
Japonya borsalarında bugün dikkat çeken görüntü, yatırımcıların “riskten kaçış”a yönelmesi oldu. Nikkei 225 endeksi, gün içinde %3.3’e varan düşüşle 48.661 seviyesine kadar geriledi. Özellikle teknoloji sektörü hisseleri, satışların odak noktası haline geldi: örneğin SoftBank Group hisseleri %7’ler düzeyinde değer kaybederken, yarı iletken ekipman üreticileri Tokyo Electron ve Advantest sırasıyla yaklaşık %5 ve %3.6 oranında düştü.
Bu satışların arkasında birkaç kilit etken yer alıyor. Birincisi, küresel düzeyde teknoloji hisselerinde değerlemeye dair artan soru işaretleri. Özellikle yarı iletken ve yapay zekâ temelli hisseler baskı altında. kincisi, yatırımcıların bugün yarın açıklanacak önemli veriler ve sonuçlara odaklanması: örneğin Nvidia’nın bilançosu ve ABD’den beklenen istihdam verileri piyasada sıkıntı yaratıyor. Üçüncüsü, Japonya-Çin arasında artan diplomatik gerilim ve bunun özellikle Japon perakende, turizm ve dışa dönük hizmet sektörüne yansıması. Çin hükümetinin vatandaşlarını Japonya’ya seyahatten caydırması, ilgili şirketlerin hisselerinde sert düşüşlere yol açtı.
Bu gelişmelerin Japonya ekonomisi ve yatırımcılar açısından anlamı şöyle: Endeksin 50.000 seviyesinin altına inmesi psikolojik sınırın kırıldığını gösteriyor; piyasa “güvenli liman” beklentisiyle hisse satışına yöneliyor. Analistlerden Seiichi Suzuki’nin dikkat çektiği üzere, “yatırımcılar dipten alım yapmak istiyordu ama hisselerin daha da düşmesini bekliyorlar.” Yani satışların ivmesi artıyor ve alım girişimi gecikebiliyor.
Yatırımcılar için çıkarılması gereken dersler: Japonya’daki düşüş, bölgesel değil küresel bir risk iştahı zayıflaması ile örtüşüyor. Bu nedenle portföylerde teknoloji odaklı pozisyonlar ve Japonya dışı aktifler gözden geçirilmeli. Japon hisse senetleri kısa vadede uç volatiliteye açık. Ayrıca, Japon yeninin güçlenmesi ya da Japon devlet tahvillerinin getirilerindeki yükseliş gibi yan etkenler de ihracatçı şirketleri baskı altına alabilir.
Sonuç olarak: Japonya borsasının sert düşüşü, sadece Japonya’ya özgü bir dalga değil; dünya genelinde “risk modu”na geçişin işareti. Yatırımcılar dikkatli olmalı ve özellikle teknoloji-yükümlü, dışa açık Japon firmalarındaki konumlarını yeniden değerlendirmeli.
