
ABD Merkez Bankası (Fed) Yönetim Kurulu Üyesi Lisa Cook, hakkında ortaya atılan “mortgage dolandırıcılığı” iddiaları sonrası gelen istifa çağrılarına sert yanıt verdi. Sürecin odağında, Trump’ın siyasi baskısı, Bill Pulte’nin çıkışı, Adalet Bakanı Pam Bondi’nin devreye girmesi ve Cook’un hem bireysel hem hukuki savunması yer alıyor.
Federal Konut Finansmanı Ajansı (FHFA) Direktörü Bill Pulte, Cook’un Fed’e katılmadan 4 yıl önce yaptığı bir mortgage başvurusunun usulsüz olduğunu öne sürerek, Adalet Bakanlığı’na resmi soruşturma çağrısı yaptı. Sosyal medya üzerinden kamuoyu baskısı oluşturdu ve Cook’u doğrudan istifaya davet etti.
Pulte’nin açıklamasının ardından ABD Başkanı Donald Trump, Bloomberg’in haberini alıntılayarak sosyal medya üzerinden net mesaj verdi:
“Cook hemen istifa etmelidir!”
Trump’ın bu çıkışı, Fed’in bağımsızlığına dair siyasi müdahale tartışmalarını hızla büyüttü. Daha önce de Fed Başkanı Jerome Powell’ı faiz politikası yüzünden sık sık hedef alan Trump, bu kez doğrudan bir kurul üyesini görevden alma niyetini açıkça ortaya koydu.
Lisa Cook, Trump’ın çağrısına saatler içinde yanıt verdi:
Cook, avukatları aracılığıyla yaptığı ek açıklamada da pozisyonunu korudu: Amerikan ekonomisine destek olma sorumluluğunu sürdüreceğini ve görev süresinin 2038’e kadar devam edeceğini hatırlattı.
ABD Yüksek Mahkemesi, 2025 başında aldığı kararla, başkanların Fed başkanını veya üyelerini sırf politika farklılıkları nedeniyle görevden alamayacağına hükmetmişti. Sadece “usulsüzlük ya da ağır ihmal” durumunda görevden alma yetkisi tanınmıştı.
Massachusetts Senatörü Elizabeth Warren, Trump’ın hamlesini şöyle değerlendirdi:
“Amerikalılar için maliyetleri düşürmedeki başarısızlığının sorumluluğunu üstlenecek bir günah keçisi arayan çaresiz bir başkanın son örneği.”
Demokrat kanat, bu girişimi Fed bağımsızlığına doğrudan müdahale olarak yorumladı.
Trump’ın Cook’a dönük istifa çağrısı, ABD’de “başkanın kurumlar üzerindeki yetki sınırları” tartışmasını yeniden alevlendirdi. Hukuken Trump’ın eli zayıf olsa da, siyaseten Fed üzerinde kurmaya çalıştığı baskı, ülkenin ekonomik yönetiminde istikrarsızlık algısını derinleştiriyor.
Cook’un istifa etmeme kararlılığı, Fed’in bağımsızlığını savunma refleksi olarak görülüyor. Ancak Washington’daki bu kriz, önümüzdeki dönemde hem faiz politikalarına hem de ABD’nin küresel finansal güvenilirliğine yansıyacak gibi görünüyor.
