
ABD’nin Ankara Büyükelçisi Barrack, Türkiye’nin F-35 programına dönüşü için şartı açık koydu: S-400’lerin tamamen devreden çıkması. Trump–Erdoğan hattındaki “yumuşama”, son yılların en verimli müzakerelerini doğurmuş durumda; Washington bu süreci yeni bir iş birliği penceresi olarak görüyor. Önümüzdeki aylarda ABD ve Türkiye’nin güvenlik ihtiyaçlarını aynı anda karşılayacak “orta yol” formülünün aranacağı mesajı verildi.
ABD’nin Ankara Büyükelçisi Barrack, Türkiye–ABD savunma ilişkilerinde kritik bir başlık olan F-35 programı konusunda yeni bir çerçeve çizdi. Barrack’a göre Washington, Türkiye’nin programa yeniden katılma isteğini olumlu görüyor; ancak ABD yasaları gereği S-400 sisteminin tamamen devre dışı bırakılması ve Türkiye’nin elinde bulunmaması şart.
Açıklamanın tonu bu kez daha diplomatik ve yapıcı. Barrack, Trump ile Erdoğan arasındaki ilişkiyi “son on yılın en verimli temaslarını mümkün kılan” bir zemin olarak tanımlayarak iki ülke arasında yeniden iş birliği iklimi doğduğunu söyledi. Bu vurgu, özellikle savunma sanayii dosyasında Washington’un kapıları kapatmadığının işareti.
ABD tarafının beklentisi net: Türkiye’nin S-400 konusunda atacağı adım, hem teknik uygunluk hem de yasalar açısından belirleyici olacak. Eğer bu eşik aşılırsa, F-35 dosyası yeniden açılabilir ve iki ülke arasında savunma koordinasyonu genişleyebilir.
Washington’ın mesajı temelde şu:
2025–2026 döneminde Türkiye ile ABD, NATO içi uyumu yeniden tesis etmeye yönelik gerçekçi bir diplomatik fırsat penceresine sahip. Müzakerelerin seyri, Ankara’nın S-400 pozisyonuna ve Washington’un F-35 için sunacağı güvenlik garantilerine göre şekillenecek.
