

BSekonomi Özel | Jeopolitik Derinlik Serisi
Haziran 2025
ABD yönetimi, B-2 Spirit hayalet bombardıman uçaklarının Guam üzerinden Pasifik boyunca ilerlemesiyle birlikte yeni bir çatışma eşiğine yaklaştı. Tartışma şu: Trump diplomasiye şans verseydi sonuç değişir miydi?
Cevap net: Hayır. Çünkü İran bir devlet gibi değil, bir ideoloji gibi hareket ediyor.
Modelleme bazlı analiz sistemleri, Trump’ın başlangıçta savaşı bitirme ve İran destekli terörü durdurma niyetiyle hareket ettiğini ortaya koyuyor. Ancak temel hata, İran’ı rasyonel bir devlet gibi değerlendirmek oldu. İran bir teokrasi ve karar alma yapısı Batı tipi çıkar analizine değil, devrimci ideolojiye dayanıyor.
1979 Devrimi ile kurulan İran İslam Cumhuriyeti, Batı karşıtı, anti-emperyalist bir pozisyona oturdu. Bu sistemin merkezinde İsrail karşıtılığı yer alıyor: “Küçük Şeytan”. Bu pozisyon, Filistin meselesi üzerinden kendini tüm İslam dünyasına lider olarak sunma iddiası taşıyor.
İran’ın bu ideolojiyi dışa yansıttığı çekirdek sistem: Direniş Ekseni. Bu eksende şu yapılar var:
Bu vekil yapılar, İran’ın ABD/İsrail/Suudi eksenine karşı caydırıcı gücü haline geldi. İsrail’e karşıtılık, sadece dinî değil, jeopolitik bir aracı.
Şii ve Sünni ayrımı esasen Filistin konusunda teolojik değil, stratejik. Sünni devletler (BAE, Bahreyn, Fas, Sudan) İsrail’le ilişkilerini ekonomik, teknolojik ve diplomatik nedenlerle normalleştirdi. Ancak bu pragmatik adımlar halklar tarafından her zaman desteklenmiyor.
Özellikle Gazze’deki sivil kayıplar, normalleşme dalgasını zedeliyor. Katar, Hamas’ı destekliyor ama İsrail’le diplomatik ilişkisi yok. Türkiye gibi çifte pozisyon yürüten ülkeler de mevcut.
Sünni liderlik, devlet çıkarlarına odaklanıyor: egemenlik, istikrar, ekonomi. Ancak sivil toplumda Filistin davasına destek dinî temelde sürüyor. Bu, İran’ın ideolojik söylemini besliyor: “Sünni liderler davayı sattı” propagandası.
Analiz şöyle devam ediyor:
“İsrail, Üyüe ülerindeki liderleri (Hamaney gibi) ortadan kaldırarak rejimi değiştireceğini sanabilir. Bu büyük bir hata olur. Çünkü Şiiliğin temelindeki devrimci ideoloji kolay kolay sarsılmaz.”
Bu yanlış beklenti, hem Filistinlilere yönelik baskılarla birlikte, hem de Şiiler üzerindeki asimetrik saldırı hissiyle, Sünni halklarda da huzursuzluğa yol açabilir. Mısır, Ürdün, Suudi Arabistan gibi ülkelerdeki dengeleri bozma potansiyeli taşıyor.
İran’a karşıtılık Sünni liderlik çevrelerinde daha çok:
İsrail ile diplomatik açılımlar bu nedenlerle tercih ediliyor. Ancak İsrail’in “maksimalist saldırganlığı”, Sünni kamuoyunun hoşgörüsünü azaltabilir ve çıkar bazlı ilişkileri istikrarsızlaştırabilir.
Trump, görevi sırasında İran’ı vurmak yerine diplomasiye şans tanımayı denedi. Ancak öngörüsel veri modellemesinde, rejimin karakteri gereği anlaşmayla pasifize edilemeyeceğini öngörüyordu.
İran, ideolojik vekil savaşının merkezinde ve bu hattın (Direniş Ekseni) jeopolitik çıktıları, basit diplomasiyle aşılamaz.
Bu analiz, bsekonomi.com için hazırlanmıştır. Kaynak ve katkı: @ArtuncKocabalkan – Jeopolitik ve finansal tahmin platformlarından veri destekli olarak düzenlenmiştir