
Fiziki altın destekli küresel ETF’ler, 2025’in ilk yarısında toplam 38 milyar dolarlık giriş kaydederek 2020’nin ilk yarısından bu yana en güçlü yarıyıl performansını sergiledi. Haziran ayında tüm bölgelerde pozitif girişler gözlemlendi; başı Kuzey Amerika ve Avrupa çekti.
Kuzey Amerika, yılın ilk yarısındaki toplam girişlerin büyük kısmını oluşturarak son beş yılın en güçlü dönemini yaşadı. Mayıs ve Haziran aylarında hız kesmesine rağmen, Asya ülkeleri altın ETF’lerine tarihteki en yüksek yarıyıl girişini gerçekleştirdi. Asya, küresel toplam AUM’un sadece %9’una sahip olmasına rağmen, net küresel girişlerin %28’ini sağladı. Avrupa ise H2 2022’den bu yana süren aralıksız altı aylık kayıpların ardından, H1 2025’te ilk kez pozitife döndü.
Altın fiyatlarındaki artışla birleşen bu güçlü girişler, küresel altın ETF’lerinin toplam varlıklarını yılın ilk yarısı sonunda %41 artırarak 383 milyar dolara taşıdı. Aynı dönemde ETF’lerin toplam altın varlığı 397 ton artarak 3.616 tona ulaştı. Bu seviye, Ağustos 2022’den bu yana en yüksek ay sonu stoku oldu.
Haziran ayında Kuzey Amerika’daki ETF’lere 4,8 milyar dolar giriş gerçekleşti. Bu, Mart’tan bu yana en yüksek aylık giriş anlamına geliyor. İlk yarıdaki toplam giriş 21 milyar dolar oldu. İsrail-İran arasındaki gerilimin tırmanması, yatırımcıları güvenli liman arayışına yöneltti ve altın ETF’lerine ilgiyi artırdı.
ABD Merkez Bankası (Fed) Haziran ayında faiz oranlarını sabit tutsa da, büyümede yavaşlama ve enflasyon endişeleri dile getirildi. Piyasalar 2025 sonuna kadar 3 faiz indirimi, 2026’da ise 2 ek indirim bekliyor. Bu beklentilerle birlikte ABD tahvil getirileri gerilerken, dolar zayıfladı. Devam eden belirsizlik ve mali riskler, önümüzdeki dönemde altın talebini destekleyebilir.
Avrupa’daki ETF’ler, art arda ikinci ayda da giriş görerek Haziran’da 2 milyar dolar topladı. Bu, Ocak ayından bu yana en yüksek aylık giriş. İlk yarıdaki toplam giriş 6 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.
Haziran ayında en güçlü katkı Birleşik Krallık’tan geldi. İngiltere Merkez Bankası faiz oranlarını değiştirmese de, açıklamalar genel olarak güvercin tonluydu. Düşen büyüme, yavaşlayan enflasyon ve soğuyan iş gücü piyasası, piyasada faiz indirim beklentilerini artırdı. Bu durum tahvil getirilerini baskılarken altının cazibesini artırdı. Avrupa Merkez Bankası’nın üst üste sekizinci faiz indirimi ve artan jeopolitik belirsizlikler de kıtadaki talebi destekledi.
Asya’daki ETF girişleri Haziran ayında pozitife döndü – her ne kadar sınırlı bir artışla 610 milyon dolar olsa da, H1 toplamı 11 milyar dolarla rekor seviyeye ulaştı. Haziran’da en büyük katkı Hindistan’dan geldi. Orta Doğu’daki artan jeopolitik riskler talebi tetikledi.
Japonya, üst üste dokuzuncu ayda da giriş kaydederek 198 milyon dolarla Haziran’ı kapattı. İlk yarı toplamı ise 1 milyar dolar oldu. Yüksek enflasyon endişeleri ve özellikle pirinç fiyatlarındaki artış bu ilgiyi desteklemiş olabilir.
Çin‘de ise Haziran ayındaki giriş 137 milyon dolar ile sınırlı kaldı; bu, ticaret gerilimlerinin azalması ve yerel altın fiyatlarının gevşemesiyle açıklanabilir. Ancak H1 boyunca Çin’den gelen toplam giriş 8,8 milyar dolar (85 ton) ile şimdiye kadarki en yüksek seviyeye ulaştı.
Avustralya ve Güney Afrika’nın öncülüğünde, diğer bölgelerde Haziran ayında 148 milyon dolar, yılın ilk yarısında ise toplam 661 milyon dolar giriş kaydedildi. Özellikle Avustralya’da altın ETF’lerinin hem varlık değeri hem de altın stoku ay sonu itibarıyla rekor seviyeye ulaştı.

Kaynak: World Gold Council
