Londra’da dün gece gerçekleşen ABD-Çin ticaret görüşmeleri, her iki tarafın da “çerçeve” üzerinde mutabık kaldığını açıklamasıyla sonuçlandı. Görüşmelere ABD Hazine Bakanı Scott Bessent ve Ticaret Bakanı Howard Lutnick, Çin heyetinde üst düzey bakanlık yetkilileri hazır bulundu. Toplantıya dair kamuoyuna yansıyan ilk mesajlar umut verici olsa da, arka plandaki belirsizlikler piyasalarda temkinli bir iyimserlik havası yarattı.
📌 Fotoğraflar ve Diplomatik Ton
Toplantının ardından basının karşısına çıkan ABD Ticaret Bakanı Howard Lutnick, “Cenevre mutabakatını uygulamaya koymak için bir çerçeveye ulaştık” açıklamasında bulundu. Bu vurgu, önceki Cenevre sürecine dönük bir devamlılık iddiasını ortaya koysa da, detaylar bakımından belirsizlikler barındırıyor. Lutnick’in yanındaki Bessent ise, toplantılardan erken ayrılarak diplomatik bir ifadeyle “üretken görüşmelerimiz oldu” açıklamasıyla yetindi. Basına yansıyan karelerde Lutnick’in yüzündeki kararlı ifade, Bessent’in daha temkinli ve kontrollü duruşu iki farklı diplomatik tonun resmini çizdi.

💬 Görüşmeler ‘Gerçekten, Gerçekten İyi Gidiyor’
Lutnick’in “Görüşmeler gerçekten gerçekten iyi gidiyor” açıklaması, toplantı atmosferine dair pozitif bir izlenim vermeyi amaçladı. Ancak, Wall Street Journal’ın (WSJ) analizine göre, görüşmelerde tam olarak hangi başlıklar üzerinde anlaşmaya varıldığına dair net bir bilgi paylaşılmadı. Bu detay eksikliği, özellikle Pekin’in talep ettiği bazı ihracat kontrollerinin geri alınması sürecinde Trump’ın onayına ihtiyaç duyulabileceği yönünde spekülasyonları güçlendirdi.

📈 Piyasalar Tepki Verdi, Altın Temkinli Kaldı
Toplantı sonrası ABD piyasaları, görüşmelerdeki iyimser mesajlardan güç alarak pozitif bir seyir izledi. Özellikle S&P 500 ve Nasdaq endekslerinde yukarı yönlü hareketler dikkat çekti. Buna karşın altın fiyatları, küresel belirsizlikler ve ihracat kontrolleri gibi risklerin sürdüğüne işaret eder şekilde temkinli bir yükseliş eğilimini korudu. Bu tablo, yatırımcıların ABD-Çin ilişkilerinde “çerçeve mutabakatı” açıklamalarına rağmen, detay eksikliğinden kaynaklanan riskleri fiyatlamaya devam ettiğini gösteriyor.

🔍 Çerçeve Anlaşması mı, Yoksa Cenevre’nin Yeniden Canlandırılması mı?
Howard Lutnick’in “çerçeveye ulaştık” açıklaması, ilk bakışta yeni bir uzlaşının sinyalini verirken; diplomatik kaynaklar ve WSJ’nin haberi, bunun aslında daha önceki Cenevre görüşmelerinin bir devamı mı yoksa yeni bir başlangıç mı olduğunun netleşmediğini ortaya koyuyor. Görüşmelerde “başkanların onayına” yapılan vurgu, ticaret diplomasisinde en üst düzey onayın beklendiğini ve nihai kararın henüz verilmediğini ima ediyor.
📌 Trump Faktörü: İhracat Kontrolleri ve Siyasi Onay
WSJ’nin analizine göre, ABD’nin Pekin’in talep ettiği bazı ihracat kontrollerini geri alması için Trump’ın onayına ihtiyaç duyulabileceği yorumu, hem diplomatik hem de finansal piyasalarda önemli bir başlık. Bu durum, ticaret anlaşmasının sadece teknik bir mesele değil, aynı zamanda ABD iç siyasetinde kritik bir pazarlık unsuru olabileceğini gösteriyor. Trump’ın bu sürece nasıl yaklaşacağı ve özellikle Kasım ayındaki seçim atmosferinde Çin’e yönelik politikasının sert mi yoksa yumuşak mı olacağı, ticaret anlaşmasının kaderini belirleyecek unsurlardan biri olarak öne çıkıyor.
💡 Ekonomik Görünüm ve Belirsizlik
Her ne kadar görüşmeler “olumlu bir atmosfer” içinde geçtiği belirtilse de, çerçeve anlaşmasının içeriğine dair netlik olmaması; özellikle ihracat kontrolleri, teknoloji transferleri ve stratejik sektörler gibi hassas alanlarda piyasalarda temkinli bir iyimserlik yaratıyor. Altın fiyatlarının temkinli yükseliş trendini sürdürmesi, jeopolitik risklerin hâlâ gündemde olduğunu teyit ediyor.
🔎 Sonuç ve Beklentiler
Londra’daki ABD-Çin ticaret görüşmeleri, önemli bir diplomatik adım olarak tarihe geçerken; içeriğin belirsizliği ve Trump faktörü sürecin kırılgan kalmasına neden oluyor. ABD piyasaları, “iyi gidiyor” mesajlarına pozitif tepki verse de, yatırımcılar açısından ayrıntıların netleşmesi kritik önemde. İhracat kontrolleri gibi teknik detaylar, hem şirket stratejilerini hem de küresel tedarik zincirlerini doğrudan etkileyeceği için, piyasalar önümüzdeki günlerde başkanların onay sürecini ve Washington’daki siyasi atmosferi yakından takip edecek.