Manşet Önerisi:
“Şi’den AB’ye Stratejik Uyarı: Ticaret, Savaş ve Teknoloji Hatlarında Yeni Dönüm Noktası”
PEKİN’DE GÜNDEMLER ÇATIŞTI: AB–ÇİN ZİRVESİNDE GERGİNLİK VE DENGELEME MESAJLARI
Avrupa Birliği ile Çin arasında diplomatik ilişkilerin 50. yılı vesilesiyle düzenlenen zirve, haftalardır artan ekonomik gerilim ve jeopolitik baskılar nedeniyle tek güne indirildi. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, zirvede Avrupa liderlerine “doğru stratejik tercihler” yapmaları çağrısında bulunurken, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, AB-Çin ilişkilerinin “dönüm noktasında” olduğunu belirtti.
Zirvede hem iş birliği hem karşılıklı güvensizlik dikkat çekerken, Çin tarafı Batı’nın ticaret kısıtlamalarını eleştirdi; AB ise Pekin’den Rusya üzerinde daha fazla baskı kurmasını talep etti.
Şi’den Batı’ya: “Duvarlar Değil, İşbirliği İnşa Edin”
Pekin’de düzenlenen toplantıda Şi, Avrupa’nın karşı karşıya olduğu zorlukların Çin kaynaklı olmadığını savunarak, “Rekabet gücü, ‘duvarlar ve kaleler’ inşa ederek artırılamaz. ‘Zincirleri koparmak’ izolasyona neden olur” ifadelerini kullandı. Avrupa’nın ticaret ve yatırım pazarını açık tutması gerektiğini vurgulayan Şi, Brüksel’in “kısıtlayıcı ekonomik ve ticari araçlardan” kaçınmasını istedi.
Bu ifadeler, Çin’in elektrikli araç ihracatına ve stratejik metaller üzerindeki ihracat kısıtlamalarına karşı AB’nin uyguladığı son yaptırımlara doğrudan bir yanıt niteliğindeydi.
Von der Leyen: “Dengesizlikler Derinleşti, Çözüm Bekliyoruz”
Von der Leyen, Çin’le iş birliğinin genişlemesine rağmen yapısal dengesizliklerin büyüdüğünü, özellikle 305 milyar avroyu aşan ticaret açığının kabul edilemez bir seviyeye ulaştığını belirtti. Avrupa’nın Çin’e karşı “açık ama dengeli” bir ilişki hedeflediğini söyledi.
Von der Leyen, ayrıca Çin’in elektrikli araç ihracatı, piyasa erişimi, nadir toprak elementleri üzerindeki ihracat kontrolleri ve iç piyasa kısıtları gibi alanlarda daha şeffaf ve adil politikalar benimsemesi gerektiğini ifade etti.
Ortak Bildiri: İklim İş Birliği Ama Siyasi Uyum Zayıf
Her iki taraf da zirve sonunda iklim değişikliğiyle mücadeleye dair ortak bir bildiri yayınladı. Metan emisyonları, karbon piyasaları ve yeşil teknoloji alanlarında iş birliği taahhüdü verildi. Ancak iklim mesajları, ticaret ve jeopolitik konulardaki çelişkileri bastırmaya yetmedi.
Rusya Savaşı Gölgesi: Avrupa Çin’den Daha Fazla Baskı İstiyor
Avrupa Konseyi Başkanı Antonio Costa, Çin’e Rusya’ya baskı yapma çağrısını yineleyerek, “Çin’in BM Sözleşmesi’ne uygun davranması ve Rusya’nın saldırganlık savaşına son vermesi için etkisini kullanması gerekiyor” dedi. Şi ise doğrudan yanıt vermemekle birlikte, dolaylı olarak Avrupa’nın bu tür beklentilerle Çin’i Batı çizgisine çekme çabalarını reddetti.
Nadir Toprak Elementlerinde Ters Köşe
Avrupa’nın Çin’e yönelttiği temel suçlamalardan biri de nadir toprak metalleri üzerindeki kontrol ve ihracat kısıtlamalarıydı. Ancak Çin’in AB’ye yaptığı nadir toprak mıknatısı ihracatı, mayısa göre haziran ayında %245 arttı. Bu veri, Pekin’in kısıtlamalarının “tamamen bir blokaj” değil, daha çok stratejik yönlendirme olduğunu gösteriyor.
Çin Dışişleri Bakanlığı ise bu kısıtlamaların “uluslararası uygulamalarla uyumlu” olduğunu savunarak, ilgili taraflarla daha güçlü bir diyalog sözü verdi.
Bsekonomi Notu:
Bu zirve, AB ile Çin arasında hem stratejik ortaklık hem sistemik rekabet ikilemini en açık şekilde yansıtan diplomatik temaslardan biri oldu. Avrupa, iç ekonomik türbülans ve Amerikan baskısı arasında denge ararken, Çin tarafı kendi üretim kapasitesini ve pazar gücünü “uluslararası normlara” dayandırarak savunma eğiliminde.
Ancak daha önemlisi, AB’nin Çin’e yönelttiği ticari suçlamalarla aynı anda Rusya’ya baskı yapmasını istemesi, Brüksel’in stratejik bütünlük sınavını da gözler önüne seriyor. Çin ise artık bu tür talepleri Batı kampının içsel çelişkileri olarak görmekte ve çok taraflı ilişkilerde daha fazla “dengeleyici güç” rolünü benimsemeye çalışıyor.
Sonuç:
Zirve, bir “dönüm noktası” olmayı başardı – ama bu, ilerleme yönünde değil, daha kontrollü bir ayrışma ve yeniden pozisyonlanma sürecinin başlangıcı olabilir. Avrupa ile Çin arasında artık yalnızca ticaret değil, stratejik kimlikler de müzakere ediliyor.