
ABD’de tüketici kredilerindeki artış Ağustos ayında neredeyse durma noktasına geldi. Toplam krediler yalnızca +363 milyon $ yükseldi; bu rakam son altı ayın en zayıf seviyesi olurken piyasa beklentisi olan +14 milyar $’ın çok altında kaldı. Temmuz’da kaydedilen +18,1 milyar $’lık güçlü artış sonrası bu sert yavaşlama, Amerikalıların harcama iştahındaki değişimi işaret ediyor.
Grafikte de görüldüğü üzere, tüketici borçlarındaki frenin asıl kaynağı kredi kartı borçlarındaki (revolving credit) -6 milyar $’lık düşüş oldu. Bu, son 4,5 yılın en büyük ikinci gerilemesi olarak kayda geçti. Buna karşılık, araç ve öğrenci kredilerini kapsayan non-revolving krediler +6,3 milyar $ ile sınırlı da olsa artış gösterdi.
Kredi kartı faizlerinin ortalama %22,8’e yükselmesi, hanehalkının borçlanma kapasitesini daha da kısıtlıyor. Bu oran hem 2025’in en yüksek seviyesi hem de ABD tarihindeki zirvelere oldukça yakın. Yüksek faiz ortamında tüketici talebinin kırılması, Fed’in faiz indirimi tartışmalarını da hızlandırıyor.
Bu tablo, siyaset sahnesinde yeni bir tartışmayı gündeme getirdi: Donald Trump’ın her haneye 1000–2000 $’lık nakit çek göndermesi. Amaç, tüketimi yeniden canlandırmak. Ancak uzmanlar farklı görüşte:
ABD tüketici kredilerindeki bu yavaşlama, ekonomide harcama gücünün zayıfladığına işaret ediyor. Bu durum, Fed’in yılın son çeyreğinde faiz indirimi planlarını destekleyebilir. Ancak aynı anda Trump’ın popülist nakit transfer planı, hem tüketim hem de piyasa fiyatlamaları üzerinde “ikili etki” yaratabilir.
Önümüzdeki dönemde kritik soru şudur: Çekler gerçekten reel tüketime dönüşecek mi, yoksa finansal piyasalarda kısa vadeli köpük mü oluşturacak?
