
Financial Times, küresel para otoritelerine yönelik en sert uyarılarından birini yaptı ve Türkiye’yi “popülist para politikalarının nasıl ağır bedeller ödettiğinin canlı örneği” olarak gösterdi. “Central bankers, let Turkey be a warning” başlıklı analiz, özellikle 2026’ya girerken faiz indirim baskılarıyla karşı karşıya kalan merkez bankalarına “gerçeklikten kopmayın, Türkiye’nin yaşadıklarına bakın” mesajı veriyor.
FT’nin değerlendirmesi, yalnızca geçmiş hatalara değil, halen devam eden risklere de odaklanıyor. Türkiye’nin 2021–2023 döneminde uyguladığı düşük faiz – yüksek kredi genişlemesi – kur baskısı kombinasyonu, gazete tarafından “modern ekonomi tarihinin en pahalı deneylerinden biri” olarak tanımlanıyor. Enflasyonun %85’e fırladığı, TL’nin değer kaybının kontrolden çıktığı ve reel sektör dengelerinin bozulduğu süreç, makalenin merkezinde yer alıyor.
Analiz, bugünkü sıkı para politikasının doğru yönde olduğunu kabul ediyor; ancak uyarı net: “Ortaya çıkan hasar o kadar büyük ki, normalleşme yıllar alabilir.”
1. Popülist faiz indirimleri ekonomiyi değil, enflasyonu hızlandırır.
FT, özellikle seçim dönemlerinde “faiz düşsün, büyüme hızlansın” yaklaşımının, Türkiye’deki gibi enflasyon ve kur patlamasına dönüştüğünü vurguluyor.
2. Para politikasında siyasi müdahale sistematik kırılganlık yaratır.
Faiz kararlarının teknik gerekçeler yerine siyasal tercihlerle şekillenmesinin, ülke risk primini kalıcı şekilde yükselttiği hatırlatılıyor.
3. Yüksek enflasyonun kalıcılaştığı her yıl, merkez bankasının itibarı daha da aşınır.
Türkiye’de enflasyon düşmeye başlamış olsa da, fiyatlama davranışları ve hizmet enflasyonunun hâlâ “yapışkan” olduğu belirtiliyor.
4. Normalleşme başladığında bile sonuçlar hemen görünmez.
FT’ye göre, faiz artışları, rezerv yönetimi ve makro ihtiyati çerçeve doğru olsa da, “geç kalınmış politikaların maliyeti bir gecede silinmez.”
Gazete, yeni ekonomi yönetimiyle birlikte rasyonel politikalara dönüşün başladığını, ancak hâlâ yüksek enflasyon – yüksek kur oynaklığı – zayıf reel ücretler – düşük güven dörtlüsünün etkisinin hissedildiğini yazıyor.
Türkiye’nin son üç yılda yaşadığı en güçlü kırılganlıklar makalede şu şekilde sıralanıyor:
• TL’de yapısal değer kaybı
• Kredi piyasasında bozulmuş dağılım
• Şirket bilançolarında kur duyarlılığı
• Hanehalkının hızlı fakirleşmesi
• Merkez bankası bağımsızlığı tartışmaları
FT, bu tabloyu merkez bankalarının önüne bir “geri dönüşü çok pahalı olan politika hataları seti” olarak koyuyor.
Çünkü 2026’ya yaklaşırken dünya genelinde faiz indirim beklentileri yükseliyor.
• Fed ve ECB’ye siyasi baskı artıyor
• Gelişen ülkelerde “erken gevşeme” çağrıları geliyor
• Reel ekonomide küçülme endişesi belirmeye başladı
Financial Times bu ortamda özellikle merkez bankacılarına sesleniyor:
“Türkiye’nin yaşadıklarını görmezden gelen, aynı hataya sürüklenir.”
Yazının temel tezi şu: Para politikasında sabır, bağımsızlık ve rasyonellik kısa vadede maliyet yaratır ama uzun vadede ülkeyi felaketten korur. Türkiye örneği, bunun en açık kanıtı.”
