750.000 şirket bu sektörde faaliyet gösteriyor — imalat sanayisinin üç katı kadar firma, ama GSYİH’nin yarısı kadar katkıyla. Bu da ölçek ekonomisinden faydalanılamamasına neden oluyor. Harvard Üniversitesi’nden Leonardo D’Amico’nun çalışmasına göre, 500’den fazla çalışanı olan inşaat firmaları, 100–499 çalışanı olanlara göre iki kat, 20’den az çalışanı olanlara göre dört kat daha verimli.
Dikey entegrasyon da yetersiz. Turner ya da Bechtel gibi dev firmalar büyük projeleri üstleniyor ama inşaatın büyük kısmını daha küçük yerel firmalara devrediyorlar — onlar da işi taşere ediyor. Konut inşaatında da durum aynı. Bu yapı, projelerin yavaşlamasına neden olan karmaşık koordinasyon, pazarlık ve ödeme süreçlerini doğuruyor. İnşaat malzemeleri dağıtımı da parçalı; zayıf stok yönetimi gecikmeleri artırıyor.
Neden Konsolidasyon Olmuyor?
Bunun nedeni 1970’lerden bu yana artarak karmaşıklaşan bina yönetmelikleri. Her eyalet ve hatta her şehir farklı kurallara sahip. Bu nedenle ulusal çapta faaliyet gösteren firmalar, projelerde yerel taşeronlarla çalışmak zorunda kalıyor. Taşeronlar da yerel işgücüne daha kolay erişebildiği için avantajlı hale geliyor. Ancak bu yapı da sürekli iş gücü açığı yaşayan sektörde yatırımı engelliyor.
Yatırım Yok, Teknoloji Yok
Küçük taşeronlar düşük kâr marjlarıyla çalışıyor ve işgücünden tasarruf sağlayacak teknolojilere yatırım yapamıyor. McKinsey’e göre, Amerikan inşaat firmalarının ortalama sermaye harcaması gelirlerinin sadece %3’ü iken, diğer sektörlerde bu oran %13.
Bu nedenle teknolojinin benimsenme oranı da düşük. Yazılım araçlarının kullanımı sınırlı ve yapay zekâya geçiş umut vermiyor. Robotik kullanım da zayıf: ING’ye göre inşaat sektöründe her 100.000 işçiye sadece 6 robot düşerken, imalatta bu sayı 3.000’e yakın (ki bu da hâlâ potansiyelin altında). Her inşaat projesi farklı olduğu için fabrika üretimi gibi otomasyon mümkün olmasa da, tuğla dizmek, kaynak yapmak, malzeme taşımak gibi işleri robotlar yapabiliyor.
Çözüm Var mı?
Trump yönetimi bazı düzenlemeleri gevşetmeye çalışıyor. 1 Temmuz’da İş Sağlığı ve Güvenliği İdaresi (OSHA), şantiyelerdeki aydınlatma düzeyi gibi kurallarda esneklik getiren bir değişiklik önerdi. Bu yardımcı olabilir. Ancak Trump’ın yasa dışı göçmen işçileri sınır dışı etme planı, iş gücü krizini daha da kötüleştirebilir. Ayrıca çelik gibi inşaat malzemelerine getirdiği tarifeler projeleri daha pahalı hale getiriyor.
Ufak Kıpırdanmalar Başladı
Yine de sektörde küçük çaplı birleşme ve satın almalar görülmeye başladı. Deloitte, son dönemde anlaşmalarda artış olduğunu söylüyor. Ocak’ta Flatiron ve Dragados birleşti. Özel sermaye fonları da küçük taşeronları satın alıp birleştirme peşinde.
Tedarik zincirinde de hareket var. Nisan’da dağıtıcı QXO, Beacon Roofing Supply’ı 11 milyar dolara satın aldı ve Amerikan çatı malzemesi pazarının beşte birine hâkim oldu. Geçen ay QXO, başka bir stokçu olan GMS’yi satın almak istedi; ancak Home Depot, 5.5 milyar dolarlık teklifiyle öne geçti. QXO’nun CEO’su Brad Jacobs’a göre, tedarik zincirini dijitalleştirmek ve malzeme akışını iyileştirmek, verimliliği artırabilir. “Burada gerçek bir kriz var,” diyor Jacobs. İnşaat sektörünü bu çukurdan çıkarmak, tüm projelerin anası olacak. ■