Enerji Üzerinden Barış Arayışı
2024 Yılı Ekonomist Kapağında yer alan bölümde Trump’ın kulağının üzerindeki soru işareti (ki kulağından yaralanmıştı) hala hafızalardayken, fotosunun üzerindeki güvercin kendisini barış elçisi ilan etmesinin öncü haberiydi. İlginç olan şu ki kapakta Trump tam da Putin’in üzerinde konuşlanıyor. Alaska’da el sıkışan iki lider bu barış güvercini fotografını daha anlamlı hale getiriyor. Ancak aşağıda detaylarını bulacağınız görüşmeler konunun sadece Ukrayna için barış olmadığını gözler önüne seriyor.

Konuya yakın beş kaynağa göre, bu ay Ukrayna’da barışı sağlamak için yapılan müzakerelerin perde arkasında Amerikalı ve Rus yetkililer bir dizi enerji anlaşmasını var. Kaynaklar, bu anlaşmaların Kremlin’i Ukrayna’da barışa ikna etmek ve Washington’un yaptırımları hafifletmesini sağlamak için teşvik unsurları olarak masaya konduğunu belirtti.
Rusya, Şubat 2022’de başlayan işgalin ardından enerji sektöründe uluslararası yatırımlardan ve büyük anlaşmalardan büyük ölçüde dışlanmıştı. Görüşmelerde, Exxon Mobil’in Sakhalin-1 petrol ve gaz projesine geri dönme ihtimali de ele alındı. Üç kaynağa göre, ABD’nin en büyük petrol üreticisi Exxon, Rusya’nın devlet kontrolündeki Rosneft ile projeye yeniden katılımı konusunda ABD’nin Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisi’nden (OFAC) hem Joe Biden hem de Donald Trump dönemlerinde aldığı onayları gerekçe göstererek çeşitli temaslarda bulundu.
Yetkililer ayrıca Rusya’nın, Arctic LNG 2 gibi Batı yaptırımlarına tabi LNG projeleri için Amerikan ekipmanları satın alması fikrini de masaya getirdi. Bir diğer öneri, ABD’nin Rusya’dan nükleer enerjili buz kırıcı gemiler satın alması oldu. Bu başlıklar, ABD elçisi Steve Witkoff’un Moskova ziyareti sırasında Vladimir Putin ve yatırım elçisi Kirill Dmitriev ile görüşmelerinde gündeme geldi. Konular Beyaz Saray’da Trump ile de tartışıldı.
15 Ağustos’ta Alaska’daki zirvede de bu fikirler kısaca gündeme geldi. Bir kaynak, “Beyaz Saray zirveden sonra manşet yaratacak büyük bir yatırım anlaşması duyurmak istiyordu. Trump böylece bir şey başarmış gibi hissediyor,” dedi.
Exxon Mobil konu ile ilgili yorum yapmazken, Rosneft ve Novatek’in de açıklama taleplerine yanıt vermedi.
Tehditlerle Eş Zamanlı
Trump, barış görüşmelerinde ilerleme sağlanmazsa Rusya’ya daha fazla yaptırım uygulama ve Rus petrolünün büyük alıcısı Hindistan’a ağır tarifeler getirme tehdidinde bulundu. Bu adımlar, Rusya’nın mevcut ihracat seviyesini sürdürmesini zorlaştırabilir.
Trump’ın “anlaşma odaklı” siyaset tarzı daha önce de görülmüştü. Bu yılın başlarında aynı yetkililer, ABD’nin Rus gaz akışlarını Avrupa’ya yeniden başlatmasının yollarını araştırmıştı. Ancak Brüksel, 2027’ye kadar Rus gaz ithalatını tamamen sonlandırma planları nedeniyle bu girişimleri durdurdu.
Son görüşmeler ise Avrupa Birliği’ni devre dışı bırakarak ABD ile Rusya arasında ikili anlaşmalara yöneldi. Aynı gün Alaska zirvesinde Putin, Exxon Mobil gibi yabancı yatırımcıların Sakhalin-1’deki hisselerini geri alabilmesine imkân tanıyacak bir kararname imzaladı. Bunun şartı, yabancı ortakların Batı yaptırımlarının kaldırılmasına destek vermesi.
Exxon, 2022’de Ukrayna işgali sonrası Rusya’dan çıkmış ve 4,6 milyar dolarlık değer düşüklüğü zararı yazmıştı. Şirkete ait %30’luk pay Kremlin tarafından o yıl el konularak devlete geçirilmişti.
ABD, Arctic LNG 2 projesine yönelik yaptırımları 2022’den itibaren kademeli olarak artırdı ve bölgede faaliyet için gerekli buz sınıfı gemilere erişimi kesti. Proje çoğunlukla Novatek’e ait. Şirket, yaptırımların kaldırılması için geçen yıl Washington’da lobi faaliyetlerine başlamıştı.
Arctic LNG 2 tesisi nisan ayında düşük kapasiteyle üretime yeniden başladı ve bu yıl yaptırım altındaki tankerlerle beş sevkiyat gerçekleştirildi. Planlanan üç üretim hattından üçüncüsü için Çin’den teknoloji sağlanması bekleniyor.
Washington, Rusya’nın bu tür projelerde Çin teknolojisi yerine Amerikan teknolojisini tercih etmesini sağlamak istiyor. Bu da ABD’nin, Moskova–Pekin ilişkilerini zayıflatma stratejisinin bir parçası olarak görülüyor.
Çin ve Rusya, Ukrayna işgalinden hemen önce “sınırsız ortaklık” ilan etmişti. Şi Jinping son on yılda Putin ile 40’tan fazla kez görüştü; Putin de son aylarda Çin’i “müttefik” olarak tanımlamıştı.
Aslında masadaki tablo, satranç tahtasına benziyor: ABD hızlı bir “şah mat” için taşları ileri sürerken, (The Economist’in kapağındaki zamanı işaret eden kum saati gibi) Rusya zaman kazanarak oyunu uzatıyor. Fakat unutulmamalı: Bu oyunda taşlar yalnızca enerji şirketleri değil; Avrupa’nın güvenliği, Çin–Rusya ortaklığı ve küresel piyasalarda yatırımcı güveni de risk altında.