Roubini: “Trump Ekonomiyi Krize Sürüklüyor, Ama ABD Onu da Aşar”
Ünlü ekonomist Nouriel Roubini, Project Syndicate’te yayımladığı son makalesinde, Donald Trump’ın ekonomi politikalarının stagflasyona (yüksek enflasyon + düşük büyüme) neden olabileceğini, ancak buna rağmen ABD ekonomisinin dirençli kalacağını savundu.
Roubini, Trump’ın ticaret savaşları, göçmen karşıtı sert önlemleri, büyük bütçe açıkları ve Fed’in bağımsızlığına müdahale girişimleriyle Amerikan ekonomisine zarar verdiğini belirtti. Özellikle doları zayıflatma amacı taşıyan olası bir “Mar-a-Lago Mutabakatı”nın, hem ABD içinde hem de küresel düzende hukukun üstünlüğüne zarar vereceğini vurguladı.
“TALO’dan TACO’ya: Trump Saldırgan Başlar, Geri Adım Atar”
Roubini, Trump’ın ekonomi politikalarının başlangıçta sert olsa da, piyasa disiplini, danışman etkisi ve ABD Merkez Bankası’nın bağımsızlığı sayesinde çoğu zaman yumuşatıldığını ifade etti.
“Trump’ın varsayılan davranış biçimi ‘TALO’dur – Trump Always Lashes Out (Trump her zaman saldırır). Ancak tahvil yatırımcıları ve finansal piyasalar onu ‘TACO’ya – Trump Always Chickens Out (Trump sonunda geri adım atar) – zorladı.”
Roubini’ye göre, Trump’ın ‘Kurtuluş Günü’ olarak adlandırdığı 2 Nisan’da duyurduğu yüksek tarifeler, hayata geçmek yerine, genellikle müzakereyle sonuçlandı. Bu durumun, ekonomik zararları sınırladığını savunan ekonomist, yıl sonunda tam bir resesyon yerine, potansiyelin altında kalan “growth recession” yaşanacağını öngörüyor.
ABD’yi Ayakta Tutan: Teknoloji, Piyasa Disiplini ve Fed
Roubini, Trump’ın ekonomi politikasının getirdiği risklere rağmen, ABD’nin dünyanın merkezinde yer alan teknolojik üstünlüğü, kurumsal dayanıklılığı ve piyasa refleksleri sayesinde büyük bir çöküşten uzak kalacağını savundu.
Ancak uyarıyor: “Göçmen bilim insanlarına, öğrencilere uygulanan sınırlamalar, uzun vadede ABD’nin küresel liderliğini tehdit eder.”
Küresel Reaksiyon: Trump Ekonomisinin Pusulası Bozuk Ama Gemiyi Teknoloji Yüzdürüyor
Roubini’nin makalesi, Trump’ın popülist ekonomi hamlelerine karşı piyasaların ve kurumların hâlâ fren mekanizması oluşturabildiğini vurguluyor. Ancak bu fren sisteminin ne kadar dayanabileceği, Trump’ın ikinci döneminde daha belirleyici olacak.
